09 Mayıs 2012 11:12

Tanıkları 1 Mayıs 1977 gerçeğini anlattı

Taraf Gazetesi Yazarı Halil Bekrtay’ın, 1 Mayıs 1977 katliamını solcuların yaptığını iddia etmesiyle başlayan tartışmalara son nokta konuldu. Tartışmaların devam etmesi üzerine basın toplantısı düzenleyen DİSK, katliamın, devlet organizasyonu olduğunu ortaya koydu. Toplantıya katılan ve dönemin tanıkları olan gazeteciler, DİSK yöneticileri, h

Tanıkları 1 Mayıs 1977 gerçeğini anlattı
Paylaş

Taraf Gazetesi yazarı Halil Berktay’ın onlarca kişinin öldüğü, yüzlerce kişinin yaralandığı 1 Mayıs 1977 katliamını solcuların yaptığını açıklamasının ardından başlayan tartışmalarla ilgili DİSK basın toplantısı düzenledi.

Taksim Hill Otel’de dönemin tanıklarıyla birlikte basın toplantısı düzenleyen DİSK yönetimi, katliamı solcuların yapmadığını, gerçek katillerin yıllardır devlet tarafından korunduğunu açıkladı.

SOLU KARALAMA KAMPANYASI

“Kontrgerillanın sözcülüğünü yapanlar tarihi karartamayacaklar! 1 Mayıs 77 suçluları yargılansın pankartının açıldığı basın toplantısına, DİSK ve DİSK’e bağlı sendikaların genel başkanları ve yöneticileriyle dönemin tanıkları katıldı. Açıklamaya dönemin tanıkları olarak, 77 1 Mayıs’ı Tertip Komitesi Başkanı Mehmet Karaca, katliam davası savcısı Çetin Yetkin, Dönemin DİSK Hukuk Dairesi Başkanı Müşir Kaya Canpolat, CHP Milletvekili Süleyman Çelebi, Belgeselci ve Fotoğrafçı Coşkun Aral, Gazeteci Şükran Soner, Tarihçi Fahri Aral ve  Avukat Ercüment Tahiroğlu katıldı.

DİSK yönetimi adına söz alan Genel Başkan Erol Ekici, toplantıyı yapmalarının amacını, tarihi gerçeklerin ters yüz edilmesine, dün hasır altı edilen gerçeklerin bugün yeni bir tarih yazımına girişenler tarafından tahrif edilmesine karşı çıkmak olduğunu ifade etti.

1 Mayıs 77 katliamının 35 yıl boyunca açığa çıkartılmasını engelleyen güçlerin milyonların sokağa çıktığı 1 Mayıs 2012’nin hemen ardından karartma operasyonuna başladığını dile getiren Ekici, “Geçmişte kontrgerilla olarak adlandırılan bu gizli güçlerin günümüzdeki sözcülüğüne soyunanlar, 77 katliamının arkasındaki komplolar ve siyasi tezgahları, solu karalama kampanyaları eşliğinde çarpıtarak yeniden gündeme taşımış durumdalar” diye konuştu.

SAÇMA SAPAN İDDİALAR

Halil Berktay’ın iddialarını ‘saçma sapan’ olarak gördüklerini ve kendileri için hiçbir değeri olmadığının altını çizen Ekici, “Vicdanı  olmayanlardan gerçekleri söylemesini beklemek gibi bir yanılgıya düşmeyecek kadar acılara sahibiz. Muhatabımız Berktay ve şürekası değil, gerçeklerin ortaya çıkarılarak 1 Mayıs 1977 katliamının tüm sorumlularından hesap sorulmasıdır” diye konuştu.

‘RESMİ VE SİVİL POLİSLER ATEŞ AÇTI’

Ekicinin arından söz alan 1 Mayıs 77 Tertip Komitesi Başkanı Mehmet Karaca, Sular İdaresi’nden ateş edildiğini gördüğünü, panzerlerin insanları ezdiğine ve ses bombası attığına şahit olduğunu anlattı. Daha sonra söz alan Gazeteci Şükran Soner, resmi ve sivil polislerin insanların ayaklarına doğru ateş ettiğini gördüğünü şöyle anlattı: “Mermiler yağmaya aşladı. Mermiler yağarken yol boşaldı. Grupların çatışmasına olanak kalmadı. Refleks olarak otele doğru gitmeye çalıştım. Oradaki resmi sivil polisler birkaç sıraydı. Oradan kalabalığın ayağına doğru ateş etmeye başladılar. Otele girişi engellemek istiyorlardı. Yere yattım. Yerdeyken mermilerin asfalta saplandığını gördüm. Yukardan ateş ediyorlardı.  Otelin önü boşalınca otele girdim. Çıkarmak istemediler çıkmadım. Üst kata çıktım. Şimdi pastane olan yerde, uzak menzilli silahla ateş eden sivil bir kişi vardı. ‘Tanıyorum gazeteci’ dedi. Uzun süre ateş etti. Kalabalığı yaran panzeri gördüm. Saraçhane’den meydana gelirken gruplardan tanıdıklarım çatışmayacağız dediler. Dediler zaten çatışma şansları yoktu. İnsanlar birbirlerine yumruk atma şansları bile olmadı. O zaman komisyon doğru düzgün araştırsaydı 12 Eylül’e gelmezdi Türkiye. Tanıklıklarımızı devlet umursamadı.”

‘PANZERİN ATEŞ ETTİĞİNİ GÖRDÜM’

Fotoğrafçı ve Belgeselci Coşkun Aral, grupların Taksim’e girmekte kararlı olduklarını söyleyerek konuşmasına başladı. Meydanda saygı duruşunu yapılırken heykelin yanında arkadaşının omzundan fotoğraf çektiğini anlatan Aral, “Elinde tomarla gazete bulunan kişi silahı çıkardı havaya ateş açtı. Çekemedim ama Hayat Dergisinde bu fotoğraf çekildi. Onu izleyen dakikalarda silah her yerden geldi. Panzerin kapağının açılarak ateş edildiğini gördüm. Ateş edenlerin bazı fotoğrafları duruyor hâlâ” diye konuştu. Olayların çıkacağının bilinmesine rağmen polisin kimseyi aramamasını eleştiren Aral, yıllar sonra kendisini arayan bazı kişilerin fotoğrafları istediğini anlatan Aral, “Bunlara yanıt vermedim. Başka arkadaşlarıma sordum bana onların polis olduğunu söylediler” diye konuştu. Aral, ateş edenlerin bilinmesine rağmen neden bulunamadığını hâlâ merak ettiğini söyledi.

SORUŞTURMADILAR

'77 Katliam Davası'nın duruşma savcılarından Çetin Yetkin, dikkat çekici değerlendirmede bulundu. '77 1 Mayıs Katliamı olayının soruşturmasının hiçbir şekilde yapılmadığını belirten Yetkin, iddianamede yer alan şu bilgiyi paylaştı: “Sorumluların küçük bir bölümü adalet önüne çıkarılmıştır. Asil failleri bulunamamıştır. Failler iddianamede tarihe havale edilmiştir. Dünya tarihinde böyle tarihi havale edilecek bir dava öğreneği yoktur." Yetkin, iddia edildiği gibi çatışmanın sol gruplar arasında olması durumunda, bütün delillerin iddianamede yer alacağını ve üzerine gidileceğine dikkat çekti.

Yetkin’den sonra söz alan diğer tanıklar da o gün yaşadıklarını anlattı. Tanıklar katliamın gerçek sorumlularının yargılanmasını istediklerini söyledi. (İstanbul/EVRENSEL)


CEVAP BEKLEYEN SORULAR

* 1 Mayıs'tan önceki günlerde '1 Mayıs'ta kanlı olaylar çıkacağının' çeşitli şekilde sağ basında sürekli ele alınması büyük bir rastlantı mıdır?
* İlk silah sesleri duyulduktan kısa bir süre sonra Tarlabaşı kavşağındaki Adalet Partisi binasından kitlelerin ve DİSK görevlilerinin üzerine ses çıkartan patlayıcı maddeleri atanlar kimlerdir?
* Taksim Alanı polis tarafından kordona alınmıştı. Giriş ve çıkışlarda da arama yapılmıştı. Buna rağmen Renault marka bir araç içinde 4 kişi ellerinde silahlarla alana girmiş ve kitle üzerine ateş açmıştı. Bu kişilerin görevi nedir? Kimlerdir ki, sıradan polis memurları bile bunlara müdahale edememiştir? Sonradan emniyet aracı olduğu iddia edilen bu araçta, Samsun'da görevli Alaattin adlı bir binbaşı bulunuyor muydu? Bulunuyorsa görevi neydi?
*Taksim Sular İdaresi duvarı üzerinden, elleri başının üzerinde indirilenler kimlerdi? Ve neden salıverilmişlerdi?
*Panzerlere ısrarla kim emir vermişti? Ve panzerleriyle su sıkıp, siren çalarak, bomba atarak ve ateş ederek biri kimliği belirsiz 35 kişiden 29'unun ezilerek, ölmesine sebebiyet veren emniyet müdürleri, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararına rağmen neden bulunamadılar?
*Sular İdaresi arkasında görevli Jandarma Komando Birliği Komutanı Abdullah Erim, "Buradan ateş edenlerin 20'sini yakalayıp Taksim Parkı'ndaki tuvaletin arkasında bulunan askeri birliğe teslim ettim. Sonradan Emniyet yetkilileri gelip bu kişileri 'Emniyete götüreceğiz' deyip oradan almıştır" demesine rağmen bu kişilerin yargı önüne çıkartılmasına kimler engel olmuştur?
* Günün polis telsizlerinin bant kayıtları nasıl kaybolmuştu ve neden yıllar sonra "yandaş" basında yer aldı?

ÖNCEKİ HABER

Uyumsuz bir şaman hikayesi

SONRAKİ HABER

Polis baskınları protesto edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...