06 Nisan 2018 16:39

Ankara’daki üçlü zirve: Sıra ganimet paylaşmaya geldi

Vladimir Putin, Hasan Ruhani ve Recep Tayyip Erdoğan hareketli yılları arkalarında bıraktılar.

Paylaş

Daniel STEINVORTH
Neue Zürcher Zeitung

Suriye ve tüm Ortadoğu’da etkilerini ve itibarlarını arttırmak için kimi zaman kuşkulu, kimi zaman ise hiç gizlemeden düşmanca bir araya geldiler. 2015 sonunda Rus jeti, Türk Hava Kuvvetleri tarafından düşürüldüğünde kimsenin aklına Putin’in 2018’de tekrar başkan seçildikten sonraki ilk yurt dışı gezisini Türkiye’ye yapacağı gelmezdi. O zamanlar Rus ve Türk başkanlarının sadece Suriye konusundaki farklılıklarını aşmakla yetinmeyip Ruhani’yi de yanlarına alıp galipler birliği oluşturacaklarını kim düşünebilirdi ki? 

BARIŞ GETİRENLER DEĞİL SAVAŞIN GALİPLERİ

Bu nedenle çarşamba günü Ankara’daki üçlü zirvede bir araya gelenler Suriye’ye barış götürenler değil savaşın galipleriydi. Putin ve Ruhani, Suriye’de Esad’ın iktidarının sürmesini ve kendilerinin de ülkede kalıcı askeri güç bulundurmasını sağladılar. Erdoğan için ise Esad’ı devirmek çoktan beri bir anlam taşımaz hale gelmişti. Bunun yerine Kürtlerin egemen olduğu bölgedeki Afrin’i ele geçirerek Kuzey Suriye’deki Türk etkisini güçlendirdi. 

Suriye muhaliflerinin garantörü olarak Erdoğan geçen yıl Putin ve Ruhani ile birlikte çatışmasız bölgeler kurulması konusunda anlaştı. Bu bölgelerde savaşın tarafları ateş keseceklerdi. Buna rağmen ölümler devam etti, Erdoğan da bundan hiç rahatsız olmadı. Esad rejiminin destekçilerine (Rusya-İran) isyancıların en yoğun olduğu bölge İdlib’i bir gram endişe duymadan bıraktı. Ruslar da Kürt kantonu Afrin’deki askeri güçlerini çekerek Türk ordusunun bölgeye girmesine gönüllü izin verdiler. 

Her savaşta galiplerin kendi çıkarlarını dayatması ve savaş sonrası dönemin güvenlik güçleri olarak pozisyon belirlemesi normaldir. İşte bu bakış açısıyla Erdoğan-Putin ve Ruhani’nin Astana “barış” sürecine göz atılması gerekir. Rusya, İran ve Türkiye, BM kararlarını hiçe sayarak kendi hedeflerini adım adım hayata geçirmekteler. Suriye halkı ve bu halkın acıları bölgedeki aktörlerin hiçbirinin umurunda değil, olmadı da. 

YENİ SAVAŞLAR HAVADA UÇUŞUYOR

Gerçekten de bölgedeki askeri güçlerin hiçbiri, Suriye halkının korunmasını, inanılır şekilde, esas almadı. ABD, sözde IŞİD’i vurmak adına hava saldırıları yaparken çok sayıda sivilin ölümünü göze almıştı. Körfez ülkeleri Esad’a karşı mücadeleyi güçlendirmek için cihatçıları beslemeyi ve saldırıların sürmesini esas aldılar. Ancak şimdi ABD ve müttefiki Arap ülkeleri Suriye pastasından pay alamaz hale geldiler. Buna rağmen Amerika, Suudi Arabistan ve hele de İsrail’in bölgeyi İran ve Rusya’ya bırakıvereceğini düşünmek saflık olur. Bu nedenle bölgede yeni savaşlar şimdiden havada uçuşmakta...

Batının tek avuntusu Putin-Erdoğan ve Ruhani arasındaki birliğin uzun süreli olamayacağı. Şimdiye bakıldığında ise bölgedeki en mantıklı birlik Rusya-İran ve Türkiye arasında gerçekleşmiş durumda. Erdoğan, Kürtlerle mücadelesinde ABD’ye değil Rusya ve İran’a güveniyor. Ruhani, sempatizanlarına ABD-İsrail ve Suudilere karşı mücadelenin sancağını elinde taşıdığını gösterdi. Putin ise, bölgede Amerikalıların etkisini azaltmak ve Türkiye ile Batı arasına balta atmaktan çok memnun...

(Çeviren: Semra Çelik)

Fotoğraf: AA/Ankara-İlkay Güder

ÖNCEKİ HABER

Bir dil şairi Mustafa Köz

SONRAKİ HABER

İzmir Ticaret Odası başkanının AVM planına yargı freni

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...