04 Mart 2017 04:20

Kadınlar yaşadıkları tacizi anlatırsa ne olur?

ODTÜ öğrencilerinin oluşturduğu, “100. Yıl Evleri” adlı bir facebook grubunda kadınlar nasıl dayanıştıklarını anlattı.

Paylaş

Eda BAŞOĞLU

ODTÜ öğrencilerinin oluşturduğu, “100. Yıl Evleri” adlı bir facebook grubunda kadınlar nasıl dayanıştıklarını anlattı.

Çoğunluğunu ODTÜ öğrencilerinin oluşturduğu, “100. Yıl Evleri” adlı bir facebook grubu var. Grupta günlük hayatla ilgili birçok gönderinin içerisinde ‘ifşa gönderileri’ olarak bilinen paylaşımlar da yapılıyor. Yaşadıkları taciz olaylarını paylaşan kadınların bu sanal ortama dair düşünceleri de farklı farklı. Kimisi binlerce kişinin olduğu bu grupları kamusal alan gibi görerek yaşadıklarının teşhir edilmesini amaçlarken kimisi sadece başkalarına anlatamayacaklarını düşündükleri olayları burada kendisine yakın bulduğu insanlara anlatarak rahat hissetmek istiyor.

İfşa paylaşımlarına yönelik ilgi ve yapılan destekleyici yorumlar kadınların yalnız hissetmemesi için önemli bir rol oynuyor. Her ne kadar çekinceler ve zaman zaman karşılaşılan çeşitli sıkıntılar olsa da 20 bine yakın insanın üye olduğu 100. Yıl Evleri grubu, ODTÜ’lü ve mahalleli kadınların seslerini duyurmak, dayanışmalarını arttırmak için etkili ve görece olarak güvenli buldukları bir alan. Örneğin, bir süpermarket çalışanının sipariş için verdiği bilgileri kullanarak kendisini sosyal medyada takibe almasını daha geniş sosyal ağlarda teşhir eden kadın adeta sosyal lince maruz kalırken, mahalledeki bir markette benzer bir durumu yaşadıktan sonra grupta paylaşan bir kadına ise internet ortamındaki diğer ağların tersine neredeyse tamamen destekleyici yanıtlar verildi. Elbette bu fark senelerdir ODTÜ’de kampüs içinden dışarıya, gündelik yaşamdan sanal ortama uzanarak cinsiyet eşitsizliğine karşı verilen mücadelenin de ürünü.

Şimdilik yaşandıktan sonra “grubun gücü” aracılığıyla duyurduğumuz taciz ve şiddetin artık son bulmasını sağlayacak, bunların kaynağını aldığı eril düzeni ve ODTÜ’deki yansımalarını alt edecek mücadelenin etkisini ise kadınların dayanışma ve örgütlülükten gelen gücü belirleyecek.

YALNIZ OLMADIĞINI BİLMEK... BAZEN SADECE BU!

100. Yıl Evleri grubuna ilişkin kadın arkadaşlarımızın deneyimleri ise şöyle:

Tuğçe: Bir sosyal medya grubu aracılığıyla çok fazla kişiye ulaşacağımı bilmenin, hele ki etkisi bir hayli büyükken, onun orada durması, herhangi bir taciz olayı ile karşılaştığımda ifşa edebilecek olmak beni rahat hissettiriyor. Hatta çevremden bu tarz bir olay duyduğumda verdiğim ilk tavsiye de “hemen ifşa et” demek oluyor. Ama son zamanlarda gördüğüm kadarıyla buralarda da taciz mağduru insana destek olmak, fikir vermek yerine suçlamaya girişen insanlar türüyor, bu bazı kadınların ifşa etmeye çekimser yaklaşmasına neden olabilir ama ben her halükârda o paylaşımı yapardım. Ki daha önceden de yaptım, fakat önceliğim yalnızca ifşa için açılmış platformlar ve gruplarda ya da kadın gruplarında paylaşmak oluyor. Çok sayıda dalga geçme ve baltalama potansiyelli insan olan gruplarda paylaşmayı tercih etmiyorum. O insanların yaptığı yorumları çok umursamayacağımı biliyorum. Ama zaten taciz mağduru olmuşum, belki de o anki ruh halim bana gelen herhangi bir kötü yorumu kaldıramayabilir.

Buket: Bir ifşa postu gördüğümde ister istemez “Okulumuz güvenlidir” algısının ötesinde “ODTÜ’de de taciz var”ı düşünüyorum. Tabii ki oradaki bir postta öğrencilerin ne kadar konuya sağlıklı yaklaşabildiği soru işareti. Ama 100. Yıl evlerinde bir ifşa postunun daha çok dayanışma ruhunu artırdığını ve yalnız olmadığımızı gösterdiğini düşünüyorum. Örneğin “100. Yıl ve ODTÜ’de tacize son” gibi daha spesifik ve odaklı grupların olması herhangi bir olay yaşadığımda veya ihtimali bile olsa bunu paylaşabileceğim bir platformun olması beni rahatlatıyor.

SEN Bİ’ YORUM YAPMA YA!

Son zamanlarda paylaşılan birçok taciz olayına yorum yapanların ve bazen “çözüm” için önerilerde bulunan ya da harekete geçenlerin çoğunun erkek olması da göze çarpıyor. Bu durum cinsiyete dayalı şiddet, ayrımcılık, taciz gibi meselelerin sadece kadınları ilgilendirdiğine dair algının kırılmasının işareti olabileceği gibi; ne yazık ki, kadınların çok sayıda insanın bulunduğu bir sanal ortamda doğrudan kendilerini ilgilendiren konularda söz söylemekten çekindikleri ve destek-dayanışma ağlarındaki eksikliklerin açığa çıktığı anlamına da gelebilir. Tabii ki, yüz yüze olmayan ve bazen anonim kalınan bu iletişim ağında tacize uğrayan kadını suçlayan, yaşanan olay ve etkisini küçümseyen tepkiler de görüyoruz.

“İyi niyetli” yorumlarda sıklıkla kadınların yıllardır deneyip sonuç alamadığı yöntemler büyük buluşlarmışçasına önerilebiliyor. Otostop kullanmamak, sosyal medya hesaplarını gizli hale getirmek, çeşitli hizmetler için istenen kişisel bilgileri (telefon numarası, isim, adres vb.) yanlış ya da yakınımızdaki bir erkeğin bilgileri ile doldurmak gibi gerçekçilikten uzak ve kadını kısıtlayan, hak kaybına uğratan sözde çözümler de oldukça yaygın. Genellikle sağlıklı bir tartışma ortamının sağlanamaması da “intikamcı” söylemler aracılığıyla benzer bir şiddet ya da tehdidin yeniden üretilmesine vesile olabiliyor. Olayın detayları hakkında sorular yaşananların pornografikleştirilmesine zemin hazırlayabiliyor.

ÖNCEKİ HABER

İşsizlik fonunun varlığı 103 milyar TL

SONRAKİ HABER

Candace Parker: Fenerbahçe hep aklımdaydı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...