Hacıbekir Mahallesi yine enkazın altında kaldı
DIŞARIDA DONARAK ÖLECEĞİZ
13 yaşındaki kızı Gülperi’yle Belediye Garajı’na gelen Sinem Duman, 11 kişilik ailesiyle geceyi dışarıda geçirenlerden. Evleri ilk deprem sonrası hasar görmesine rağmen, kalacak başka yerleri olmadığı için eve dönmek zorunda kalmışlar. 8 kere isimlerini yazdırmışlar Valiliğe ancak dönen olmamış. “Mahallede enkaz altında kalanlar var, biz kendimizi kurtardık ama şimdi de dışarıda donarak öleceğiz. Mahalle kendi derdini kendi çözdü, yıkılan evlerin altında ölen kalan var mı bakmadılar bile. Sadece uzaktan ambulans sesleri geliyordu. Muhtar dolaştı yıkıntıları. Size çadır yazayım dedi, ama biz biliyoruz isim yazdırmakla olmuyor. Sabah çocuklarımın saçları, kirpikleri buz tutmuştu. Bizim eve hasar tespitine bile gelmediler. Şimdi yıkıntı halinde, ama çocuklarımı korumak için o yıkıntının bir kenarına sığındık, çadır bulursam götürüp dikeceğim” diyor
ARTIK YETER!
Nahari Acar da evi hasarlıyken evde oturmak zorunda olanlardan. Hükümet Konağı’na, Valilik’e ve Kızılay’a defalarca gitmiş o da. Onun evine hasar tespitine gelmişler, hasarlıdır oturmayın da demişler ama kalacak bir yer de göstermemiş kimse. Komşularının naylondan yaptığı çadırda kalmışlar ikinci depreme kadar. Şimdi “artık yeter, biri halimizi görsün, bu korkuyla nereye kadar orada burada kalacağız” diyor.
Hanife Öz de 5 çocuğuna tek başına bakmak zorunda olan bir kadın. Çocukları küçük olduğu için onları bırakıp çadır aramaya çıkamamış ilk depremden sonra, herkes de kendi derdiyle uğraştığı için kimse yardımcı olamamış, hasarlı evde 5 çocuğuyla yaşamaya devam etmişler. Çok öfkeliydi. “Çocukları bıraktım geldim, öyle de kötü durum böyle de. Başımızın üstüne bir çadırı bile çok görüyorlar” diyor. (Van/EVRENSEL)
VAN NEDEN AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMEDİ
İlhan Yalçın: Kızılay’ın çadır dağıttığı yer havaalanı dediler gittik, yok, Hükümet Konağı diyorlar, valilik diyorlar, şu diyorlar bu diyorlar, hepsine en az 10 defa isim yazdırdık depremden beri, hâlâ haber yok, her seferinde “yenileyelim sizin kaydınızı” diyorlar. Dünkü depremde benim çocuklarımın başına bir şey gelseydi kim verecekti bunun hesabını? Bir de evlerinize girin, afetlik bir durum yok diyorlar. Bundan büyük afeti bakan, Başbakan nerede görmüş? Tüm mahalle dışarıdayız. Sabah geldik çadır almaya, bize bir de polis saldırdı. Vali çadırları gasbetmiş herhalde bu kadar çadır gönderdiklerini söylüyorlar, biz bir tane bile göremedik.
Mehmet Özekti: Evim ilk depremden beri enkaz halinde, özürlü bir çocuğum var. Hasar tespitine geldiler, oturulamaz raporu verdiler, ama kimse bu özürlü çocukla ne yaparım ne ederim sormadı, gitmediğim yer kalmadı. Artık bıktık, bu muameleyi görmekten bıktık.
Abdülmecit Zafer: Vali diyor ki mahalleleri dolaştım. Benim mahallemde, akrabalarımın mahallesinde değil valiyi, doğru düzgün bir yetkiliyi bile gören yok. Soruyorum, neden Van afet bölgesi ilan edilmedi? Valiliğe yürüdük, artık buramıza kadar geldi. Ne oldu? Üzerimize gaz sıktılar, kadın, çocuk dinlemeden dövdüler. Depremden beri çektiğimiz hakaret yeter. Biz de insanız
Recep Koşar: 40 yaşındayım, epilsepsi hastasıyım, çalışamıyorum. Zaten eve bir ekmek alırken çok zorlanıyordum, deprem oldu, kalp hastası eşim, 5 çocuğum, yaşlı babamla dışarda kaldık. Yeşilkartlıyım, evim yıkık, engelli raporum var. Mağdur olduğumu gösterecek daha ne olsun? Hacıbekir Mahallesi’nde taş üstünde taş kalmadı, biz uzaktan yardım sesleri duyduk sadece, siren sesleri duyduk, kimse bizim sokağımıza girmedi. Hasarlı evimde oturuyordum, şimdi o hasarlı ev bile yok elimde. Dün geceyi de sokakta geçirdik. Çadır istiyoruz, çok mu şey istiyoruz?
Evrensel'i Takip Et