8 Nisan 2002 21:00

Sezer ikinci uyum paketini onayladı

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, kamuoyunda "uyum yasaları" olarak bilinen ve çeşitli yasalarda değişiklik yapan yasayı onayladı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada, 4748 sayılı "Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun"un, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderildiği bildirildi. Sezer'in onayladığı "Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasa", AB'ye uyum gerekçesiyle 8 yasada değişiklik yapıyor. Yasaya göre, kaymakamlığa sadece mülki idare amirliği hizmetleri sınıfından olanlar vekalet edebilecek. "Devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğü, ulusal güvenlik, kamu düzeni ve genel ahlakın korunması ile Atatürk ve inkılap yasaları aleyhine suç işlenmesinin önlenmesi" gerekçesiyle basılmış eserlerin dağıtımı engellenecek ve toplatılacak. Dağıtımın önlenmesine ya da toplatmaya soruşturma aşamasında cumhuriyet savcılığı, kovuşturma aşamasında da görevli mahkeme karar verebilecek. Gecikmede sakınca bulunan durumlarda bu kararlar cumhuriyet savcılığınca alınabilecek. Ancak cumhuriyet savcısı kararını, en geç 24 saat içinde hakim onayına sunacak. Hakim 48 saat içinde kararını açıklamazsa savcının kararı kendiliğinden hükümsüz sayılacak. Belirtilen suçlardan mahkumiyet durumunda, eser basımında kullanılan makineler müsadere edilebilecek. Suç oluşturan yazının yayımlandığı basılı eser, "üç günden bir aya" yerine "bir günden 15 güne" kadar kapatılabilecek Yasa, Siyasi Partiler Yasası'nda, Anayasa'da parti kapatmayı zorlaştırıcı yönde yapılan değişikliklere paralel yeni düzenlemeler getiriyor. Buna göre, siyasi partilere temelli kapatmanın yanı sıra dava konusu fiillerin ağırlığına göre devlet yardımının kesilmesi cezası da verilebilecek.

Dernek kurma Yasayla, 18 yaşında ve fiil ehliyetine sahip herkesin dernek kurabilmesine de olanak sağlandı. Affa uğramış olsalar bile devletin şahsiyetine karşı cürüm işleyenler, zimmet, irtikap, rüşvet, dolandırıcılık, hırsızlık ve inancı kötüye kullanma gibi suçlardan mahkûm olanların dernek kurması yasaklandı. TCK'nın 312. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "Sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığına dayanarak, halkı birbirine karşı kamu düzeni için tehlikeli olabilecek bir şekilde düşmanlığa veya kin beslemeye alenen tahrik" suçunu işleyenler 5 yıl süreyle dernek kurucusu olamayacaklar. Dernekler, kapatılan bir siyasi partinin veya bir derneğin amblem, rozet, rumuz ile daha önce kurulmuş Türk devletlerine ait topluma mal olmuş bayrak, amblem ve flamaları kullanamayacaklar. Derneklerin, federasyon veya konfederasyon oluşturmalarına olanak da sağlandı. Dernekler, valiliklere bildirimde bulunmak şartıyla yabancı ülkelerdeki dernek veya kuruluş üyelerini Türkiye'ye davet edebilecekler. Yurtdışındaki dernek veya kuruluşların davetlerine katılabilecekler. Dernekler resmi işlemlerini Türkçe yapacaklar.

Gösteri ve yürüyüş Yasayla, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nda da değişiklik yapıldı. Buna göre, toplantıları düzenleme yaşı 21'den 18'e indirildi. En az 7 kişiden oluşan bir düzenleme kurulu gösteri yürüyüşü veya toplantı düzenleyebilecek. Diplomatik dokunulmazlığı bulunan kişiler düzenleme kurulu başkanı veya üyesi olamayacaklar. Sendika, dernek, siyasi parti gibi tüzel kişilerin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemeleri ise yetkili organlarının kararına bırakıldı. Bölge valisi, valiler ve kaymakamlar, "Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık, genel ahlak veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması" amacıyla belirli bir toplantıyı yasaklayabilecek veya iki ayı aşmamak üzere erteleyebilecek. Bölge valisine aynı gerekçelerle bölgeye dahil illerde ve ilçelerde bütün toplantıları üç ay süreyle erteleme yetkisi verildi.

Yasaklanmış dilde yayın Yasayla, Basın Yasası'nın, yasaklanmış herhangi bir dilde yayın yapılması halinde, sorumlu müdürlerle yayımlatanlar hakkındaki cezaların para cezasına çevrilemeyeceği ve ilgililerin emniyette gözaltında tutulabileceğine ilişkin maddesi yürürlükten kaldırıldı. Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Yasası'nın, jandarma subaylarına, valilik ve kaymakamlığa, jandarma astsubaylarına da bucak müdürlerine geçici bir süre vekalet verilebilmesine ilişkin hükmü kaldırıldı. DGM'lerin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Yasa'nın da sanık ile avukatının görüşmelerini sınırlandıran maddesi ile Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nda dernek, vakıf, sendika ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının amaçları dışında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemesini yasaklayan hükümleri de yürürlükten kaldırıldı.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Zorlama davada beraat F tipi cezaevlerinin yarattığı tecrit ve izolasyonun insanlık dışı olduğunu söyleyen aydın ve sanatçılara, "Hal ve sıfatını bilerek çeteye yardım etmek" suçundan açılan dava beraatle sonuçlandı. Aydın ve Sanatçı Girişimi demokratik tepkilerinden ötürü Ankara 2 No'lu DGM'de yargılandıkları ve trajik olarak değerlendirdikleri davanın ilk duruşmasında beraat ettiler. Aydın ve sanatçıların yargılandığı davanın dünkü ilk duruşmasında, Kuvvet Yurdakul dışındaki sanatçılar ve avukatları hazır bulundu. Duruşmayı, çok sayıda kitle örgütü ve tutuklu yakını izledi. Mahkeme başkanı sanıklara tek tek savunmalarını yapmaları için söz verdi. Sanık Şükrü Erbaş yaptığı savunmada, sanatçı ve aydın duyarlılığı nedeniyle hücre tipi cezaevlerine karşı çıktığını belirterek, kamuoyu ve yetkililerin dikkatini çekmek için demokratik eylemler yaptıklarını vurguladı. "F tipi cezaevine Adalet Bakanı'nın kendisi de girse karşıyız. İnsanın sosyal varlığını yok eden her türlü uygulamaya karşıyız" diyen Erbaş, Adalet Bakanlığı'ndan farklı görüşler dile getirmenin suç olarak kabul edilemeyceğini ifade etti. Erbaş, görüşlerinin bir takım örgütler tarafından da dillendiriliyor olması yardım ve yataklık kapsamında değerlendirilemeyeceğini vurgulayarak, aydın ve sanatçıların toplumsal vicdanı temsil ettiklerini ifade etti.

'Toplumun vicdanlarıyız' Ahmet Telli ise aydın ve sanatçıların toplumun vicdanlarını temsil ettiklerini belirterek, "F tipi cezaevlerine halen karşıyım. O bildirinin altında bugün de imza atarım" dedi. Ali Balkız, "Ben bir yazarım. Benim işim sadece çiçekleri, böcekleri yazmak değil. F tipi cezaevleri konusundaki tartışmalara katıldım. Bir yazarın F tipi cezaevine karşı olması, Filistin halkının yanında olması gibi bir şeydir" dedi. Aydın Çubukçu ise "Ben yalnızca bir yazar değilim. Aynı zamanda eski bir mahpus olarak o hücrelerin ne olduğunu biliyorum. Kendi hayatımda da gördüm. Bir yazar olarak da görevim, dünyanın neresinde olursa olsun acı çeken yoksul insanların görmeyen gözleri, kulakları ve dili olmaktır" diye konuştu. Selma Ağabeyoğlu da bir yazar ve anne olmanın duyarlılığı ile tecrite ve ölümlere karşı çıktığını vurguladı. Yılmaz Demiral ise "Sorunlara karşı çıkmayarak, tarih önünde sanık olmaktansa, burada sanık olmayı tercih ederim" dedi. Hüseyin Şahin, savaşa, ölümlere ve tecrite bir sanatçı olarak karşı olduğunu ifade etti. Necmettin Salaz da devletin tüm insanların yaşama hakkından sorumlu olduğunu belirterek, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin ölmemeleri için çaba gösterdiğini kaydetti. Fettah Köleli ise F tipi cezaevlerine karşı görüş bildiren çok sayıda kurum ve kişinin bulunduğuna dikkat çekti. Oktay Etiman, "İddianamedeki mantıkla düşünürsek, biz geçen günlerde Filistin halkıyla dayanışma açıklamalarında bulunduk. O zaman biz şimdi Filistin Kurtuluş Örgütü üyeleri olmamız gerekecek. Bu da gerçek dışı" dedi. Savcı Talat Şalk tarafından verilen mütaalada, sanıkların ilgili suçları işlemediği belirtilerek, "Dosyada savunmaların aksine de bir delil yoktur. İnsan açısından doğru bulmadıkları F tipi cezaevlerine ilişkin görüşleri demokratik tepkilerle duyurulmuştur. Demokratik ülkelerde bu tür tepkiler mümkündür" denildi. Sanık avukatları adına konuşan Şanal Saruhan ise savcı mütaalasına katıldıklarını belirterek, daha önce Tüm Yargı-Sen'in de aynı konuda Ankara 1 No'lu DGM'de yargılandıklarını ve ceza aldıklarını ancak bu cezanın da savcı mütaalasındaki gerekçelerle Yargıtay'da bozulduğuna işaret ederek, beraat istedi. Mahkeme heyeti oy birliğiyle sanıkların beraatine karar verdi.