22 Mart 2009 00:00

‘Daha nereye kadar ezilecek bu millet?’

‘Krize inat her şey…’ Bugünlerde bu sözler Denizli’de vitrinlerin camekAnlarını dolduruyor.

Paylaş

‘Krize inat her şey…’ Bugünlerde bu sözler Denizli’de vitrinlerin camekAnlarını dolduruyor. Çünkü artık kimse krizin teğet geçtiğine inanmıyor. Birbiri ardına kapanan işyerleri, giderek artan işsizlerin sayısı ve bununla birlikte insan sağlığındaki bozukluklarla intihara kadar varan sonuçlar. Peki, burada suçlu kim? Kriz kimin krizi, kim engelleyebilir?
Kriz elbette her haberin her gündemin başında yer alıyor. Çünkü insan yaşamı temel ihtiyaçların giderilmesi üzerinedir. Ve eğer insanlar bunları yerine getiremiyorsa diğer tüm gündemler bu yoldan geçer. Sözün kısası aslında çok yaklaşan yerel seçimlere bir hafta kala Denizli yerel seçimlere nasıl giriyor ve neler bekliyor, şehrin ve sokakların dilini aktarmak istedik.
BİR DE T.C. KİMLİK NUMARASI GEREKECEK
Yüksek seçim kurulundan getirilen T.C. kimlik numarası bulundurma zorunluluğu yine uzun kuyruklara, kuyruklarda fenalaşan görüntülere sebep oldu. Niyet seçim olunca yaklaştık kalabalığın yanına ve manzara tam da göründüğü gibiydi? Gözler kasabasından gelen ve çok uzun zamandır ayakta sıranın kendisine gelmesini bekleyen yaşlı teyzeyle konuşuyoruz. “Ben cahil bir insanım. Bilmiyorum ki ne değişecek” diyor. Onunla birlikte sabahtan beri kuyrukta olan başka bir amca ise başlıyor anlatmaya: “3 ay önceden yüksek seçim kurulu listeleri hazırlarken bunları da gündeme getirmeleri gerekiyordu. Şimdi on güne sıkıştığı için kuyrukta yaşlı, kadın, hasta demeden herkes mağdur oluyor. Yazık günah bu yaşlılara. Devamlı işimizi yokuşa sürüyoruz.” Peki, seçimlerden sonra ne değişecek diye sorduğumuzda ise “Hiçbir şey değişmeyecek. Gelecek olanların insaflı olması gerekiyor. Ez ez ez nereye kadar ezileceğiz biz yav. Benim temennim bunların değişmesidir.” diyerek cevaplıyor. Ve hemen yanı başından kriz bahanesiyle bir hafta önce işten çıkarılmış Tamer Evran başlıyor anlatmaya: “Seçimlerden sonra hiçbir şeyin değişeceğini düşünmüyorum. Vatandaşın üzerine daha da yüklenileceğini düşünüyorum.” Çıkarıldığı iş yerinde 250 kişinin çalıştığını fakat şimdi 20 kişinin kaldığını ve çok yakında onların da işsiz kalacağını söyleyen Evran, işsizliğin iktidar partisi geldikten sonra çok arttığını söylüyor. Ve seçimde oy kullanırken bunun düşünülmesi gerektiğini vurguluyor. Denizli’nin çözülmesi gereken en acil sorununu ise şöyle ifade ediyor Evran: “Ben her gün faturaları nasıl ödeyeceğim diye düşünüyorum. İki tane çocuğum var okuyan; her gün yüzüme bakıyorlar. Artık söylenecek çok bir şey yok bence.”
Yeşilyurt Mahallesi’nde oturan bir kadın da seçimlerden sonra sadece barış istediklerini vurguluyor. Mahallesinin yollarının düzgün olmadığını, temizliğin, çöplerin düzenli alınmadığını belirtiyor.
GARAJLAR YOLLARIN ÖTEKİ UCU
Denizli Nüfus Müdürlüğü’nün önündeki kalabalıktan sonra yollar bizi garaja çekiyor. Çünkü biliyoruz ki burada şehrin gizli saklı her an kaçmaya hazır bir yüzü var. Parlaklık ve estetikten uzak görünümüyle insanı kasvetlendiren Denizli garajında boyacı çocuklarla birlikteyiz. Ve gerçek yerleri boya sandıkları değil de elinde fırçalarla okul sıraları olması gerekenlerden dinliyoruz Denizli’de en büyük sorununu. Zabıtalarla köşe kapmacada geçen zamanlar dışında bulduğu bir çift ayakkabıyı parlatma derdinde olan Fırat’la başlıyoruz sohbete. En büyük sorun işsizlik diyor evinde iş arayan babasını, kardeşlerini, annesini düşününce. Çünkü kimse sigortalı bir yerde çalışmıyor belli ki. Öğleden sonra okula sabahtan boyaya çıkıyor Fırat. Ve etrafına toplanan diğer çocuklarda Fırat’ın durumunda. “Abla biz ne iş yapacağımızı bilemiyoruz” diyorlar. Garajlar sadece bekleyenlerin değil onların da evi olmuş. (Denizli/EVRENSEL)
Gonca GerFunda Canoğlu
ÖNCEKİ HABER

TARİHİ DENİZLİ’DE NELER DEĞİŞTİ?

SONRAKİ HABER

MERCEK

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa