12 Aralık 2015 12:58

Sorunlarımız ortak, çözümde de ortaklaşmalıyız

Biz hepimiz kardeş olmalıyız, herkesle örtüşmeliyiz. Sorunlar nasıl çözülür, biraz daha fazla konuşarak, biraz daha fazla bir araya gelerek olur.

Paylaş

Abdullah CISTIR
İzmir Romanlar Derneği Başkanı

Romanlar, İzmir’de önemli bir nüfusu oluşturan ve müziği ile de rengini kente vermiş bir halk. Ancak ötekileştirilmiş, mahallelere hapsolmuş ve kendi başına sorunlarıyla mücadele eder bir durumdalar. Şimdi barış dediğimizde, Kürt sorununa bakış nasıl diye sorulduğunda öncelikle şunu belirteyim ki; Roman halkıyla, Romanlar Derneği Başkanı olarak benim görüşlerimin ne kadar örtüştüğü tartışılır.
Ama barış adına Romanlar adına şunu söyleyebilirim; biz şimdiye kadar hiç taraf olmamışız. Hindistan’daki, Gazneli Mahmut seferinden çıkıştan bu yana hep kaçmışız, savaştan yana olmamışız. Direnmeyi bilmediğimizden belki de. Roman mahallelerindeki kentsel dönüşüm özelinde mahalleleri-mizin talan edilmesini haykırarak bağırıyorum ama Romanlar bir türlü hâlâ direnmiyorlar. Dolayısıyla Kürtlerden öğreneceğimiz aslında direnmeyi öğrenmek.
İzmirli bir birey olarak, Diyarbakır’da, Silvan’da, Cizre’de yaşanılan örtülü savaşın, oradaki vatandaşa, anneye, gence, babaya, çalışana, esnafa nasıl yansıdığını, nasıl bir travma oluşturduğunu biliyorum. Ama Romanlar içinde dayatılmış bir milliyetçilik, öğretilmiş çaresizlikle başka bir tarafı, başka bir mağduru yeterince anlamak için bir gayret gösterilmiyor. Çünkü kendi sorunlarıyla boğuşuyor ve zaten kendi sorunlarının da yeterince farkında değil. Gücün yanında, çünkü öğretilmiş çaresizlik burada da devreye giriyor.
Romanlar Derneği Başkanı olarak halkların kardeşliğini tabii ki çok önemsiyoruz. Çünkü hepi-miz aslında biriz, sorunlarımız da ortak, sadece çözümde ortaklaşamıyoruz. Çözüme gelirken Kürt sorununu spesifik bir alana çekiyoruz, Roman sorununu başka spesifik bir alana çekiyoruz.
Yoksulluk ve yoksunluk, öteki-leştirilen ve de kendisini ifade etmeye alan açılmayan ve de tırnak içerisinde beyaz Türklerin dayattığı bir durum var. Bunu da yurdu dolaşırken birçok Roman mahallesinde görüyor, yaşıyoruz. Burada ortaklaştırılması gereken sadece Kürtler değil, farklı toplum dinamikleri örneğin Aleviler de.
İzmir’de özellikle iç göç aldıktan sonra 70 yıllardan bu yana çok farklı dinamiklerin, çok farklı kültürlerin iyi bir mozaik oluşturduğunu düşünüyorum. Bunun da aslında ulusalcı bakış açısını yıktığını düşünüyorum. İzmir hâlâ gâvur, batıya en yakın yüzüyle.
Biz hepimiz kardeş olmalıyız, herkesle örtüşmeliyiz. Sorunlar nasıl çözülür, biraz daha fazla konuşarak, biraz daha fazla bir araya gelerek olur. Kürt sorununun çözümü Mecliste, Anayasa’nın içinde ve halkın kendisindedir. Halkın ne istediği yeterince bilinmiyor ya da üç maymun oynanıyor.
Romanların sorunlarının da sosyal politikalarla çözüleceğini düşünüyorum, bugüne kadar yapıldığı gibi sosyal yardımlarla değil. Bu politikalar da partiler üstü olmalı tıpkı Kürt sorununun çözümü gibi.
1 Kasım seçimlerini AKP’nin başarısı olarak görmüyorum. İnsanlara endişe ve huzursuzluk pompalandı. Korkunun getirdiği bir patlama ve “Aman bana bir şey olmasın” düşüncesi ile. Ben de bana bir şey olmasın diyorum, önümüzdeki projeksiyonu sağlıklı görmüyorum. Herkes tek başına iktidarın bereketinden faydalanmaya çalışırken ben tek başına iktidarın demokratik olmadığını düşünüyorum. Beni ifade etmediğini düşünüyorum.

ÖNCEKİ HABER

Barışın anahtarı: Emek ve demokrasi güçleri

SONRAKİ HABER

Sarı: Önemli olan emekçilerin birliğidir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa