31 Aralık 2017 00:45

Demokrasi İçin Birlik

Siyasi tablo, büyük bir umutsuzluk doğurmakta. Demokrasi İçin Birlik (DİB) bu umutsuzluğu dağıtan bir umut ışığıdır.

Paylaş

Rıza TÜRMEN

Demokrasi için Birlik (DİB) hiyerarşisi, başkanı olmayan, görüşleri ne olursa olsun, demokrasiden yana olan herkesin eşit biçimde yer alabileceği, yatay örgütlenmeye dayanan bir sivil toplum platformudur. Amaç otoriter totaliter rejimin hüküm sürdüğü Türkiye’de demokrasinin gerçekleşmesi için mücadele vermektir. 

100’ü aşkın örgüt, platform, inisiyatif, kurum ve demokrasiden yana bireyler ilk olarak 28 Haziran 2016’da yapılan toplantıda bir araya geldi, bir başlangıç bildirgesi üzerinde uzlaşarak yola çıktı. 

23 Ekim 2016’da gerçekleştirilen Demokrasi Kurultayı ile ilk çalışmalar başladı. Bu kurultayda, OHAL ve KHK’ler, Başkanlık Sistemi, İnanç Özgürlüğü ve Barış başlıkları altında dört temel mücadele alanı belirlendi. 

Olağanüstü halin uzatılmasına karşı gerçekleştirilen “Uzatma” kampanyasının ardından, anayasa referandumunun gündeme gelmesiyle birlikte “#HayızBizVarız” kampanyası hayata geçirildi. 

DİB, ağ biçiminde bir örgütlenmedir. DİB’e katılan her bileşen, birey olsun ya da topluluk olsun, bu ağın düğümleridir. DİB Türkiye’de yeni bir siyaset anlayışıdır. Türkiye’de siyaset her zaman devlete bağlı bir etkinlik olarak görülmüştür ve siyasal partiler arasındaki iktidarı ele geçirme mücadelesi olarak belirmiştir. Amacı iktidarı ele geçirmek olunca, iktidara el koyan her parti istediğini yapmakta serbest olduğu düşüncesine kapılmıştır. İktidarı ele geçirme yarışının baş aktörleriyse parti başkanları olmuştur. Çözümler, parti başkanlarının iki dudağı arasında aranmıştır. 

DİB’in siyaset anlayışı ise, siyasetin devletten ayrılmasına dayanır. Siyaset, devlet ve Meclis dışında kamusal alanlarda yürütülen bir etkinliktir. Kamusal alan tek değildir. İnsanların bir araya geldikleri, konuştukları, eylem yaptıkları her alan kamusal alandır. Amacı, bireylerin, demokratik bir toplumda, insan onuruna yaraşır biçimde, özgürlük ve eşitlik içinde yaşamasını sağlamaktır. Siyasetin öznesi halktır, yurttaşlardır. 

Böyle bir siyasetin yürütülmesi için bireylerde yurttaşlık bilincinin doğması, dört yılda bir oy kullanan seçmenin, kendine ait kararların verilmesine katılan, demokrasi, özgürlük, eşitlik talep eden yurttaşa dönüşmesi, siyasetin seyircisi değil, oyuncusu olması gereklidir. 

Bunu gerçekleştirmek amacıyla DİB, yerel taban örgütlerini harekete geçirmek, bunlar arasında bağlantı sağlamak amacıyla bir iletişim ağı kurmuştur. Bu iletişim ağı aracılığıyla ortaya kolektif bir iradenin çıkarılması amaçlanmıştır.

Türkiye’deki demokrasi mücadelesi, ezilenlerin mücadelesidir. İktidarın duymak, görmek istemediği, seslerini duyuramayanların, hakları ellerinden alınanların, hak sahibi olma hakları bulunmayanların, iktidarın şiddete başvurarak susturmak istediklerinin mücadelesidir. DİB bu mücadelenin aracıdır. DİB bir savunma refleksidir. İnsanı insan yapan değerlerin, demokrasi ve insan haklarının giderek daha fazla otoriterleşen, keyfi bir yönetime karşı savunulmasıdır. 

Türkiye’deki siyasal tablo, bir yandan çöken bir iktidar, öbür yandan alternatif olamayan bir muhalefetten oluşmakta. Böyle bir siyasi tablo, büyük bir umutsuzluk doğurmakta. DİB, bu umutsuzluğu dağıtan bir umut ışığıdır. 

Ancak bunun için direnişi örgütlemek yeterli değildir. Aynı zamanda direnişten yeni bir demokrasinin inşası çıkmalıdır. Katılımcı, çoğulcu yeni bir demokrasinin tohumları da, demokrasi mücadelesi sırasında atılmalıdır. 

Herkesin kendi mücadelesini yürüttüğü, birbirinden kopuk mücadelelerin başarı şansı yoktur. İktidarın tahakküme, şiddete dayanan hegemonyasına karşı ortaya konulacak bir direnişin başarısı birlikteliğin sağlanmasına bağlıdır. Birliktelik hem gücümüz, hem güvencemizdir. 

ÖNCEKİ HABER

Akademi yargılıyor

SONRAKİ HABER

Ütopyadan sosyalizme: Ekim Devrimi 100 yaşında

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...