09 Aralık 2015 00:56

Arçelik’te ‘sözleşmeli sömürü’ çarkı: İşçiler işten atılma endişesiyle çalışıyor

Paylaş

Erkan SARIOĞLU
İstanbul

Arçelik fabrikasında çalışan yüzlerce sözleşmeli işçi her gün işten atılma endişesi ile çalışıyor. Kısmi süreli sözleşmeler ile çalışan işçilerin sözleşme süreleri 3 ay ve 6 ay şeklinde değişiyor. Sözleşme bitiminde yeni bir sözleşme daha yapılıyor ve toplam 11 ay sonra işçiler ya işten çıkarılıyor ya da kadroya alınıyor. Doç. Dr. Nilgün Tunçcan Ongan, “Esasen istisna olması gereken bu istihdam biçimi, işçileri kazanılmış haklarından mahrum bırakmanın başlıca yolu olarak sıkça kullanılmaktadır” diyor.

DÜNYAYA SAYGILI YA İŞÇİYE?

“Dünyaya saygılı dünyada saygın” sloganıyla satış yapan Arçelik’in Beylikdüzü fabrikasında ‘sözleşmeli sömürü çarkı’ dönüyor. İşe girmek için binbir zahmet çeken işçiler işe alındıktan sonra da her türlü baskı ve sömürüye boyun eğiyor. İşçilere önce 3 ila 6 ay arasında değişen sözleşmeler dayatılıyor. Sözleşme bitimini yeni bir sözleşme takip ediyor. Sözleşmeli geçen 11 ay sonra işçi ya kadroya alınıyor ya da işten çıkarılıyor. İşçilerin işe iade davası açmaması ya da tazminat hakkı kazanmaması için sözleşme süreleri özenle seçiliyor.
Günlük çalışma süresi 8 saat olan fabrika, üretimin yoğunlaştığı 7. aydan sonra neredeyse bir sömürü cehennemine dönüyor. Zorunlu mesailerle günlük çalışma süresi 12 saate sabitleniyor. Böylelikle işçiler 2 vardiya usulü çalışıyor. Hatta işçilerin çalışma saatleri bazen 16 saate kadar çıkabiliyor. İşten atılmak istemeyen ve sözleşmesinin yenilenmesini isteyen işçiler ise tüm bu hukuksuz uygulamalara sessiz kalıyor.

‘YETKİLİ SENDİKA SESSİZ’

Türk Metal Sendikasının yetkili olduğu fabrikada, sözleşmeli işçiler insan kaynakları tarafından işe alındıkları gün sendika odasına götürülerek sendikaya üye yapılıyor. Sözleşmeli işçilerin ücretlerinden ilk günden itibaren sendika aidatları kesilirken, sendika ise sözleşmeli işçilerin işten atılması konusunda hiçbir tepki göstermiyor.

İŞTEN ATILMA KORKUSU 25 YILLIK İŞÇİ DE BİLE VAR

Arçelik’te 7 yıllık kadrolu olarak çalışan bir işçi, işten atılma korkusunun sadece sözleşmeli işçileri değil 25 yıllık işçileri bile sardığını söylüyor. İşçi, işten atmalara ses çıkarmayan Türk Metal Sendikasının, kimin sendikası olduğunu ortaya koyduğunu dile getiriyor.

Arçelik işçileri Bursa başta olmak üzere birçok ilde metal işçilerinin greve çıkmasından sendikanın ciddi dersler çıkarmadığını belirtiyor. İşçiler sendikanın tutumuna dair bir örnek veriyor: “Sözleşmeli İşçi Turgay Akdemir, işe iade davası açıp kazandı. Bu işçiler arasında tartışılırken sendikacılar bunu yalan haber diye lanse etti.”

Çözümün, birliktelikten başka yolu olmadığını belirten işçiler, “Birlik olamazsak her şey eskisi gibi devam eder” diyor.

PATRON İÇİN FESİH KOLAYLIĞI

Arçelik’te istihdam ilişkisinin rutini haline dönüştürülen belirli süreli çalıştırmanın, standart dışı çalıştırmanın en yaygın biçimlerinden biri olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Nilgün Tunçcan Ongan şöyle devam etti: “Esasen istisna olması gereken bu istihdam biçimi, işçileri kazanılmış haklarından mahrum bırakmanın başlıca yolu olarak sıkça kullanılmaktadır 

Belirli süreli çalıştırmanın istisna olması gereğinin kaynağı İş Kanunu’dur. Buna göre belirli süreli iş sözleşmeleri ancak belirli bir işin tamamlanması ya da belli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak yapılabilir. Benzer şekilde, sözleşmenin ‘belirli süreli’ olarak yenilenmesi de ancak özel koşullarda mümkündür. Sözleşmenin belirli süreli olmasına yol açan şartlar yenilenme esnasında da aranır. Yine İş Kanunu’na göre belirli süreli sözleşme esaslı bir neden olmadıkça birden fazla üst üste (zincirleme) yenilenemez. Bu durumda iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir.

Görüldüğü gibi, yasaya göre istihdamda devamlılık esastır ve aslolan belirsiz süreli sözleşmedir. Bununla beraber belirli süreli sözleşmelerin istihdam ilişkisinde bir kural haline dönüştürülmesinin başlıca nedeni ise işverene sağladığı fesih kolaylığıdır. Çünkü bu sözleşme biçimi iş güvencesi kapsamında yer almamakta, ihbar tazminatı bulunmamakta ve sözleşme süresinin bir yıldan kısa tutulması halinde işçilerin kıdem tazminatı hakkını da gasbetmek mümkün hale gelmektedir. 

Her ne kadar ‘işsizlikle mücadele’ ambalajıyla süslense de, esnek çalıştırmanın işçiler açısından öncelikli sonucu kolaylıkla işsiz kalabilmeleridir. Nitekim işsizler arasındaki en ağırlıklı kesimi, geçici bir işte çalışıp iş bittiği için işsiz kalanlar oluşturuyor.”

ÖNCEKİ HABER

Renault işçileri: Yeni bir bürokrasiye tahammülümüz yok

SONRAKİ HABER

İtalya’dan, mültecilerin kaldığı sığınma evlerinden duyulan söz: Terk edildik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa