9 Haziran 2006 21:00
Barış tanrısı HERMES
Tanrı Hermes; dağ patikalarından gelip geçenlerin bir bir koyduğu taşlardan oluşan küçük yığıntılarla eşkiyalara, isyancılara ve de yalnız aşıklara yol klavuzluğu ettiği gibi, insanlar ve tanrılar arasında elçilik, postacılık gibi zor görevler de üstleniyordu. Gene bu çok zeki, becerikli ve kurnaz Hermes, tüccarlara da yardımcı oluyordu. Tabii alışveriş sırasında yalnızca tüccarların çıkarlarını değil, tüketicilerin de haklarını koruyordu. Zaten sırf bu amaçla teraziyi icat etti ve takas yöntemiyle alışveriş sistemini kurumlaştırdı. Kısacası bütün toplumsal kesimlere yardımcı olmaya çalışıyordu Hermes...Biraz yalancılığının ve biraz da hırsızlığının yanında yararlı yönleri daha çoktu.. Bu yüzden barışsever ve uzlaştırıcı bir tanrı olarak yaptığı iyiliklerle unutulmazlar arasına girdi... Kısacası ak ile karanın bileşimi değil, ikisinin koşut olarak birlikteliği vardı onun kişiliğinde...
Babası Zeus da, haberci ve arabulucu olarak en zor görevleri hep ona yüklerdi. Örneğin analığı tanrıça Hera; kocası Zeus'un yasadışı sevgililerine akıl almaz işkenceler uygulamaya kalktığında o bunları elinden geldiğince önlemeye çalışırdı. Birgün Hera, kıskançlığından Zeus'un sevgilisi güzel İo'yu bir ineğe dönüştürdü; başına da onu hiç uyutmayan yüz gözlü Argos denen bir dev dikti bekçi olarak. Zavallı İo'nun yıllar yılı süren uykusuzluğuna ve çektiği işkencelere Zeus bile dayanamadı. Sonunda oğlu Hermes'i bu canavar Argos'u öldürmekle görevlendirdi ve o da bu zor görevin üstesinden geldi...
Ayrıca tanrı Hermes, kumarcılara şans getirdiği için şans oyunlarının da tanrısıydı. Gene idam mahkûmları da ona sığınır; infaz sırası için kuralar çekilirken, sıranın kendilerine daha geç gelmesi için yalvar yakar olurlardı. Çünkü bir su içimlik kadar kısa da olsa, yaşam sürecinden bir pay kapmaya çalışırlardı...
Hermes, daha ilk gün anasına sözverdiği şekilde, gökyüzünde pekçok hazırcı zengin tanrı gibi yan gelip yatamadı, ama gene anasına söylediği gibi, birçok işinin arasında, hırsızların ve eşkiyaların da tanrısı olacağı sözünü yerine getirdi. Hırsız ve eşkiyaları; kendisine saygı göstermeyen zengin kullara doğru yönlendirir, onların gizli birikimlerinin yerlerini gösterirdi. Haliyle hırsız ve eşkiyalar da, tanrı Hermes'i onurlandırmak için çaldıklarının çok küçük bir kısmını yoksullara dağıtırlardı...Ne var ki tanrının bu yönünü iyi bilen açıkgöz krallar da, bunu kendi çıkarları doğrultusunda değerlendirdiler hep. Kendi halklarından çaldıklarıyla ve de tetikledikleri savaş sonucu topladıkları ganimetlerle tapınaklar yaptırdılar, biraz da yoksullara yardım ettiler, birkaç kurban keserek sürekli günahlarından arındılar; servetlerine servet eklediler. Böylece saygınlık üstüne saygınlık kazandıklarından halklarını; kendilerinin, yandaşlarının, akrabalarının çıkarları doğrultusunda daha kolaylıkla yönlendirmeye başladılar...İşte bu yüzden bütün savaşçı ve talancı krallar; tanrıları Hermes'le konuştuklarını söylerler; başlatacakları savaşlar için ondan izin aldıklarını öne sürerlerdi...Ne var ki Hermes; savaşlardan ve savaş sırasında uygulanan terörden hep nefret ederdi! Savaş sonunda o ülkenin ganimetlerinin talan edilmesine kesinlikle karşı çıkardı. Servetlerine servet katmak için savaş çıkmasını isteyen ve dualar eden, ok kalkan gibi silah üreticilerini, kendi görünmez elleriyle korsan ve eşkiyalara teslim ederdi; onların perişan olmalarına yardımcı olurdu... Kendisi arada bir yalan söylemesine karşın, halkları birbirine kırdıran savaş kışkırtıcılarının ve onların aldatıcı propagandalarının başdüşmanıydı. Ve tanrı Hermes, kendisini kullanan bu ikiyüzlü kralları, bir yolunu bulur, kesin olarak cezalandırırdı... Buna karşılık sürekli birbirleriye savaşan site krallıkları arasında arabuluculuk eder; gerginlikleri yatıştırırdı.
Antikçağın ünlü komedi yazarı Aristofanes; barış düşmanı yoz ve fırsatçı krallara karşı tanrı Hermes'in duyduğu öfkeyi, bu yüzden savurduğu küfürleri anlatır oyunlarında. Ayrıca Hermes'in hayranı olan bu yazar; savaş içinde terörden kıvranan; yarınsızlıktan ve açlıktan yüzleri sararmış halklara yardım edebilmek için onun harcadığı çabaları; acılarını biraz olsun dindirmek için onlara söylediği gönül alıcı sözleri dillendirir. Savaş ve işgal altıda ezilen halklara eylemleri sırasında yoldaş ve klavuz olur; onların dilek ve çığlıklarını diğer halklara ulaştırarak zalime karşı kardeşçe ve el ele, birlikte direnişe ve isyana çağırırdı...
AÇIKLAMA: Daha önce de anımsattığımız gibi okurlarımız; parça içinde geçen yabancı adları, deyimleri yazıldığı gibi okumalıdırlar. Çünkü biz Yunancada nasıl okunuyorsa o şekilde onların Türkçe yazılımını veriyoruz. (YA)
AÇIKLAMA: Daha önce de anımsattığımız gibi okurlarımız; parça içinde geçen yabancı adları, deyimleri yazıldığı gibi okumalıdırlar. Çünkü biz Yunancada nasıl okunuyorsa o şekilde onların Türkçe yazılımını veriyoruz. (YA)
Evrensel'i Takip Et