31 Ekim 2006 22:00
Bir 'Cumhuriyet Sesi': Nazife Güran
GÜNÜN YAZILARI
Türk aydınlarının ve sanatçılarının zaman bazlı kategorilendirilmesinde Cumhuriyet'in ilan edildiği dönem önemli bir yer tutar. Türk aydını, Mustafa Kemal döneminin adeta misyoneri gibi hareket eder; sanatçılar bu yönlü ürünler ortaya koyar. Amaç önceki yönetime göre "aydınlanmacı", "modern" ilkeleri ülkenin bütününe yaymaktır.
Öğretmen/misyoner tavrın gereklilikleri olarak aydınlar/sanatçılar kimi zaman Anadolu'ya yönelir kimi zaman yeni yönetime methiyyeler dizerler. Resmi ideoloji onları muassır medeniyetler amacına yönlendirmiştir ve bu görev en iyi şekilde ifşa edilecektir. "Cumhuriyet aydını" sıfatlandırması bu dönemin ürünüdür ve bu aydınlar ortak karakteristik özellikler taşırlar. Cumhuriyet dönemi öncesinden başlatılabilecek şekilde Türklük/Türkçülük vurgusu, batı öykünmeli kalkınmacı "modern" Anadolu ülküsü, İslamiyeti güncel koşullara revize ederek sahiplenme/katı İslamcılıkla mücadele, taşra romantizmi, Atatürk ve Cumhuriyet temalı sanatsal ürünler bu ortak karakteristik özelliklerden birkaçı belki de en öne çıkanları...
Türk müziği açısından da benzer faaliyetlerin öne çıktığı aşikar. Bu döneme özellikle Batı musikisi ile Türk musikisi arasındaki tartışma damgasını koyar.
Türkleştirme faaliyeti kimi zaman öne çıksa da Batı hâlâ "koyunda saklanan gizli sevgili" olarak kendini belirtir. Hatta bir dönem Türk musikisi eğitim öğretimden çıkarılmış resmen yasaklanmıştır. Daha da ötesi 1927'den beri yapılmakta olan radyolardaki Türk musikisi yayınları dahi 1934'te durdurulmuş, yasaklanmıştır. (Aynı yıl Mustafa Kemal'in müdahalesiyle bu yasak kısa sürmüştür. Bu örneğin kendisi bile konu hakkındaki kararsızlığı yeterince ortaya koyar.)
Elimizdeki albüm bu dönemin bahsi geçen özelliklerini hesaba katarak anlaşılması gereken bir çalışma olduğu için yukarıdaki bilgilere ihtiyaç oldu. Çünkü dönemin hemen hemen bütün belirginliklerini taşıyan bir sanatçıdan; Nazife Güran'dan bahsedeceğiz bugün.
"İlk kadın bestecimiz" Nazife Güran'ın Kalan Müzik'ten çıkan albümü ile ilgili kısa bilgiler verelim önce. "Nurdan Bir Hale" adını taşıyan albümde soprano Ece İdil sanatçının eserlerine ses verirken Metin Ülkü piyano ile Güran eserlerini yorumluyor. Kalan Müzik'in bir süredir başarı ile sürdürdüğü arşiv çalışmalarının içinde yeni yorumlar barındırmasıyla ayırt edici bir yerde duruyor albüm. Böylece ilk kadın bestecimizi tanıyoruz.
Buradaki tanımak sözcüğünü ikiye ayırmak yerinde olur. Birincisi yazının başında ifade edilen Cumhuriyet etkisi açısından Nazife Güran, ikincisi ise müzikal yorumları açısından Nazife Güran.
Birincisinden başlarsak; bu dönem yetişmiş bir sanatçının memleketin yeniliklerinden etkilenmesi yadırganamaz. Nazife Güran da tıpkı dönemin diğer aydın sanatçıları gibi karakteristik özellikleri ürünlerinde var etmekte. Albümde yer alan eserlerden "Şehit Çocuğuna Ninni", sanatçının öz yaşam öyküsünde (albüm kitapçığında var) sıkça gönderme yaptığı milli değerlere bir ağıt niteliğinde. Yine yazının başında ifade edilen "taşra romantizmi" "Yarını Bekleyen Köy" adlı eserde içerik olarak kendini belli ediyor. Şarkı sözlerinde geçen ifadeler ilginç "Hakkari'nin doğusunda bir köy var/ Seslensen duyulmaz/Gitsen Gidilmez"... Bir diğer "ilginç" eser de "İbadet Sevinci" adını taşıyor. Kısacası Güran'ın eserleri kimi zaman milli, kimi zaman dini, kimi zaman çocuk şarkıları olarak ama hepsi bir arada "Cumhuriyet'in Sesi" olarak özetlenebilir.
İkinci olarak ise Nazife Güran'ın müzikal duruş olarak tanıyabiliyoruz. Bu noktada en çok dikkat çekilmesi gereken sanırsak yalınlık ve naiflik. Duyguya dönük, içsel ezgiler Nazife Güran'ın üretimlerinde en çok lirizmi konu edindiğini bizlere gösteriyor. Batılı-Türk arasındaki tartışmanın formülünü ise Nazife Güran'ın "samimiyet" ile bulduğunu anlıyoruz. Eserleri yorumlayan iki sanatçı Ece İdil ve Metin Ülkü de bu noktaya dikkat çekerek sanatçının akademik katılıktan ziyade melodik doğaçlamaları eserlerine yansıttığının altını çiziyorlar.
Tekrar pahasına da olsa son olarak albümün Kalan Müzik'in arşiv çalışmalarıyla müziğe katkılarının önemli bir ayağı olduğunu söyleyebiliriz.
Evrensel'i Takip Et