2 Mart 2004 23:00
Elektronik intifada
Sınırları, mesafeleri ve sansürü aşma yeteneğiyle internet, hem Filistinlilerin, hem de Filistin'deki yabancı dayanışmacıların tercih ettiği iletişim ortamı haline geldi. İsrail işgalinin dolaylı sonuçlarından biri, Filistin'in her yerinde internet bağlantısı ve bilgisayara duyulan ilginin artması oldu.
Filistin İnternet Derneği Başkanı Sabri Saydam, "Bu en üzücü durum, Filistin'deki enformasyon teknolojisi sektörü açısından çok iyi oldu" diye konuşuyor. Filistin'de nüfusa oranla internet kullanımı, 1999'da yüzde 2 iken bugün yüzde 8. Bölgesel standartlara göre düşük olsa da, Filistin'deki mevcut şartlar düşünüldüğünde inanılmaz. Saydam, "Komşu ülkelere kıyasla, yüzde 2'lik bir yıllık artış makul. Ama diğer ülkeler istikrarlı, kendi sistemlerine sahip, sınırlarını, erişimi ve ulaşımı kontrol edebiliyorlar. Diğer yanda ise korkunç sosyoekonomik koşullardan, siyasi istikrarsızlıktan muzdarip bir ülke var. Bu nedenle yüzde 8, büyük bir oran."
200 bin Filistinli internette Rakama vurduğumuzda; internet kullanıcısı sayısı dört yılda 50 binden 200 bine çıkmış. Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin yüzde 80'i yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Ama internet kullanımı, patlıyor. "Yiyecek yemeği olmayan, ama internete ilgi duyan bir toplumdan bahsediyoruz" diyor Saydam. Kasaba ve köylerin sürekli abluka altına alınması, halkı, fiziksel yalıtılmışlığın yarattığı sorunlar karşısında alternatifler aramaya itmiş. Özellikle de okullarına gidemeyen üniversite öğrencileri, hocalarıyla internet üzerinden iletişim kuruyor. İnternet, son İntifada'nın başladığı 2000 yılı sonlarından bu yana, siyasi faaliyet amacıyla da kullanılıyor. Uzun süreler boyunca dış dünyaya kapatılan Cenin ve Refah gibi bölgelere yönelik saldırılar, Filistin içinde ve dışındaki eylemcileri internet haberciliğini kullanmaya teşvik etti. "İntifada olmasaydı, bu kadar çok Filistinli olan bitenler hakkında dünyayı bilgilendirme ihtiyacını hissetmeyecekti. Diasporadaki Filistinliler de, bu bilgileri almaya ve kendileri de harekete geçmeye ihtiyaç duymayacaktı" diyor Saydam.
Profesyonel forum İnternetteki dikkat çekici inisiyatiflerden biri, bir haber portalı olan Elektronik İntifada (www.electronicintifada.net). Site, Filistin davasının gündemin ön sıralarına çıkarılmasında önemli bir rol üstlendi. Kuruculardan Nigel Parry, "Biz, Filistin sorununun gerçekleriyle ilgili profesyonel bir forum sunuyoruz" diyor. Site, haftada 50 bin farklı kişi tarafından ziyaret ediliyor ve bu rakam, çatışmaların yoğunlaştığı dönemlerde daha da artıyor. Örneğin; İsrailliler Cenin'i iki hafta boyunca dış dünyaya kapatıp katliam yaptıklarında, Elektronik İntifada'yı 600 bin farklı kişi ziyaret etmiş. Parry, "En önemli anlarda; İsrail'in işgal ve şiddetine gösterdiği gerekçeleri teşhir edebildik. Bu sayede İsrail ve dünyada medya, tepki gösterdi. Şaron'un kafesinin sarsılmasına katkı sağladık" diyor. Dahası; sitenin daha da etkili olabileceğinden umutlu. "Bilginin Filistinlilerin hayatını kurtarabileceğine inanıyoruz. Özellikle geçen yıl, dünyanın her yerinde giderek daha çok insan, statükonun devam edemeyeceğini, İsrail'in barış değil toprak istediğini anladı" diye devam ediyor. Muhammed Mugayir gibi birçok Filistinli, yaşadıklarını fotoğraf ve yazıyla internete aktarıyor. Refah mülteci kampında yaşayan Mugayir'in kardeşi, ekim ayında öldürülmüş. Bıkkın medya onun ölümünü de isimsiz bir istatistiğe dönüştürebilirdi; ama Mugayir, internet sitesi ile ailesinin acısını dünyayla paylaşıyor: "Burada olan bitenleri günlük olarak aktarıyorum. Benim yolladıklarımı dağıtan dostlarım, gazeteciler ve gruplar var." Mugayir'in sitesi, geçen yıl kurulmasından bu yana 28 bin kişi tarafından ziyaret edilmiş. "Refahçocuğu" kodunu kullanarak yazan Mark ise, bir tür internet günlüğü tutuyor. Refah kampıyla ilgili herşeyi; makalelere giden bağlantıları, kamp sakinlerinin tanıklıklarını ve fotoğraflarını buraya aktarıyor. Mark, Refah'ta bir dönem Uluslararası Dayanışma Hareketi (ISM) ile birlikte çalışmış ve yakında bölgeye dönmeyi düşünüyor. Yoksulluklarıyla bilinen mülteci kampları, internet ilgisinde başı çekiyor. Refah'tan Cebaliye'ye dek heryerde internet kafeler açılmış durumda. Filistinli servis sağlayıcı şirketler, satın aldıkları kiralık hatları kamplardaki bazı evlere satıyor. Bu evler daha sonra derme çatma internet kafelere dönüştürülüyor ve internet kullanıcılarından saatte iki şekel (0.45 dolar) ücret alınıyor.
Sınırlar ötesi Birzeit Üniversitesi, bu potansiyeli daha iyi değerlendirmek amacıyla, "Sınırlar Ötesi" adlı bir proje başlattı. Amaç; internet teknolojisi, yetenek ve bilgisini Filistin mülteci kamplarına taşıyarak, mültecilerin birbiriyle iletişimini kolaylaştırmak. Bu sayede mülteciler, oldukları yerden kımıldayamasalar da kendileri gibi binlerce insana ulaşmışlar. Batı Şeria ve Gazze'deki kamplarda birkaç internet merkezi açılmış durumda. Kamplarda, birkaç dilin kullanıldığı bir dizi site yaratılmış. Mülteciler, bu sitelerde tanık olduklarını anlatıyorlar. Nuseyre kampından program koordinatörü Raid Muhammed, "Böylece insanlar kendilerini ifade edebiliyor, mesajlarını dünyaya iletiyorlar" diyor. Proje katılımcılarının dörtte üçü kadın ve çocuklar. 25 yaşındaki Vala Ebu Şerif, "İnternet'i ilk kez, Sınırlar Ötesi projesi ile kullandım" diyor. "Bu sayede Lübnan ve Batı Şeria'daki farklı mülteci kamplarındaki Filistinlilerle iletişim kurdum. Onlara Gazze'de hayatın nasıl olduğunu anlatıyorum, çünkü burayı hiç bilmiyorlar. Umarım bir gün hepimiz buluşabiliriz."
(El Cezire)
200 bin Filistinli internette Rakama vurduğumuzda; internet kullanıcısı sayısı dört yılda 50 binden 200 bine çıkmış. Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin yüzde 80'i yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Ama internet kullanımı, patlıyor. "Yiyecek yemeği olmayan, ama internete ilgi duyan bir toplumdan bahsediyoruz" diyor Saydam. Kasaba ve köylerin sürekli abluka altına alınması, halkı, fiziksel yalıtılmışlığın yarattığı sorunlar karşısında alternatifler aramaya itmiş. Özellikle de okullarına gidemeyen üniversite öğrencileri, hocalarıyla internet üzerinden iletişim kuruyor. İnternet, son İntifada'nın başladığı 2000 yılı sonlarından bu yana, siyasi faaliyet amacıyla da kullanılıyor. Uzun süreler boyunca dış dünyaya kapatılan Cenin ve Refah gibi bölgelere yönelik saldırılar, Filistin içinde ve dışındaki eylemcileri internet haberciliğini kullanmaya teşvik etti. "İntifada olmasaydı, bu kadar çok Filistinli olan bitenler hakkında dünyayı bilgilendirme ihtiyacını hissetmeyecekti. Diasporadaki Filistinliler de, bu bilgileri almaya ve kendileri de harekete geçmeye ihtiyaç duymayacaktı" diyor Saydam.
Profesyonel forum İnternetteki dikkat çekici inisiyatiflerden biri, bir haber portalı olan Elektronik İntifada (www.electronicintifada.net). Site, Filistin davasının gündemin ön sıralarına çıkarılmasında önemli bir rol üstlendi. Kuruculardan Nigel Parry, "Biz, Filistin sorununun gerçekleriyle ilgili profesyonel bir forum sunuyoruz" diyor. Site, haftada 50 bin farklı kişi tarafından ziyaret ediliyor ve bu rakam, çatışmaların yoğunlaştığı dönemlerde daha da artıyor. Örneğin; İsrailliler Cenin'i iki hafta boyunca dış dünyaya kapatıp katliam yaptıklarında, Elektronik İntifada'yı 600 bin farklı kişi ziyaret etmiş. Parry, "En önemli anlarda; İsrail'in işgal ve şiddetine gösterdiği gerekçeleri teşhir edebildik. Bu sayede İsrail ve dünyada medya, tepki gösterdi. Şaron'un kafesinin sarsılmasına katkı sağladık" diyor. Dahası; sitenin daha da etkili olabileceğinden umutlu. "Bilginin Filistinlilerin hayatını kurtarabileceğine inanıyoruz. Özellikle geçen yıl, dünyanın her yerinde giderek daha çok insan, statükonun devam edemeyeceğini, İsrail'in barış değil toprak istediğini anladı" diye devam ediyor. Muhammed Mugayir gibi birçok Filistinli, yaşadıklarını fotoğraf ve yazıyla internete aktarıyor. Refah mülteci kampında yaşayan Mugayir'in kardeşi, ekim ayında öldürülmüş. Bıkkın medya onun ölümünü de isimsiz bir istatistiğe dönüştürebilirdi; ama Mugayir, internet sitesi ile ailesinin acısını dünyayla paylaşıyor: "Burada olan bitenleri günlük olarak aktarıyorum. Benim yolladıklarımı dağıtan dostlarım, gazeteciler ve gruplar var." Mugayir'in sitesi, geçen yıl kurulmasından bu yana 28 bin kişi tarafından ziyaret edilmiş. "Refahçocuğu" kodunu kullanarak yazan Mark ise, bir tür internet günlüğü tutuyor. Refah kampıyla ilgili herşeyi; makalelere giden bağlantıları, kamp sakinlerinin tanıklıklarını ve fotoğraflarını buraya aktarıyor. Mark, Refah'ta bir dönem Uluslararası Dayanışma Hareketi (ISM) ile birlikte çalışmış ve yakında bölgeye dönmeyi düşünüyor. Yoksulluklarıyla bilinen mülteci kampları, internet ilgisinde başı çekiyor. Refah'tan Cebaliye'ye dek heryerde internet kafeler açılmış durumda. Filistinli servis sağlayıcı şirketler, satın aldıkları kiralık hatları kamplardaki bazı evlere satıyor. Bu evler daha sonra derme çatma internet kafelere dönüştürülüyor ve internet kullanıcılarından saatte iki şekel (0.45 dolar) ücret alınıyor.
Sınırlar ötesi Birzeit Üniversitesi, bu potansiyeli daha iyi değerlendirmek amacıyla, "Sınırlar Ötesi" adlı bir proje başlattı. Amaç; internet teknolojisi, yetenek ve bilgisini Filistin mülteci kamplarına taşıyarak, mültecilerin birbiriyle iletişimini kolaylaştırmak. Bu sayede mülteciler, oldukları yerden kımıldayamasalar da kendileri gibi binlerce insana ulaşmışlar. Batı Şeria ve Gazze'deki kamplarda birkaç internet merkezi açılmış durumda. Kamplarda, birkaç dilin kullanıldığı bir dizi site yaratılmış. Mülteciler, bu sitelerde tanık olduklarını anlatıyorlar. Nuseyre kampından program koordinatörü Raid Muhammed, "Böylece insanlar kendilerini ifade edebiliyor, mesajlarını dünyaya iletiyorlar" diyor. Proje katılımcılarının dörtte üçü kadın ve çocuklar. 25 yaşındaki Vala Ebu Şerif, "İnternet'i ilk kez, Sınırlar Ötesi projesi ile kullandım" diyor. "Bu sayede Lübnan ve Batı Şeria'daki farklı mülteci kamplarındaki Filistinlilerle iletişim kurdum. Onlara Gazze'de hayatın nasıl olduğunu anlatıyorum, çünkü burayı hiç bilmiyorlar. Umarım bir gün hepimiz buluşabiliriz."
(El Cezire)
Evrensel'i Takip Et