13 Şubat 2003 22:00
Nesiller boyu borç ipoteği
GÜNÜN YAZILARI
Türkiye nesiller boyu sürecek bir borç esaretine mahkûm edildi. Borçların milli gelire oranı 2001 yılında yüzde 120.1'e yükseldi. Borçlar 1980-1990 yılları arasında iki kat artış gösterdi. Buna rağmen IMF'den yeni borçlar almak için her türlü istek yerine getiriliyor.
Sayıştay'ın 2001 yılı Hazine İşlemleri Raporu'na göre, kamu borçları, gelecek nesilleri de ipotek altına alacak düzeye yükseldi. 1980'den beri izlenen politikalarla kamu borçları, her beş yıllık dönemde yüzde 114 ile yüzde 201 arasında değişen oranlarda artış gösterdi. Sayıştay'ın raporunda dış borçların milli gelire oranına ilişkin şu ifade kullanıldı: "Dış borçların milli gelire oranı, dış borç yükünün izlenmesinde Dünya Bankası ve IMF tarafından kullanılan temel rasyolardandır. Bu rasyoda ağır dış borç sınırı milli gelirin yüzde 50'si olarak kabul edilmektedir."
Sayıştay'dan ret 1995-2000 yıllarına ait Dış Borçlar Hesapları, "Hazine'nin dış borçlarını tam, doğru ve uygun bir şekilde göstermediği" gerekçesiyle, Sayıştay Genel Kurulu kararları ile reddedildi. Bu reddedilme üzerine, Hazine Müsteşarlığı'nda yeniden yapılanma süreci başlatıldı ve Hazine 26.6.2002 tarihinde ancak 1995-2001 yıllarına ait dış borç hesaplarının yeniden tanzimine ilişkin raporları Sayıştay'a sundu. Sayıştay henüz söz konusu döneme ilişkin incelemeleri sonuçlandırmadığından, 2001 yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nda kayıtlı dış borç rakamları ile ilgili uygunluk tespitini yapamadı. Söz konusu döneme ait incelemenin bitmesinden sonra, 2002 yılı Genel Uygunluk Bildirimi ile birlikte, ek uygunluk bildirimini Meclis'e sunacak. Sayıştay'ın hazırladığı raporda Türkiye'nin sürüklendiği felâket şöyle özetlendi:Dış borçlar, 1980-1985 ve 1985-1990 yılları arasında neredeyse iki kat arttı. Özel sektörün borçlarındaki artış daha hızlı oldu. 2000 yılına kadar bu borçlar her beş yıllık dönemde yüzde 114 ve yüzde 201 arasında değişen oranlarda artış gösterdi.
2000 yılında dış borcun milli gelire oranı yüzde 63.8 iken, 2001 yılında bu oran yüzde 92.8 seviyesine çıktı.
2001 yılında dış borç yükü, ağır borç yükü sınırının iki katına yaklaşarak en yüksek seviyesine çıktı. Ağır dış borç yükü sınırı, ilk olarak 1987 yılında geçildi. 1989 yılında tekrar sınırın altına düşmekle birlikte, 1994 yılından itibaren yeniden aşılarak, 2001 yılında iki katına yaklaştı.
2001 yılında toplam 45.7 katrilyon liralık faiz ödemesi yapıldı. Ancak bu giderlerin, 4.8 katrilyon liralık kısmı bütçeye gider olarak kaydedilmeyip, farklı hesaplarda muhasebeleştirildi.
2001 yılında, bütçe dışından ödenenler dahil, toplam faiz ödemelerinin bütçe gelirlerine oranı yüzde 85.7.
2000 yılında milli gelirin yüzde 29'u seviyesinde olan iç borç stoku, 2001 yılında yüzde 68'e yükseldi.
2001 yılında iç borçlanma yoluyla elde edilen kaynakların, büyük ölçüde bütçe dışında, Meclis'in denetimi dışında kalan işlemleri finanse etmek için kullanıldı.
Sayıştay'dan ret 1995-2000 yıllarına ait Dış Borçlar Hesapları, "Hazine'nin dış borçlarını tam, doğru ve uygun bir şekilde göstermediği" gerekçesiyle, Sayıştay Genel Kurulu kararları ile reddedildi. Bu reddedilme üzerine, Hazine Müsteşarlığı'nda yeniden yapılanma süreci başlatıldı ve Hazine 26.6.2002 tarihinde ancak 1995-2001 yıllarına ait dış borç hesaplarının yeniden tanzimine ilişkin raporları Sayıştay'a sundu. Sayıştay henüz söz konusu döneme ilişkin incelemeleri sonuçlandırmadığından, 2001 yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nda kayıtlı dış borç rakamları ile ilgili uygunluk tespitini yapamadı. Söz konusu döneme ait incelemenin bitmesinden sonra, 2002 yılı Genel Uygunluk Bildirimi ile birlikte, ek uygunluk bildirimini Meclis'e sunacak. Sayıştay'ın hazırladığı raporda Türkiye'nin sürüklendiği felâket şöyle özetlendi:
Evrensel'i Takip Et