27 Ekim 2011 16:49

Behzat Ç. hasreti bitiyor

Çağdaş Günerbüyük

Ama görüşmeyeli o kadar da değişmemiş tabii. Dizi seyircilerinin bildiği gibi, Behzat Ç. ve ekip arkadaşları kontrgerilla ile uğraşmaya alışmışlardı, ailevi meselelerine paralel olarak. Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm filminde de başka bir kontrgerilla yapısı ile, ailevi meselelerin birer özeti eşliğinde seyirci karşısındalar.

Emrah Serbes’in Son Hafriyat romanından uyarlanan film, cinayet bürosuna yapılan “Bir tabut gömüldü” ihbarıyla başlıyor. Tabutun içinden bir polisin annesi çıkınca, Behzat içgüdülerinin izinden gidip, polisin kendisini araştırmaya kalkıyor. Daha başlarda kuşku uyandıran mesele de bu, çünkü o araştırma hemen bir yerlere takılıyor. Yavaş yavaş, Red Kit denen adamdan başka gömme ihbarları alıyor, onun peşine düşüyorlar, yine araştırmaları engelleniyor derken, ciddi bir kontrgerilla yapılanması ile karşı karşıya olduklarının nihayet farkına varıyorlar. Dizideki güncel meselelere gönderme yapmamaya çalışan devlet fotoğrafının tersine, burada görece daha gerçeğe sadık bir anlatım var, ama o gerçek ‘90’larla sınırlanmış gibi. Yine de, ‘90’larda katliamlar düzenleyen, suç işleyen karanlık adamların, birkaç kişinin inisiyatifinin değil, bir devlet politikasının ürünü olduğunu söylemek yeterince anlamlı.

İki hafta önce Altın Portakal Film Festivali’nde ilk gösterimi yapılan film, o zamandan beri birçok yazının, haberin konusu oldu. Ben de o zaman şunları yazmışım: “Dizinin yaman çelişkisi, yine film seyircisinin de başında: Polisin zanlıları, tanıkları dövüp işkence etmesi gibi suçları bizim için anlaşılır ve kabul edilebilir kılmaya çalışmak gibi bir sonuçtan mahrum etmiyor. Diğer yandan kontrgerillanın faaliyetleriyle başa çıkmaya çalışırken de, lafı gevelemeden devleti teşhir etmekten geri kalmıyor. Seyirci uyanık olup hangisini alacağını bilebildikten sonra, bu çelişki onun aleyhine çözülmek zorunda değil.”

Romanla karşılaştırıldığında daha kolay görülen bir şey var ki, Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’ün politik yanı, epeyce törpülenmeye çalışılmış. Kontrgerilla, kitaptaki Hrant Dink göndermesine rağmen ‘90’larla sınırlanmaya çalışılmış, hatta onun da Kürtlerle ve savaşla ilgili kısmına hiç girilmemiş ki, o bugünkü hükümet politikasına, en azından aykırı değil. Ya da Ankara’nın her yanının şantiyeye çevrilmesi motifi, yani bir belediye eleştirisi, filmde yok gibi.

Denebilir ki, bugün bunları söylemek marifet değil. Behzat Ç.’nin biletini hemen kesmeyelim, yine de kıymetlidir.
Behzat Ç.’yi seven, dürüstlüğü, samimiyeti, mizahını, açık sözlülüğünü sevdi. Bir de, onu dünyanın en politik adamı olduğu için değil, gördüğü haksızlığa karşı sessiz kalmadığı için tuttu. Bu yüzden, bu filmi de izleyip sevecektir. Ama bundan sonra, mesela teşkilat içindeki cemaate sessiz kalır da, hayali çetelerle uğraşmaya devam ederse, Behzat’ın delikanlılığına halel gelebilir. O zaman Behzat Ç. hasreti bitti sanırız ama o hiç bitmez.

[email protected]

Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm

Yönetmen: Serdar Akar

Oyuncular: Erdal Beşikçioğlu, Fatih Artman, İnanç Konukçu, Berkan Şal
 

Evrensel'i Takip Et