30 Ağustos 2015 04:30

Aman bre deryalar

Mübadele ya da mübadillerin deyimiyle ‘Küçük Asya Felaketi’ edebiyatımıza da yansıdı elbette. Şair Hakkı Zariç, halk türkülerinden Nâzım’a, edebiyatta mübadeleyi derledi.

Paylaş

C. Hakkı ZARİÇ

Arda boylarına ben kendim gittim
Dalgalar vurdukça can teslim ettim
(Arda Boyları/ Halk Türküsü)

İndim seyran eyledim Frengistan’ı
İlleri var bizin ile benzemez
(Karacaoğlan, İndim Seyran Eyledim Frengistan’ı)

Cehd edip Rumeli dilberlerini sayd edelim
Biz de beğler gibi âlemde şikâr eyleyelim
(Revânî, Gazel)

Diyar-ı küfrü gezdim, beldeler kâşaneler gördüm;
Dolaştım mülk-i İslâmı, bütün viraneler gördüm.
(Ziya Paşa, Gazel)

Üsküp ki Şar dağ’ın da devâmıydı Bursa’nın
Bir lâle bahçesiydi dökülmüş temizkanın.
(Yahya Kemal, Kendi Gök kubbemiz’den)
Sofya’ya bir bahar günü girdim, şekerim.
Ihlamur kokuyor doğduğun şehir
Bilmediğin gibi ağırladı beni hemşerilerin
(Nâzım Hikmet)

Sürüdü de ayağını sürüdü
Balkan Harbi kelle dedi yürüdü
Bozgun vurdu manda leşi yenildi
Barut fıçısı Makedonya, içler acısı Urumeli.
(Ercüment Behzat Lav)

Sesleniriz: “Bir çay yap Niko, demli olsun!”
Zaman genişler ve çoğalır her yudumda.
(Oktay Rifat, Niko’nun Kahvesi)

Yoksa bir gül mü düştü sabaha diyorum ve tutup
Saatımı kuruyorum saatıyla bir Bulgar köylüsünün
(İlhan Berk, Dört Kent/ Sofya)

Yolcuyuz kadim türküler içre
Yollarında nice karasevdanın
Rumelideniz bre canım
Eh
Güzelizdir 
(Arif Damar, De Bre)

Drina köprüsünden geçiyor yaralı ayağıyla
Sırp bombardımanından sonra
Çok eski bir tarih topallayarak
(Can Yücel, Yeni Bosna Türküsü)

Biri var, kumrudur Üsküdar’ı özler
Biri serçe kuşu… aklı eski saçaklarda
(Şükran Kurdakul, Anımsadıkça)

Dil yasak, din yasak, töreler yasak
Bir iniltidir her ağıt, her destan,
(Mehmet Çavuş, Azınlıklar Mezarı)

Evdeki öksüz kızlarını düşünürdü adam,
kimbilir kimlerle evlenip nerelere gideceklerini
(Cevat Çapan, Girit’ten Bir Mübadil)

Hangi göçün tarihini doğru yazar kitaplar
Bir aşkın pencereden sızan ışığını kaçamak kucaklayan
(Güngör Gençay, Sis İçine Sığmayan)

Şarkılar belki daha kalıcı dostluklardan
Niko ben sana kurşun sıkamam
(Sabahattin Yalkın, yassuvre- hoples)

‘merhaba hemşerim merhaba
Koca Nâzım’ın sevdiği sen miydin acaba?’
(Sennur Sezer, Varna’da Yeşille Mavi)

ne zaman kalkacak Selanik treni
gece mavisi göründüğü zaman
(Behçet Aysan, Takis Petrulas’ın Selanikli Yıldız’a Şiiri)

Mübadele yıllarından kalan anılarıyla
Eski bir fotoğrafın yeni koltuğunda oturuyor bir kadın
(Hüseyin Avni Dede, Semiramis Didar)

Görgüsüz kalabalık, yaktığı her yere bir bayrak dikiyordu
Adam, oturmak için eski bir Rum evi aramaktan vazgeçti
(Şükrü Erbaş, Zamandan Süzülmüş Bir Zaman)

Ekmeğin şiirden kovulduğu yerden geliyorum
Bütün meyhaneciler Rum. Ömrümü kime emanet etsem?
(C. Hakkı Zariç, Toz Yüzyılı)

ÖNCEKİ HABER

‘Yaşamak için ekmek, ruhumuz için gül istiyoruz!’*

SONRAKİ HABER

Sporu başlatıp öyle gittiler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa