27 Kasım 2017 11:09
Son Güncellenme Tarihi: 27 Kasım 2017 13:36

Adana'daki HDK davasının ilk duruşması görüldü

HDK faaliyetlerine katıldıkları gerekçesiyle HDP, EMEP ve TTB yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 8 kişiye açılan davanın ilk duruşması görüldü.

Paylaş

Volkan PEKAL
Adana

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) faaliyetlerine katıldıkları gerekçesi ile EMEP GYK Üyesi Hali İmrek, dönemin TTB Merkez Konsey Üyesi İsmail Bulca, HDP Disiplin Kurulu Üyesi İbrahim Yakut ve Tüm Bel Sen Üyesi Güven Boğa’nın da aralarına bulunduğu 8 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması Adana 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Davayı CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş, TTB Merkez Konsey Üyeleri Dr. Şeyhmus Gökalp, Dr. Bülent Nazım Yılmaz, Dr. Dursun Yaşar Ulutaş, KESK Genel Sekreteri Ramazan Gürbüz, Tüm Bel-Sen Genel Başkanı Erdal Bozkurt, SES Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel, Varto-Der Adana Şube Başkanı İlyas Turan, Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Seçil Sönmez, BES Adana Şube Başkanı Sinan Tunç, Tüm Bel Sen Şube Başkanı Mehmet Çelik, PSAKD Adana Şube Başkanı Şükrü Şahin ve Emek Partisi İl Başkanı Sevil Aracı takip etti. 

İstanbul Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturmadaki gizli tanık ifadelerine dayandırılarak HDK’nin Abdullah Öcalan’ın talimatı ile kurulduğu varsayımı ile 2014’te bir soruşturma başlatılmıştı. Soruşturmadan 3 yıl sonra Temmuz ayında açılan davada sanıkların 2012 ve 2013 yıllarında katıldıkları ya da organize ettikleri demokratik eylemler dolayısıyla "terör örgütü üyeliği" ile suçlanıyor. Davanın iddianamesinde Barış Mitingi'nden, Suriye savaşına karşı eylem yapmaya kadar birçok faaliyet suç sayılmıştı.

Bugün görülen duruşmaya sanıklardan ikisi katılmazken 6 sanığın ifadeleri alındı ve duruşma sanık avukatlarının savunması ile devam etti.

İDDİANAMEDE YÜKSEKDAĞ VE DEMİTAŞ DA VAR

Hazırlanan iddianamede HDK 2011 genel seçimlerinde HDK’nin nasıl kurulduğu açıklanmış, Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun bir mücadele hattı ortaya çıkarmayı hedeflediği belirtilmiş ancak HDK’nin tüm faaliyetlerinin PKK/KCK adına yapıldığı ve örgüte taban kazandırmayı amaçladığını iddia edilmişti.

Dikkat çeken bir başka nokta ise HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın henüz tutuklanmadıkları tarihte hazırlanan iddianamede, HDK’nin daha sonra HDP’ye dönüştüğü belirtilerek Demirteş ve Yüksekdağ'ın da terör örgütü üyeliği ile yargılanmalarının istenmesi. 

'DAVANIN AÇILMASINA NEDEN BUGÜN İHTİYAÇ DUYUMUŞTUR?'

Emek Partisi GYK Üyesi Halil İmrek, ifadesinde hükümetin sürdürdüğü gerginlik siyasetinin bir sonucu olarak, siyasi konjonktürden dolayı yargılandıklarını belirterek “Soruşturma evresi sonunda toplandığı belirtilen deliler, suçun işlendiği hususunda bir kanıt oluşturmadığı gibi söz konusu iddialar 5 yıl öncesine dayanmaktadır. Davanın bugün açılmasına neden ihtiyaç duyulmuştur” diye konuştu.

Gezi eylemleri ilişkin kendisine yöneltilen bir soru üzerine Gezi eylemlerine katıldığını ancak böyle büyük bir halk hareketini kendisinin organize ettiğini iddia etmenin milyonların iradesine saygısızlık olacağını ifade eden İmrek,  “Gezi halkın vicdanında bir yer etti. Örgütsüz, lidersiz ve kendiliğinden patlayan bir isyandı. Halkın içinden kabaran zeki, cesur ve barışçıl eylemlerdi” dedi.

'İNSANLAR ÖLMESİN DEMEK NEDEN KAOS YARATMAN OLSUN?'

“Gerçekleri söylemek, demokrasinin geliştirilmesini istemek, barış talebinde bulunmak, savaş olmasın, insanlar ölmesin demek neden kaos, kargaşa yaratmak olsun?​” diye soran İmrek, iddia makamının, herhangi bir bağıntı, ilişki, talimat gibi delillere dayanmadan, demokratik, Anayasal hakkın kullanımı niteliğindeki etkinliklerin “Terör örgütü lehine faaliyet” olduğuna dair temelsiz bir kurguya dayanarak dava açtığını söyledi.

AKAN ÇATI, ÇATI PARTİSİ; DERGİ KOORDİNASYONU ÖRGÜT YAPILMIŞTI

TTB Merkez Konsey Üyesi olduğu dönemde katıldığı basın açıklamaları ve yaptığı telefon konuşmaları nedeniyle hakim karşısına çıkan Dr. İsmail Bulca ise ifadesinde bahsedilen dönemde yürüttüğü faaliyetler de TTB MK Üyesi olduğunu belirtti. Bulca, faaliyetlerin bu sorumlulukları üzerinden yürüttüğünü aktararak “Bu faaliyetler şiddet içermemektedir. Barışçıl eylem ve faaliyetlerdir. Toplumsal düzen için bir tehdit oluşturmamaktadır” dedi.

Bulca'nın bir doktor arkadaşıyla telefonda yaptığı konuşmalar da davada gündeme geldi. Görüşmelerde Bulca’nın çalıştığı iş yerinin yer aldığı Organize Sanayi Bölgesi’ni kastederek “Organizeye gidiyorum” ve doktor arkadaşının aynı konuşmada “Çatı akıtıyor” gibi gündelik hayatla ilgili sözleri birleştirilerek “Çatı partisi organizasyonu” gibi hayali bir partinin organizasyonunu yaptığı iddia edildi. Bu iddiaların gerçek dışı olduğu savunması yapan Bulca, TTB’ye bağlı bir derginin koordinasyon toplantısının da yasadışı bir örgütün koordinasyonu gibi kayıtlara geçirildiğini ifade etti.

Yasal ve meşru faaliyetlerini terör faaliyeti gibi gösterenlerin, bu davanın fezlekesini hazırladıktan sonra "Fetullahçı devlet yapılanması" içerisinde yer aldıkları için görevlerinden uzaklaştırıldıklarını ifade eden Bulca, ama hazırlanan bu fezleke üzerinden bu davanın açılması da kamu vicdanını yaralamaktadır” dedi. 

'BENZER AÇIKLAMALAR HEP VARDI'

Eylem ve basın açıklamaları üzerine savunma yapan Tüm Bel Sen Üyesi Güven Boğa ise benzer basın açıklamaları ve mitinglerin yalnızca 2012-2014 yılları arasında değil 2012 yılından önce ve 2014 yılından sonrada da yapıldığını söyledi.  Boğa, suçlamaların  zorlama ve ayakları yere basmayan suçlamalar olduğunu vurguladı.

AİLE TOPLANTISI ÖRGÜT TOPLANTISI YAPILDI

Örnek olarak Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda Valilik tarafından izin verilmeyen bir eyleme katıldığı şeklindeki iddiadan bahseden Boğa, “Belirtilen tarihte, öncesinde veya sonrasında Diyarbakır’da hiç bulunmadım. Buna rağmen dava dosyasında bu şekilde bir iddia ile suçlamanın yapılması davanın ne kadar düzmece hazırlandığını da göstermektedir. Teknik takip ile işin uzmanı olanlar nedense Diyarbakır’a giderken veya Diyarbakır’da o an bulunduğumu belgeleyemedikleri için farezi bir senaryo hazırlamışlardır” dedi.

Aynı şekilde Hatay Samandağ’da bir akrabasının organize ettiği bir dini törene giderken ve ailesi ve akrabaları ile çektirdiği fotoğrafların örgütsel bir buluşma gibi gösterildiğini belirterek  “Samandağ’a giderken her türlü beceriyle çekilen fotoğraflar, adım adım yapılan takip Diyarbakır’a gittiğimi iddia eden emniyet mensupları tarafından neden çekilememiş?​” diye sordu. 

ÖNCEKİ HABER

Demirtaş Star gazetesi davasından beraat etti

SONRAKİ HABER

İstanbul'un 9 ilçesinde asansörlerin yüzde 80'i 'tehlikeli'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa