27 Mart 2010 01:00
ARA SIRA
Esenyurtta 28 Martta eylem yapılacak. Bugüne kadar yapılan eylemlerde, eyleme katılanlar görevlerini yapılmış olarak görülürdü. Son yıllarda tüm eylem ve etkinliklerde bu tür tarzla ele alındığından eylemlere katılmada daralma olmakta sahiplenmedeyse istenilen duygu oluşmamaktadır. Bizler Esenyurtta tam da bu anlamda eylemin yereldeki öneminden hareketle, karşılaştığımız saldırının diğer emekçiler için önemini ve neden sahiplenmesi gerektiğini anlatarak sürecin örülmesi hedefliyoruz.
Yereldeki emekçilerin örgütlenmesinde demokratik kurumlar vasıtasıyla sınıfın birleşik mücadelesinin büyütülmesi durumunda uzun vadede kazançlı çıkılacaktır. Esenyurt Belediyesinde işveren işçileri işten atarken sadece işçileri işsiz bırakmıyor. Esenyurt Belediyesi bu saldırıyla sendikal örgütlenmeye ve işçi sınıfına ideolojik olarak onların örgütlenmesine saldırıyor.
Bu nedenle bu saldırı sadece Esenyurtta yapılan saldırı olarak görmemelidir. Bu saldırının kaynağı işsizlik ve yoksulluğun yaratıcılarıdır. Bu saldırıyla örgütleneceklere verdikleri korkuyla kendilerine tabi olan bir sisteme şükür edilmesini sağlamak istiyorlar.
Bunun için saldırı sadece Esenyurt Belediyesi işçilerine değil TEKELden diğer işten atılmaların olduğu yerlere kadar topyekun bir saldırıdır.
Bu saldırılar bugün tek tek iş kollarında giderek artan saldırıların Esenyurt yerelinde gerçekleşenidir.
Sermayenin işçi sınıfın örgütlenmesine yönelik saldırıların yoğunlaştığı bu dönemde Marmarayda, İtfaiyede, İSKİde TEKELde, Çemende yapılan tüm saldırılar aynı merkezden gelmektedir. Sorun bu saldırılar karşısında bizim tek tek davranış ya da karşı çıkışı örgütlememizdedir.
Oysa TEKEL eyleminde ortaya çıkan ortak mücadele, bir yanıyla önemli oranda gelişirken diğer yanda sahiplenilmesinin de bilinçte geliştiği bir süreçten geçilmektedir. Esenyurt eylemi de bu anlamda ele alınmalıdır. Sendikalarımızın bugüne kadar olduğu gibi sadece işçileri getirip desteklemesi Eseyurtta istediğimiz sonucu yaratmayacaktır.
Aslolan saldırının bizim için önemi ve eylemi desteklenmesi yerine onu kendimize de yapılan bir saldırı olarak görmektir. O zaman eylem başarıya ulaşır, diğer emekçilere yayılır ve işçi sınıfını saldırılara karşı harekete geçirmesi daha hızlanmış olur.
İkincisi bu eylemde yerellerin önemini açığa çıkarılması bizim açımızdan eylemde hedeflediğimiz asıl yandır. Çünkü bu gerçekleşirse gelecekte kazanmaya hizmet edecektir. Yerellerde bulunan eylemlerde yerellerdeki emekçilerin sürece katılması Esenyurt direnişinin sonuca gitmesini sağlayacaktır. Bizler başta işçi ve emekçiler olmak üzere işten atılmalara karşı Esenyurt Belediyesine karşı koyuşu örgütleyerek ortak mücadelede birleştirebilirsek, bu Esenyurt işçilerinin mücadelesini de güçlendirecektir. Bu anlamda Esenyurt Belediyesinde işten atılmalara karşı yürütülen mücadelede yerel platformlar, yerel mücadele araçları Esenyurt direnişin başarısında etkide bulunacaktır. Elbette direnişin asıl sahipleri olan işçilerin mücadelesi ve sendikaların gereğini yapması direnişin başarısında asıl rol oynayacaktır.
Ancak 224 gündür yürüyen mücadelede asılları olanlar gereğini yaparken dayanışmanın sendikalar ayağı istenilen düzeyde oluşmamıştır. 28 Mart eyleminde Esenyurttaki emekçilerin işten atılmalara sendikasızlaştırmaya yoksulluğa karşı mücadelenin büyütülmesi için herkesi Esenyurttaki yürüyüşümüze bekliyoruz. Bizler sendikalarımızın bunu yapması durumunda geniş kesimlerin sahiplenmesini de büyütecektir. Bunun için Belediye-İş Sendikası olarak herkesi 28 Martta Esenyurtta tüm emekçileri ve dostlarımızı belediye önüne bekliyoruz.
(*) Belediye-İş İstanbul 2 Nolu Şube Başkanı
Hasan Gülüm*
Evrensel'i Takip Et