13 Haziran 2018 13:56

Gençlik kesimleriyle bir araya gelmek dün olduğundan daha önemli

Seçimlere giderken gençliğin durumunu, taleplerini ve izlemesi gereken tutumu Emek Gençliği'nden Hazan İlik ile konuştuk.

Emek Gençliği logosu

Paylaş

Olgun DURSUN
İstanbul

24 Haziran seçimlerine giderken gençliğin durumunu, taleplerini ve seçimde nasıl bir tutum izlemesi gerektiğini Emek Gençliği İstanbul İl Yöneticisi Hazan İlik ile konuştuk.

24 Haziran seçimine giderken Türkiye’de gençlerin temel kaygıları neler?

Bugün işsizliğin arttığı, TL’nin değer kaybettiği, ekonominin kötüye gittiği bir ülkede her 5 gençten biri işsiz. İş bulanlar ancak asgari ücret alıp mezun olduğu bölümle alakasız işlerde çalışıyor. Atanamayan, atanmayı beklerken çalıştığı işlerde iş cinayetine kurban giden ya da intihar eden gençlerin olduğu bir tablo var. Üniversite gençliğinin çoğunluğu işsizlikle karşı karşıya. Bunda her ilde üniversite açmakla övünenlerin bir payı var elbette. Üniversitelerin çoğalması kötü bir şey olmayabilir ama bunların niteliğine de bakmamız gerekiyor, işsizliği 4 yıl ötelemekten başka bir şey değil.

Özellikle lise ve üniversitelerde müfredatın gitgide gericileştiğini, üniversitelerde hocaların KHK’ler ile işlerinden atıldığını, öğrenci kulüp ve topluluklarının bütçe sıkıntısı, baskı ve sansür nedeniyle faaliyet yürütemediğini, rektörlük seçimlerinin kaldırıldığını görüyoruz. Bütün üniversitelerin geldiği durum aslında Türkiye’nin bir yansıması gibi: Küçük tek adamcıklar üniversiteleri yönetiyor. Üniversite gençliğinin de lise gençliğinin de demokratik, laik, bilimsel bir eğitime duyduğu ihtiyaç arttı aslında.

Lise gençliği açısından da sınav sistemi her sene değişirken bu seneki değişiklik artık son damla oldu. Ekonomik anlamda işçi-işsiz gençlik açısından asgari ücret, enflasyon, yaşam koşullarının zorlaşması bu döneme damgasını vurdu. 

Bu iki tabloyu, öğrenci gençlik ve işçi-işsiz gençliğin gündemini birleştirdiğimizde şunu görüyoruz: Türkiye gençliğinin gelecek kaygısını had safhada yaşadığını, umutsuz bir ruh hâli içinde olduğunu, 24 Haziran’a da bu kaygılarla gittiğini söyleyebiliriz.

‘CUMHUR İTTİFAKI’NIN HERHANGİ BİR TALEBİ YERİNE GETİRME İHTİMALİ YOK’

Özellikle Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı’nın, seçime giren partilerin bu kaygılara cevap verecek bir programları var mı?

Seçime girecek bütün partiler çok fazla gençlik vurgusu yapıyor. Özellikle Cumhur İttifakı açısından, tek adam-tek parti temelinde gerici faşist bir politik rejim inşa sürecindeyiz. Bu sürecin bir dayanağının toplumun en dinamik kesimlerinden biri olan gençlik olmasını istiyorlar ama zaten 16 yıldır gördüğümüz somut bir gerçeklik var. Her ne kadar Cumhur İttifakı “daha çok demokrasi, daha çok özgürlük” vaadiyle 24 Haziran’a gitse de Türkiye gençliği bunun gerçekçi olmadığını biliyor. 7 Haziran döneminde de AKP’nin vaadi istikrar meselesiydi. O günden bugüne istikrar artmış mıdır? Hayır. Ekonomi daha kötüye gitti, savaş politikaları hem içeride hem dışarıda yaygınlaştı. Hükümet daha büyük bir açmaza girdi aslında. AKP-Erdoğan yönetimi uzun bir süredir iktidarda. Biz bunu görerek Cumhur İttifakı’nın herhangi bir gencin talebini yerine getirme, sorununu çözme ihtimali olduğunu düşünmüyoruz.

Millet İttifakı açısından neler söyleyebilirsin?

Nasıl Cumhur İttifakı burjuvazinin bir ittifakı ise Millet İttifakı da burjuvazinin başka bir ittifakı aslında. Daha ılımlı, daha “demokratik” görünebilir, bir ölçüde de bunu istiyor olabilir. Seçim konuşmalarına, vaatlere bakalım. Millet İttifakı’ndaki adaylara baktığımızda söylediklerinin “Ben daha iyi tek adam olurum”dan başka bir anlama gelmediğini görüyoruz. 

‘GENÇLİĞİN SORUNLARINI HİÇBİR SERMAYE İTTİFAKI ÇÖZEMEZ’

Muharrem İnce’nin “2 yıl içinde parlamenter sisteme döneceğiz” sözü var. Aynı zamanda Millet İttifakı’ndaki başka adaylardan da bu vaatler geliyor.

Aynı zamanda cumhurbaşkanı yapacaklarını da sıralıyorlar. Bir cumhurbaşkanı olarak çıktığı takdirde “16 Nisan’da da ‘hayır’ demiştik. Böyle bir sistem olamaz. Bizim için formalite bir seçimdir bu, biz bu sistemi güçler ayrılığı ilkesi temelinde tekrar şekillendireceğiz.” diye bir vaat yok. Evet, parlamenter sisteme dönmek bir vaat olarak duruyor Millet İttifakı için baktığımızda ama seçim programlarının, konuşmalarının temeline oturmuyor bu vaat, çoğu yerde de çeliştiğini görüyoruz.
 
Dolayısıyla bir sermaye ittifakı olmasını konuşmamız gerek. İşsizlik AKP döneminde karşımıza çıkan bir durum değil. Kapitalizmin olduğu her yerde işsizlik vardır. Bu sorunu sınıfsal konumu gereği hiçbir sermaye ittifakı çözemez.

16 Nisan’da büyük oranda “hayır” diyen, gelecek kaygısının ve yaşamlarına müdahalenin ortadan kalkmasını talep eden üniversite gençliği için 24 Haziran, taleplerinin karşılandığı bir seçim olabilir mi?

Burada açığa çıkan tepkiler ve başka bir dünyaya olan özlem bir şeyleri değiştirebilir tabii ki ama bu, seçimde Erdoğan’ın karşısındaki herhangi birine oy atarak gerçekleşmeyecek. Evet, yaşam koşulları görece iyileşebilir ama Türkiye gençliğinin özlem duyduğu bilimsel, demokratik, parasız eğitim talebi, gelecek kaygısının aşılması talebi bu seçimin sonucuyla karşılanacak talepler değil. Yaşam koşullarına dair talepler bir mücadele hattı etrafında birleşirse tabii ki koşullar, sistem değişebilir.

‘EN YAKICI TALEPLERDEN BİRİ DEMOKRATİKLEŞME MESELESİ’

AKP iktidarından memnun kesim ile AKP’nin karşısında olan kesimi birleştirecek zemin nasıl yaratılabilir?

Özellikle AKP’ye oy veren gençler arasında şöyle bir şey var: Kendi yaşam koşullarından memnun değil ama kendi politik görüşü açısından başka bir alternatif bulamıyor. Şöyle bir gerçek var, Türkiye gençliğinin çok büyük bir kısmının sorunları ve talepleri ortak aslında. Aynı üniversitede okuyorlar, aynı yemeğe aynı parayı veriyorlar. Aynı lisede okuyorlar, aynı sınavlara girip aynı stresi yaşıyorlar. Yaşam koşulları açısından da AKP’ye oy veren genç işçi nasıl zorlanıyorsa geçim için, AKP’ye oy vermeyen genç de aynı sorunları yaşıyor. Ekonomik sorunlar ve bununla bağlantılı olarak da gelecek kaygısı ortak. 

Bu doğrultuda Emek Gençliği 24 Haziran’da hangi partinin, hangi adayın bu talepleri karşılayacak bir zemin oluşturacağını söylüyor?

Biz Emek Gençliği olarak 24 Haziran seçimlerinde HDP’ye ve Demirtaş’a oy vermeye çağırıyoruz. Biz Türkiye’nin demokratik bir ülke olmadığını söylüyoruz uzun zamandır. Özellikle 15 Temmuz’dan sonra antidemokratik ve faşizme doğru giden bir süreçten geçiyoruz. Bu nedenle Türkiye’deki en yakıcı taleplerden biri aslında demokratikleşme meselesi. Türkiye’nin demokratik bir ülke olmasının önündeki en büyük engel de Kürt sorununun çözülmüyor ya da çözülmek istenmiyor oluşu. Türkiye, Kürt sorunu barışçıl bir yolla çözülmedikçe demokratik bir ülke olamayacak. Bunun yanı sıra laiklik sorunu çözülmeden Türkiye demokratik bir ülke olamaz. Kadın sorunu çözülmeden Türkiye demokratik bir ülke olamaz. Bu seçimlerde de aslında demokrasiyi tartışırken HDP’ye ve Demirtaş’a oy verme çağrısı yaparken asıl nedenimiz bu aslında. 

‘HDP DAHA TUTARLI BİÇİMDE DEMOKRASİ MÜCADELESİ VERİYOR’

Vaatleri gençler içinde büyük oranda karşılık bulan muhalif kanat Millet İttifakı gençler için neden seçenek olmamalı?

İnce’nin, Akşener’in ya da kimi zaman Karamollaoğlu’nun söyledikleri çekici geliyor olabilir, bazen doğru söylüyor da olabilirler. HDP ve Demirtaş’ın uzun süredir bu ülkede diğerlerine oranla daha tutarlı bir demokrasi mücadelesi verdiğini söyleyebiliriz. Örneğin tezkere meselesinde ya da dokunulmazlıkların kaldırılması meselesinde.

İnce de “hayır” demişti. 

O diyebilir ama parti başka bir tutum alıyor. Aslında HDP, Barış Bloğu gibi demokratik güçlerle kurduğu ittifaklar açısından da demokrasi mücadelesinin doğrudan içinde öne çıkan faktörlerden. “Ben Türkiye’de demokrasi istiyorum” diyorsak demokrasiyi daha tutarlı savunan ve pratiğini de ona göre şekillendiren bir partiye destek verilmelidir.

16 Nisan’da iktidardan memnun olmayan gençliğin yanı sıra AKP’nin sırtını dayadığı ve desteğini sürdüren gençlik kesiminin AKP’yi tek alternatif olarak görmesinin sebebi ne?

AKP’nin yaptığı propagandalarla da doğrudan ilgili. “Bizden önce yaşam koşulları çok kötüydü, biz geldik yol yaptık, düzelttik” Genç nesillere “Siz o zamanları yaşamadınız. Türkiye kötü durumdaydı, şimdi güçlü” denerek AKP’den vazgeçmemeleri propaganda ediliyor.

Ayrıca kendi hayatında sorunlar yaşasa da örneğin zor geçinse de AKP’nin dışında bir alternatif görmüyor. Çeşitli nedenleri var tabii. Hiçbir genç alternatif göremez kendine, Meclis’e baktığında tümü sermaye partileri. Ancak AKP ile ortaklaştığı noktalar -büyük oranda din meselesi, gelenekler gibi- var. “Halihazırda yöneten onlar, benim politik görüşüm de az çok uyumlu” diye düşünüp destekliyorlar.

‘GENÇLER İÇİN MÜCADELE HATTININ ODAK NOKTASI EMEK GENÇLİĞİ’

Emek Gençliği olarak HDP’yi bunu cevaplayabilecek bir parti olarak mı görüyorsunuz?

Tabii ki öyle değil. En tutarlı demokrasi mücadelesi yürüten ve gerçekten bunun parçası olan bir partiden bahsediyoruz. Esas mesele bu yani. HDP’nin seçim programı dahil olmak üzere AB ve NATO gibi Emek Gençliği’nin hemfikir olmadığı unsurlar var. HDP’nin sistemi değiştirmek gibi bir hedefi yok. Bugün için Türkiye’nin demokratikleşmesi acil çünkü ülke faşizme gidiyor. Dolayısıyla bunu engellemek üzere çeşitli ittifaklar yapıp destekler sunmak, farklı gençlik kesimleriyle bir araya gelmek dün olduğundan daha önemli. 24 Haziran, bir bakıma ülkenin faşizme doğru gidişini durdurma fırsatı.

Bunun için gençliğin hem seçimde hem seçimden sonra neler yapması gerekir?

Seçimde YSK açısından çeşitli şaibeler olabilir, 16 Nisan’da tanık olduk. Öncelikle bunlara hazır olmalıyız. Türkiye gençliği herhangi şaibeli bir durumda sokağa çıkıp kendi oyuna sahip çıkmalı. Tabii ki sadece seçim akşamı sokağa çıkıp sonrasında herkesin evine çekilmesi, bize nihai kurtuluşu vermez. Eğer Türkiye gençliği parasız, bilimsel, demokratik, laik bir eğitim istiyorsa, yarına dair kaygı duymadığı bir ülkede yaşamak istiyorsa, ki istiyor, mücadele etmeyi bulunduğu her alanda; üniversitesinde, çalıştığı atölyede, okuduğu lisede düzenli ve kalıcı biçime sokmalı. Burada da biz mücadele hattının odak noktasının Emek Gençliği olduğunu söylüyoruz. Tüm Türkiye gençliğini faşizme gidişi engellemek üzere hem HDP ve Demirtaş’a oy vermeye hem de nihai kurtuluş için Emek Gençliği ile birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz.

 

ÖNCEKİ HABER

HDP adayı Oya Ersoy’dan Evrensel'e ziyaret

SONRAKİ HABER

Markette son 15 günde 21 ürünün fiyatı arttı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...