2 Mart 2004 23:00

DARBENİN İÇYÜZÜ

Haiti'nin devrik lideri Jean-Bertrand Aristide, ABD darbesiyle görevden alınmasına açıklık getirdi. Aristide, Orta Afrika Cumhuriyeti'nden cep telefonuyla yapabildiği kısa görüşmelerde, Amerikan askerlerinin kendisini ülkeden zorla çıkardığını ve ayrılmayı reddetmesi halinde "ülkeyi kan gölüne çevirecekleri" tehdidinde bulunduğunu söyledi. Aristide, görüşmeleri ABD'li Demokrat Rahip Jesse Jackson, TransAfrika adlı siyah lobi örgütünün eski başkanı Randall Robinson ve ABD Temsilciler Meclisi üyesi Maxine Waters ile yaptı.

Kanla tehdit ettiler Bu görüşmelerde devrik lidere sorulan sorular ve verdiği yanıtlar şöyle: "Soru: Haiti'yi kendi isteğinizle mi terkettiniz? Aristide: Hayır, buna zorlandım. Çekilmezsem saldırıya geçeceklerini, insanları öldüreceklerini söylediler. - Kimdi bu kişiler? - Beyaz Amerikalılar. Beyaz Amerikalı askerler. Gece geldiler. Çok fazlaydılar, sayamadım. Amerikalıların isteklerine uymayı reddettiğim takdirde şiddet yaşanacaktı. Bu nedenle bana uzattıkları ve iktidardan ayrıldığımı ifade eden kağıtlara imza attım. - Uçağa bindirildikten sonra ne oldu? - Karayipler'deki Antigua adasına götürüldüğümü düşünüyordum. Ama kendimi Afrika'da buldum. Amerikan ajanları yolculuk sırasında bana iyi davrandılar, ama 20 saat boyunca hiçbir hakkım tanınmadı. Kimseye telefon edemedim. Eşime, camdan dışarı bakmamasını söylediler. Korkunç bir durumdu."

Tehdit altında Aristide'in Orta Afrika Cumhuriyeti'nde de silahlı ajanların denetimi altında bulunduğu ve yaptığı bu açıklamaların ardından telefon görüşmelerinin de kesildiği öğrenildi. Californialı Demokrat Temsilci Maxine Waters da, "Democracy Now" radyosuna yaptığı açıklamada, Aristide'in istifa etmediğini, zorla ülkeden çıkarıldığını anlattı. Waters, "Aristide bana sürekli; kaçırıldığını ve bunun bir ABD darbesi olduğunu söylüyordu" dedi. Daha önceki haberlerin aksine; Aristide'in eline kelepçe vurulmadığı, ancak "kendisini kelepçelenmiş hissettiğini" ifade ettiği de bildirildi. Silahlar kimden geldi? Rahip Jesse Jackson, önceki günkü basın toplantısında, darbedeki CIA rolünün açıklığa kavuşturulmasını istedi. Jackson, gazetecilere, "İsyancıların silah ve üniformalarını nereden aldıklarını sorgulayın" diyerek 'tüyo' verdi. Bush yönetimi yetkilileri, suçlamalara sert tepki gösterdi. Bir basın toplantısı düzenleyen Dışişleri Bakanı Colin Powell, Aristide'in iddialarını reddetti ve onunla temas kuran politikacıların "basına demeç vermeden önce kendilerine danışmamasını" eleştirdi. Powell, Aristide'in gönüllü olarak gittiğini öne sürdü. Colin Powell'ın Haiti operasyonunda kilit bir rol oynadığı belirtiliyor.

İşte darbeyi yöneten isimler Gözlemciler, darbenin "uzun zamandır Aristide'i devirmeye çalışan Washington'daki şahinler için bir zafer" olduğu kanısında. Bu "şahinler" arasında en dikkat çekici isimler, ABD Dışişleri Bakan Yardımcıları Roger Noriega ve Otto Reich. Gözlemciler, Noriega'nın Haiti konusunda Beyaz Saray'da etkili bir isim olduğunu belirterek, bu kişinin "yıllardır Aristide'i devirmeye çalıştığını" söylediler. ABD'nin eski El Salvador Büyükelçisi Robert White, Noriega'nın Dışişleri Bakanlığı'ndaki yükselişinin, Kuzey Carolinalı Cumhuriyetçi politikacı Jesse Helms ile bağlantılı olduğunu kaydetti. White, "Aşırı muhafazakâr bir isim olan Helms, iki yıl önce Senato'dan emekliye ayrılmıştı. O tarihe dek, ABD'nin Latin Amerika ve Karayip politikaları üzerinde ciddi etkilerde bulundu. Ayrıca, Aristide'in yeminli düşmanıydı" diye konuştu. Yarıküre Sorunları Konseyi adlı "düşünce kuruluşu"ndan Larry Birns de, bu bağlantıyı doğruladı. Birns, "Jesse Helms, Aristide'in yeni bir Fidel Castro olduğunu düşünüyordu" değerlendirmesini yaptı.

1994 işgaline karşı çıkmıştı Bill Clinton yönetimi, 1994 yılında Haiti'yi işgal etmiş ve darbeyle görevden alınan Aristide'i yeniden başkanlık koltuğuna oturtmuştu. Jesse Helms, bu politikaya karşı çıkmış, ancak etkili olamamıştı. Roger Noriega ile birlikte darbeyi örgütleyen Otto Reich de, Küba düşmanlığıyla tanınıyor. Reich, iki yıl önce Venezüella'daki darbe girişiminde de sahneye çıkmıştı. Otto Reich, yirmi yıl önceki İran-kontra skandalının da kilit aktörlerinden biriydi. Reich ve adamlarının, İran'a yasadışı bir biçimde silah satarak, Latin Amerika'daki kontrgerilla ordularını finanse ettiği açığa çıkmıştı.

Özelleştirme sorunu Bu iki kilit isim ve çevresindeki diplomatlar, Aristide'in "özelleştirmede ayak sürüyen bir solcu" olduğunu düşünmekteydiler. Aristide'in son dönemlerde Küba ile ilişkilerini geliştirme çabası da, Washington'u tedirgin etmişti. Amerikancı darbenin hazırlık süreci; çeşitli çevreler tarafından sorgulanıyor. İngiliz Financial Times gazetesi yazarı Jeffrey Sachs, "Yaşananlar, küçük ve yoksul bir ülkenin ABD tarafından küstahça maniple edilmesidir" diye yazdı. Sachs, ABD yönetiminin finanse ettiği kurumlardan Haiti'deki silahlı isyancılara ne kadar para yollandığını sorguladı.

Evrensel'i Takip Et