5 Şubat 2004 23:00
Yeniçeri kazan kaldırdı!
Osmanlı İmparatorluğu'nun yüzyıllar boyunca en önemli ve sadık kolluk kuvveti olan Yeniçeri Ocağı 1825 yılında kaldırıldığında 'Hayırlı Vaka' olarak adlandırılmış ve tarih kitaplarına böyle geçmişti. Bu orduyu tasfiye edilip yerine 'modern' bir ordu kurmak isteyen Sultan II. Mahmut'un ilk işlerinden birisi de Avrupa'dan üst düzey askeri uzmanlar getirtip 'modern' ordular kurulmasını sağlamak oldu.
Japon İmparatoru da II. Mahmut'tan 45 yıl sonra benzer bir uygulamaya giderek ordusunu modernleştirmek ister. Ancak, yüzyıllardır imparatorun sadık korumalığını ve savaşçılığını üstlenmiş samuraylar da tıpkı Yeniçeriler gibi kazan kaldırırlar.
Edward Zwick'in yönettiği ve Tom Cruise'un başrolünde yer aldığı 'Son Samuray', Japon yeniçerilerinin ayaklandığı bu dönemi anlatıyor.
Yıl 1870, İmparator batı ile ilişkilerini geliştirmek ve yeni yeni oluşan burjuva sınıfının önünü açmak istemektedir. Ancak, tarihsel olarak dönemi geçmiş olan samuraylar imparatorun uygulamalarına karşı çıkarlar.
İmparatorun yeni bir ordu kurulmasında ısrarı ve Amerika'dan uzman askerler istemesi samurayların tepkisini çeker. İmparatorun hocası ve koruması Katsumoto önderliğindeki bir grup samuray isyan başlatır.
Son Samuray'ın hikâyesi bu noktada başlıyor. Amerikalı Subay Nathan Algren, Amerikan ordusunda önemli görevler üstlenmiş bir askerdir. Japonya'daki ordunun kurulmasını sağlamak üzere cazip bir teklif aldığında bunu kabul eder ve Japonya'ya gider.
Ancak, modern ordu ile samurayların ilk karşılaşmalarında kaderi değişir. Yaralı olarak samurayların eline düşen Algren'in hayata bakışı değişecektir.
Ninjalar unutulmamış Belirtmek gerekiyor. 'Son Samuray', bir tarihi film değil. Daha çok Japonya'nın bu sancılı dönemini tarihsel fon olarak kullanan bir aksiyon olarak tanımlayabiliriz. Daha çok samuraylara bir saygı duruşu niteliğinde olan filmin, son yıllarda Hollywood'un diktatine fazlasıyla mazhar olan Uzakdoğu dövüş sanatlarına bolca yer ayırdığını; geçtiğimiz ay gösterime giren "Kill Bill"e nazire yaparcasına kılıç şakırtılarının havada uçuştuğunu belirtelim. Ama Zwick'ın kamerası Tarantino kadar stilize bir şiddet gösterisinden ziyade, tarihsel fonun önünde cereyan eden savaş sahnelerinde kılıç gösterilerine tanıklık ediyor. Ama Zwick; Tarantino'nun 70'li yıllardaki uzakdoğu filmlerine göndermeler yaparken atladığı bir şeyi hatırlıyor. Bu tür filmlerin en önemli kahramanlarından olan 'Ninja'ların samurayların bulunduğu kampa yaptıkları baskın, hem bu türe bir gönderme; hem de filmin içinde aksiyonun en etkili olduğu sahne.
Algren'in vicdanı Filmin kahramanı Algren'e gelince. Amerika'da birçok savaşa katılan bu asker, Kızılderililer'in suçsuz yere öldürüldüklerine tanıklık etmiştir. Ve bu tanıklık vicdanında onulmaz yaralar açmıştır. Algren, samurayları Kızılderililer'le özdeşleştirerek bir anlamda vicdanını temizlemeye de çalışıyor. Ama yönetmen Zwick, samuraylara saygı duruşunda bulunurken bu onurlu insanların tarihsel olarak sonunun geldiğinin altını çizmeden edemiyor. Zwick'in, samuraylar ve Kızılderililer arasında kurduğu paralellikte Kızılderililerin payına da 'tarihsel son' düştüğüne dair bir sonuç çıkartılır mı, buna izleyenler karar vermeli. Son olarak, yaklaşık yirmi yıldır Hollywood'un en gözde starları arasında yer almasına rağmen Oscar ödülünü kazanamayan Tom Cruise'nin "En İyi Erkek Oyuncu" dalında aday olduğunu belirtelim.
Ninjalar unutulmamış Belirtmek gerekiyor. 'Son Samuray', bir tarihi film değil. Daha çok Japonya'nın bu sancılı dönemini tarihsel fon olarak kullanan bir aksiyon olarak tanımlayabiliriz. Daha çok samuraylara bir saygı duruşu niteliğinde olan filmin, son yıllarda Hollywood'un diktatine fazlasıyla mazhar olan Uzakdoğu dövüş sanatlarına bolca yer ayırdığını; geçtiğimiz ay gösterime giren "Kill Bill"e nazire yaparcasına kılıç şakırtılarının havada uçuştuğunu belirtelim. Ama Zwick'ın kamerası Tarantino kadar stilize bir şiddet gösterisinden ziyade, tarihsel fonun önünde cereyan eden savaş sahnelerinde kılıç gösterilerine tanıklık ediyor. Ama Zwick; Tarantino'nun 70'li yıllardaki uzakdoğu filmlerine göndermeler yaparken atladığı bir şeyi hatırlıyor. Bu tür filmlerin en önemli kahramanlarından olan 'Ninja'ların samurayların bulunduğu kampa yaptıkları baskın, hem bu türe bir gönderme; hem de filmin içinde aksiyonun en etkili olduğu sahne.
Algren'in vicdanı Filmin kahramanı Algren'e gelince. Amerika'da birçok savaşa katılan bu asker, Kızılderililer'in suçsuz yere öldürüldüklerine tanıklık etmiştir. Ve bu tanıklık vicdanında onulmaz yaralar açmıştır. Algren, samurayları Kızılderililer'le özdeşleştirerek bir anlamda vicdanını temizlemeye de çalışıyor. Ama yönetmen Zwick, samuraylara saygı duruşunda bulunurken bu onurlu insanların tarihsel olarak sonunun geldiğinin altını çizmeden edemiyor. Zwick'in, samuraylar ve Kızılderililer arasında kurduğu paralellikte Kızılderililerin payına da 'tarihsel son' düştüğüne dair bir sonuç çıkartılır mı, buna izleyenler karar vermeli. Son olarak, yaklaşık yirmi yıldır Hollywood'un en gözde starları arasında yer almasına rağmen Oscar ödülünü kazanamayan Tom Cruise'nin "En İyi Erkek Oyuncu" dalında aday olduğunu belirtelim.
Evrensel'i Takip Et