30 Mart 2003 21:00
Göçmen işçiler örgütlendi
Yunanistan'da hiçbir güvenceye sahip olmayan yüzbinlerce yabancı işçi seslerini birleştirmeye çalışıyor. Yunanistan Mücadeleci İşçiler Cephesi'nin (PAME) önerisi sonucu, Atina İnşaat İşçileri Sendikası'nda bir araya gelen, değişik ülkelere bağlı yabancı işçiler "PAME Yabancı İşçiler Komitesi"ni kurdular.
Resmi verilere göre sayıları bir milyonun üzerinde bulunan yabancı işçiler, her türlü haktan yoksun olarak çok zor şartlar altında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Yabancı işçi ve mültecilerin beşyüzbinini Arnavutlar oluştururken, bir o kadarını da Bulgar, Polonyalı, Romanyalı, Filipinli ve eski Sovyetler Birliği ülkelerinden mülteciler oluşturuyor. Son iki yılda beş kez değiştirilerek gündeme getirilen yasa tasarıları, sadece "tasarı" olarak ya da "kararname" olarak bekletilmekte ve bir tehdit unsuru olarak kullanılmasının yanında yabancı işçileri, ekonominin açık gediklerini tıkamakta bir araç olarak değerlendirmekte.
Sömürünün adı: Yeşil Kart Sözde çalışma ve oturma iznini güvence altına alan "Yeşil Kart" uygulaması, tam bir sömürü biçimine dönüşmüş durumda. Ülkede yabancı sayısının ancak onda birinin başvurabileceği şartları içeren "Yeşil Kart"ı çıkartabilmek için her işçinin en az 1500 Euro ödemesi gerekiyor. Verilen izin ise ya 6 aylık ya da 1yıllık. Uzatılması durumunda ise, zaten sigortasız olarak çalıştırılan işçilerden en az 150 günlük sigorta pirimini yatırmış olması şartı aranıyor. Bu şartlar, ülkede işsizlik oranının yüzde 12-14'lerde olduğu düşünülürse, Yunanlı işçilerin bile yerine getiremeyeceği kadar ağır. Hükümet izlemiş olduğu ekonomi politikalarının, yıkıcı sonuçlarının nedeni olarak yabancı işçileri göstermeye çalışıyor. Özelleştirme politikaları başta olmak üzere, kapanan fabrikalar ve irili ufaklı işyerleri, felce uğrayan tarım ekonomisi, kazanılmış hakların gaspı, sermayenin istekleri doğrultusunda değiştirilen iş yasaları vb, yabancı karşıtı probagandaların zemin bulmasına yol açıyor. Sık sık yabancı işçilere yönelik yapılan "süpürge operasyonları" sadece insan onurunu ayaklar altına almakla sınırlı kalmamakta, "ülkeye yasadışı yollarla girme" gerekçesi altında, aylar süren hapis cezalarıyla sonuçlanmakta ve onar onar, yüzer yüzer insanlar sınırdışı edilmekte.
İşveren ihbar ediyor Sendika ve sigorta talebi ise, mevcut şartlardan dolayı yabancıların "işimi kaybederim" kaygısıyla gündeme hiç gelmiyor. Değişik iş kazalarına ve hatta ölümlere neden olabilecek birçok işyerinde (örneğin gemi bakım, onarım) yabancılar kaçak olarak çalıştırılıyor. Bugüne kadar bu tür işyerlerinde, birçok işçi yaşamını yitirdi. Son çıkarılan yasalardan biri hangi nedenle olursa olsun hastanelere giden yabancıların, yetkililer tarafından polise bildirilmesi ve gerekli belgeleri olmaması durumunda, sağlık hizmetinin sunulmamasını zorunlu kılıyor. Kısacası, hastalanan işçiler doktora bile gitmeye cesaret edemiyorlar. Özellikle tarım alanında çalıştırılan ve aylarca ücreti ödenmeyen yabancı işçiler, işveren tarafından "ülkede yasadışı olarak bulunuyor" şeklinde ihbar ediliyor ve emeklerinin karşılığını ödemeden sınırdışı edilmeleri sağlanıyor. Ancak tüm bu yaşanan olaylar ve rakamlar, aslında buzdağının su üstündeki kısmı kadar...
Sömürünün adı: Yeşil Kart Sözde çalışma ve oturma iznini güvence altına alan "Yeşil Kart" uygulaması, tam bir sömürü biçimine dönüşmüş durumda. Ülkede yabancı sayısının ancak onda birinin başvurabileceği şartları içeren "Yeşil Kart"ı çıkartabilmek için her işçinin en az 1500 Euro ödemesi gerekiyor. Verilen izin ise ya 6 aylık ya da 1yıllık. Uzatılması durumunda ise, zaten sigortasız olarak çalıştırılan işçilerden en az 150 günlük sigorta pirimini yatırmış olması şartı aranıyor. Bu şartlar, ülkede işsizlik oranının yüzde 12-14'lerde olduğu düşünülürse, Yunanlı işçilerin bile yerine getiremeyeceği kadar ağır. Hükümet izlemiş olduğu ekonomi politikalarının, yıkıcı sonuçlarının nedeni olarak yabancı işçileri göstermeye çalışıyor. Özelleştirme politikaları başta olmak üzere, kapanan fabrikalar ve irili ufaklı işyerleri, felce uğrayan tarım ekonomisi, kazanılmış hakların gaspı, sermayenin istekleri doğrultusunda değiştirilen iş yasaları vb, yabancı karşıtı probagandaların zemin bulmasına yol açıyor. Sık sık yabancı işçilere yönelik yapılan "süpürge operasyonları" sadece insan onurunu ayaklar altına almakla sınırlı kalmamakta, "ülkeye yasadışı yollarla girme" gerekçesi altında, aylar süren hapis cezalarıyla sonuçlanmakta ve onar onar, yüzer yüzer insanlar sınırdışı edilmekte.
İşveren ihbar ediyor Sendika ve sigorta talebi ise, mevcut şartlardan dolayı yabancıların "işimi kaybederim" kaygısıyla gündeme hiç gelmiyor. Değişik iş kazalarına ve hatta ölümlere neden olabilecek birçok işyerinde (örneğin gemi bakım, onarım) yabancılar kaçak olarak çalıştırılıyor. Bugüne kadar bu tür işyerlerinde, birçok işçi yaşamını yitirdi. Son çıkarılan yasalardan biri hangi nedenle olursa olsun hastanelere giden yabancıların, yetkililer tarafından polise bildirilmesi ve gerekli belgeleri olmaması durumunda, sağlık hizmetinin sunulmamasını zorunlu kılıyor. Kısacası, hastalanan işçiler doktora bile gitmeye cesaret edemiyorlar. Özellikle tarım alanında çalıştırılan ve aylarca ücreti ödenmeyen yabancı işçiler, işveren tarafından "ülkede yasadışı olarak bulunuyor" şeklinde ihbar ediliyor ve emeklerinin karşılığını ödemeden sınırdışı edilmeleri sağlanıyor. Ancak tüm bu yaşanan olaylar ve rakamlar, aslında buzdağının su üstündeki kısmı kadar...
Evrensel'i Takip Et