Gençlik, seçim, vaatler...

Kıvılcım EFTELYA
Ekin BALİ
MALATYA

"Eğitimi sizin beklentilerinizi karşılayacak şekilde geliştireceğiz. Size daha nitelikli imkânlar sunmayı yatırım olarak görüyoruz. Bilgi, beceri ve birikimlerinizi iş hayatınıza aktarmanız için gereken adımları birlikte atacağız..." (AKP’nin seçim manifestosundan)

GENÇLİĞE DEĞER VERİLMİYOR

Vaatlerin gençlikle pek bir ilgisi olmadığını ve gençliğin ancak seçim zamanı hükümetin aklına geldiğini düşünen dershane öğrencisi Berfin Karataş, "Biz gençler olarak hükümetin değer verdiği bir topluluk olsaydık üniversite sınavlarımızın dahi bir sene içerisinde, içeriğinden tutup da sınav tarihine kadar değiştirilmesi pek mümkün olmazdı. Bu sene içinde üniversitelerde ve ortaokullarda da birçok sistem değişikliği yapıldı." dedi.

Eğitimdeki fırsat eşitsizliğinden yakınan Karataş, "Milli Eğitimin verdiği kitaplar yetersiz kaldığından alınan kitaplara birçok öğrenci maddi durumları sebebiyle sahip olamıyor. Milli Eğitimin sağladığı olanakların azlığı nedeniyle öğrenciler özel eğitim kurumlarına yöneliyor ve yine maddi durumu kötü olanlar bu olanaklardan faydalanamıyor. Kitaplardan bile vergi alınıyor." diye düşüncelerini ifade etti.

‘ARTIK SIKILDIK, ‘TAMAM’ DİYORUZ’

Öğrencilerin kaygılarının azalması gereken yerde arttığını söyleyen Karataş, "Sene sonunda yapılacak sınavın içeriği sene içerisinde  birkaç defa değişebiliyor, sınavın tarihi bile ‘Okuyup ne yapacaklar?​’ diyerek değiştirilebiliyor. Akit'te yazar Maranki çıkıyor ve ‘Umudunuz 25 Haziran’dır. Olmadı zaten o zaman artık Belgrad Ormanı’nda ağacın dibinde, talim şeyimizi oraya gömdük. Çıkaracağız sokağa.’ diyor. Sınav hakkında çok az bilgiye sahip olan öğrenciler, insanlar bu şekilde tehdit edilince ‘Acaba sınav bu sene olacak mı? Olursa psikolojik durumumuz buna hazır değil, olmazsa bir senelik emeğimiz çöp olacak’ diyerek kaygılanıyorlar." dedi. OHAL sebebiyle en ufak bir tepkinin bile bastırılmaya çalışıldığını söyleyen Karataş, "Kaygılarımızı besleyen bu sistemden artık sıkıldık, tamam diyoruz." diyerek sözlerini bitirdi.

‘OTURMUŞ BİR EĞİTİM SİSTEMİ YOK’

Vaatleri samimi bulmayan dershane öğrencisi Diren Aksu, "Her seçime yaklaşıldığında bambaşka ve öğrencileri heyecanlandıracak, onları kendi tarafına çekecek vaatler veriliyor. Bu şekilde öğrencilerin desteğini de alıyorlar ama seçim bittikten sonra hiçbir eylemde bulunulmuyor." dedi.

Gelecek kaygısını bütün gençlik kesimlerinin yaşadığını söyleyen Aksu, "Oturmuş bir eğitim sistemi yok, her seçim sonrası başka bir sistem geliyor. Bu sistem içerisindeki her öğrencinin akşam başını yastığa koyduğunda 'Ben ileride ne yapacağım, hayatımı nasıl idame ettireceğim?' diye kaygılandığını düşünüyorum." diyerek düşüncelerini dile getirdi.

‘DERS Mİ DÜŞÜNEYİM KURS TAKSİTLERİNİ Mİ?​’

Hem çalışıp hem iki kursa gidip Müzik Bölümüne hazırlanan Mehmet İlik, "Ben ders mi çalışayım, müziğe mi hazırlanayım yoksa kurs taksitlerimi nasıl ödeyeceğimi mi düşüneyim? Hadi hepsini geçtim. Üniversiteyi bu sistemle kazandım diyelim, üniversite bitince bu sefer iş sorunu olacak. Bunu yakınen de biliyorum. Abim sınavda 83 puan almıştı ama şu an dükkân işletiyor. " dedi.

SÜREKLİ BİR DEĞİŞİM

Türkiye'deki eğitim sisteminin çöktüğünü düşünen lise son sınıf öğrencisi Taylan Haran ise, "Ağustos ayından itibaren farklı bir sınav sistemine hazırlanırken Kasım ayında bambaşka bir sistemle sınava gireceğimizi öğrendik. Sonra buna da göz yumduk, ‘neyse’ dedik, çalışmaya devam ettik. Ardından Aralık ve Ocak ayında tekrar değişiklikler oldu. Sürekli bir değişim oldu. En son da artık gireceğimiz sınav erken seçim kararıyla seçimden sonraya ertelendi. O kadar gencin emekleri, hayalleri kimsenin umrunda değil." dedi. Üniversiteyi kazanmanın da kazanıp bitirdikten sonra iş bulabilmenin de ayrı bir dert olduğunu düşünen Haran, "Bu iktidarın değişmesi lazım, bu eğitim sisteminin değişmesi lazım." diyerek sözlerini bitirdi.