22 Temmuz 2010 00:00

Özel birlikler karanlık yılları hatırlatıyor


Başbakan Tayyip Erdoğan’ın son günlerde siyasi parti temsilcileriyle yaptığı görüşmelerde gündeme getirdiği ve çalışmalarını başlattığı ‘sınırdaki özel birlikler’ tartışması, yıllarca bölgede faili meçhul cinayetler, yargısız infazlarla gündeme gelen başta Efeler, Fatihler, Bolu ve Kayseri taburları olmak üzere akıllara karanlık dönemlerin ‘özel birlikleri’ni getirdi.
Özelikle Hakkari ve ilçelerinde konumlanan ve genelde dağlarda kalan Efeler Taburu, Isparta, Kayseri ve Bolu Tugayları’nın görev yaptıkları dönem sivillerin ölümü ve sayısız köyün yakılmasıyla anılıyor.
EFELER TABURU
Efeler Taburu görev yaptığı dönem boyunca hep gündemde oldu. Demokrasi Gazetesi’nin 5 Aralık 2006’da ‘Acımasız Efeler Hakkari’de’ manşetiyle verdiği haberin ardından Hakkari eski Milletvekili Esat Canan tarafından konu Meclis’e taşınmıştı. Bölge’de uzun süre görev yapan Emekli Yüzbaşı M. Zekeriya Öztürk, Efeler Taburu’na ilişkin haberi doğrulayarak, söz konusu taburun korkunç örgütlenmesi hakkında çarpıcı itiraflarda bulunmuştu. 1990-1992 arasında Hakkari Dağ ve Komando Tabur Komutanlığı, 1999-2004 arasında da Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı yapan emekli Tümgeneral Alaattin Parmaksız da, Efeler Taburu’nun kendisine bağlı çalıştığını söylemiş, taburun ‘gözü kara insanlar’dan oluştuğunu söylemişti. Yüksekova’daki eski Et Balık Kurumu binasında konuşlanan ve tamamen subay, astsubay ve uzman çavuşlardan oluşan Efeler Taburu’nun, PKK’lilerin kıyafetlerini giyerek ‘faaliyet yürüttüğü’ belirtiliyor.
Bölge’de sayısız faili meçhul cinayetten, köy boşaltma ve yakmalardan sorumlu tutulan ‘Özel Birliklerin’ sicili kabarık. Bir çok olayda adı geçen ve ‘Bordo Bereliler’ olarak tanınan Bolu ve Kayseri tugayların icraatları birçok kere yargıya taşındı. Açılan davaların büyük bölümü takipsizlikle sonuçlanırken, mağdurların AİHM’e taşıdığı davalarda Türkiye tazminatlar ödemeye mahkum edildi.
(Hakkari/DİHA)

ÖZEL BİRLİKLERİN SİCİLİ KABARIK
Yıllardır bölgede görev yapan özel birliklerin görev döneminde yaptıklarının ve resmi tutanaklarla belgelenen suçların bazıları şöyle:
* Şemdinli’de bulunan Öveç Yaylası köylüleri 28 Eylül 1999’da 5’i Irak uyruklu 7 kişinin cesedini yaylada bir kayanın altında kazılı çukura gömülü halde buldu. Cenazeler arasında bulunan Bozyamaç köylülerinden Mehmet Arıcı’nın yakınlarının savcılığa bilgi vermesi üzerine soruşturma başlatıldı. Köylüler, olaydan Kayseri 1. Komando Tugayı’na bağlı 2. ve 3. Tabur askerlerini sorumlu tuttu.
*Bitlis, Hizan’a bağlı Kayadeler köyü, 1993 yılı mayıs ayında Bolu Dağ Komando Tugayı’na bağlı askerler tarafından boşaltıldı, evler ateşe verildi. Köyün boşaltılmasına karşı çıkan Hurşit Döner isimli köylü evinden alındı ve bir gün sonra cesedi köyün dışındaki derede taşların arasında bulundu.
* 1993’te boşaltılan, Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Alacaköy’de gözaltına alınan ve kendilerinden yıllarca haber alınamayan 11 kişiye ait toplu mezar 2005’te bulundu. Köylüleri Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerlerin gözaltına aldığı iddia edildi.
*1994’te Diyarbakır’ın Kulp ilçesi Çağlayan köyü Deveboyu mezrasına Bolu Komando Tugayı’nın düzenlediği operasyon sırasında gözaltına alınan 8 köylünün kemikleri, 2004 yılında Kulp’a bağlı Bağcılar köyü Düzpelit Mezrası Kevrokok mevkiinde bulundu. 1994’te Dersim’in Gökçek köyü Mirik mezrasında 7 köylünün kaybedildiği olaya da Bolu Tugayı’nın adı karıştı.
* Hakkari, Yüksekova’da konumlanan Efeler Taburu’nun adı 24 Kasım 2006’da Yüksekova’nın Dağlıca köyünde İslam Terkoğlu’nun öldürülmesi ve Reşit Soydan’ın yaralanması olayına karıştı.
* Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde 1999 yılında Öveç Yaylası’nda 7 kişinin öldürülmesinden de Kayseri Dağ Komando Tugayı sorumlu tutuluyor. Bolu Tugayı ile Yüksekova İlçe Jandarma Komutanlığı’na bağlı askerlerce Ağaçlı köyüne düzenlenen ortak baskında, Şemsettin Yurtsever, Mikdat Özeken ile Münir Sarıtaş isimli köylüler gözaltına alındı. Yakınlarının tüm başvurularına rağmen 3 köylüden bir daha haber alınamadı. Olay yıllar sonra itirafçı Kahraman Bilgiç’in itiraflarıyla ortaya çıktı. Ailelerin AİHM’e açtıkları davada mahkeme Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkum etti.
Sıddık Güler - Sami Yılmaz

Evrensel'i Takip Et