22 Aralık 2010 00:00

UFUK


CHP’nin hafta sonunda yapılan olağanüstü kurultayı, çeşitli yönleriyle tartışıldı ve tartışılmaya da devam edecek. CHP’nin yeni seçilen Parti Meclisi içindeki kadın oranının tartışma konusu yapılarak Sav’a yakın isimlerce, bu konuda ilçe seçim kuruluna itirazda bulunulması, Kılıçdaroğlu ve CHP’nin yeni yönetiminde kısa süreli bir heyecan yarattı. Bu tartışma içinde öne çıkan, parti tüzüğünde ön görülen PM’de yer alacak olanların yüzde 25’inin kadınlardan oluşması yönündeki karara uygun davranılıp davranılmadığıydı. Kılıçdaroğlu PM içinde yer alan Bilim Kurulu ile birlikte bu oranın oluştuğunu ve dolayısıyla kendileri açısından bir sorun olmadığını dile getirirken, yapılan itirazın kabul edilmesi halinde en az oyu alarak PM’ye girdiği için durumu riske giren Gürsel Tekin de, benzer bir açıklama yaptı.
‘Cinsiyet kotasına’ uyulmadığı iddiasıyla ilçe seçim kuruluna başvuranların da, gerekçelerini teknik bir itirazdan öteye götürmemiş olmaları da, CHP içindeki klasik ‘hizipçi’ ve açık aramaya dayalı siyaset tarzının bir göstergesini oluştur.
Sonuçta Çankaya İlçe Seçim Kurulu itirazı reddetti ve gerekçesini de şöyle açıkladı: “80 kişilik PM’nin 12 kişilik Bilim Yönetim ve Kültür Platform üyesi ile diğer 68 üyenin ayrıştırılması mümkün değildir. Ancak Tüzükte Genel Başkanın önereceği 18 kişilik liste içinden seçilecek 12 kişilik listede yüzde 25’lik cinsiyet kotasının olması zorunlu kılınmıştır. Yapılan seçimlerde Genel Başkanın önerdiği 18 kişilik liste içinde 8 kadın üyenin ismi olup, Seçim sonucunda 6 kadın üye seçilmiş bulunmaktadır. 68 kişilik listede ise 15 kadın üyeye yer verilmiş olup bu üyelerin tamamı da Seçim sonucu PM’ye seçilmişlerdir. Buna göre PM’ye giren kadın üye sayısı toplam 21 kişidir. İtirazcılar 68 kişilik PM listesinde de yüzde 25’lik cinsiyet kotasının uygulanması gerektiğini iddia etmişlerse de tüzüğe göre seçimi yapılan organ PM olup, 80 kişiden oluşmaktadır. Tüzükte 68 kişilik listede de 12 kişilik Bilim Yönetim ve Kültür Platformu adayları gibi cinsiyet kotasının uygulanacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre sonuçta bir bütün olarak değerlendirilen PM’nin 12 kişilik Bilim Yönetim ve Kültür Platformundan 6 üyenin, 68 kişilik PM listesinden de 15 kişinin seçilmiş bulunması nedeniyle 20 kişilik cinsiyet kotasının aşılmış olup itirazların yerinde bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.”
CHP kurmayları bu kararla birlikte rahatlarken, CHP’ye önümüzdeki dönemde belli bir misyon yükleyen medya organları da konuyu kapatmayı tercih etti.
Oysa CHP içinde PM’ye girmiş olan kadınların da gündeme getirmediği şu soru ortada duruyor: ‘Neden tüzükte ön görülen kotayı aşan sayı da isim PM’ye giremedi? Tüzükte ön görülen oran, CHP kurmayları için neden sadece yüzde 24+1 anlamına gelen yüzde 25’ten ibarettir? Bu oran neden yüzde 1 oranında bile aşılamamıştır?”
Bu soruların yanıtlarını vermek için CHP’deki kadın temsili anlayışının seçkinci karakterine ve biçimsellikle sınırlı oluşuna özellikleri vurgu yapmak gerekiyor. CHP kurmayları, sık sık, ‘kadına haklar tanıyan’ Atatürk’ün mirasçısı bir parti olmakla övünürler. Ancak biçimselliği aşamayan bu çağdaşlık kavrayışının gelip dayandığı nokta, son olağanüstü genel kurulda ortada çıkan krizle de görülmüştür.
Kadını eşitsiz bir konumda tutulduğu iş yaşamından ve itilip kakıldığı geleneksel aile yaşamından politikaya dahil etmeye yönelik bir ufuktan yoksun olan bu kavrayış, kadın temsilini sadece bir biçimde kendini erkek egemen dünyada var etmeyi başarabilmiş kadınları seçerek onlarla kotasını oluşturmayı yeterli görmektedir. Elbette PM’ye giren kadın isimler içinde böyle düşünmeyen isimler olabilir ancak, onların da bunu dillendirdiğine yönelik bir habere dahi rastlayamadık.
Kadına yaklaşım bakımından Türk modernleşmesinin örnek partisi olduklarını düşünen CHP kurmayları, birçok konuda uzak durmayı tercih ettikleri Kürt modernleşmesinin Meclis’teki temsilcisi BDP’ye bu konuda biraz yaklaşmayı becerirlerse belki kendi gerçeklikleriyle yüzleşmelerine yardımcı olacak bir şeyler öğrenebilirler.
FATİH POLAT

Evrensel'i Takip Et