18 Şubat 2000 22:00

Gazi katliamı iki polisin işiymiş!

Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Gazi katliamı davasında esas hakkındaki mütalaasını veren Savcı Süleyman Aras katliamı sadece iki polisin işi gibi gösterdi.

Paylaş
Gazi katliamı iki polisin işiymiş!
Beyda Yıldız
Gazi katliamı davasının dün görülen 29. duruşmasında esas hakkındaki mütalaasını veren Savcı Süleyman Aras, tüm yaralama olaylarından sanıkların beraatini isterken, ölüm olaylarından davanın tek tutuklu sanığı Adem Albayrak'a toplam 16, sanık Mehmet Gündoğan'a ise 8 yıl ceza verilmesini talep etti.
İstanbul Gaziosmanpaşa'da 12-13 Mart 1995 tarihinde meydana gelen ve 17 kişinin ölümü yüzlercesinin de yaralanması ile sonuçlanan katliama ilişkin açılan davaya dün Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya, sanıkların avukatları İlhami Yelekçi ve Hurşit Bıyık ile müdahil avukatlar Cemal Yücel, Keleş Öztürk, Remzi Kazmaz, Gülizar Tuncer, Metin Narin, Faruk, Ertekin, Sevim Akat katıldı. Müdahil ailelerin de hazır bulunduğu duruşmada ilk sözü alan Avukat Cemal Yücel, 90 sayfalık esas hakkında görüşlerini yazılı olarak mahkemeye ileteceklerini söyledi.
Diğer katliamlarla bağlantılı
Esas hakkındaki görüşlerini dile getiren Avukat Keleş Öztürk, yargılamanın başından beri bu olayın basit bir cinayet olmadığını söylediklerini, ancak mahkemenin bir türlü bunu ciddiye almadığını belirtti. Bu ülkede daha başka olayların da yaşandığını hatırlatan Öztürk, "Bunu kontrgerilla ve devlet içinde yer alan gizli örgütler, çeteler yapmıştır. Geçmişte yaşanan katliamlar, Gazi olayı için aydınlatıcıdır. Ceza yargılamasının asıl amacı maddi gerçekliği ortaya çıkarmaktır. Bunun için Gazi'ye benzer olaylara kısaca değineceğim" dedi. Öztürk'ün 1 Mayıs 1977, Sivas, Malatya, Maraş katliamlarından söz etmesi üzerine sanık avukatı İlhami Yelekçi söz almadan, "Bunların mahkememizle ne ilgisi var" dedi. Bu sırada sanık Adem Albayrak da, müdahillerle tartışmaya başladı ve ailelere "Görüşürüz" dedi. Tartışmalar üzerine 10.15'te ara verilen duruşmaya 10.35'te tekrar başlandı.
Konuşmasına devam eden Öztürk, Gazi Mahallesi'nin Alevi-Sünni, Türk-Kürt, sağcı-solcu gibi çeşitli kesimlerden emekçilerin oturduğu bir yer olmasına dikkat çekti ve katliam için Gazi Mahallesi'nin seçilmesinin nedeninin bu olduğunu söyledi. Öztürk, "Devlet burada insanların gözünü korkutmak istercesine katliam yapmıştır. Devlet içindeki gizli örgütler, halka ateş açmıştır, ölümlere ve yaralanmalara neden olmuştur. Bu katliamdan amir konumunda olanlar ve onların üstleri de sorumludur" dedi.
İddianameye eleştiri
Avukat Cemal Yücel de, Mehmet Gündüz'ün durup dururken öldürülmediğini ifade ederek, televizyon görüntülerinin ortada olduğunu, bu ülkede insanlara veba görülmeyecek şekilde insanların öldürüldüğünü kaydetti. Gazi Mahallesi'nde yüzlerce polis olmasına rağmen sadece 20 polis hakkında dava açıldığının ve 17 kişinin öldürülmesine rağmen polislerin 9 ölümden sorumlu tutulduğunun altını çizen Yücel, iddianamenin sevk maddeleri itibariyle yanlış olduğunu ve üstünkörü hazırlandığını söyledi. Yücel, olayları Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın başlattığına dair yazı ve görüşler olduğunu belirterek, davanın Susurluk'la bağlantısının kurulmamasını ve keşifin GOP Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yapılmasını da eleştirdi.
Hanefi Avcı, Fikri Sağlar ve Mehmet Elkatmış'ın tanık olarak dinlenmesi yönündeki taleplerinin ciddiye alınmadığını vurgulayan Yücel, şöyle konuştu: "Zimmetli silahlar üzerindeki inceleme çok önemliydi. Ancak yeterli incelemeler yapılamadığı için sonuç alınamadı. Birçok tanığın ifadesi talimat yoluyla alındı. Biz bu tanıkların mahkemeye gelip ifade vermesini isterdik. Gazi Mahallesi'ndeki olaylar planlı bir şekilde gerçekleştirilmiştir."
Avukat Faruk Ertekin de, Fadime Bingöl ve Özlem Tunç'un herhangi bir zaruriyet olmadan vurulduğuna dikkat çekti.
MP-5 marka silahlar incelenmedi
Avukat Metin Narin de, katliam günü Albayrak'ın beylik tabancası ile değil MP-5 marka silahla ateş ettiğini belirterek, "Biz tüm MP-5 marka silahlar üzerinde inceleme yapılmasını istedik. Ancak bir kısım silahlar üzerinde inceleme yapıldı. Zaten birtakım polis ifadelerinde de MP-5 silahların elden ele dolaştığı ifade edilmişti" dedi. Olaylar sırasında halkın silah kullandığının iddia edildiğini söyleyen Narin, yapılan muayene sonucu 6 polisin seken kurşunlar sonucu yaralandığının ortaya çıktığını ifade etti.
Daha sonra Avukat Sevim Akat, Dilek Sevinç ve Zeynep Poyraz'ın öldürülmelerini anlatırken, anne Menekşe Poyraz bayıldı. Bunun üzerine Poyraz, mahkeme salonundan çıkarıldı.
Emir verenler de yargılanmalı
Avukat Remzi Kazmaz, Gazi'yle ilgili açılan birçok davanın bu mahkemeye aksettirilmediğini vurgulayarak, "Bu yüzden dava omurgasız bırakılmıştır. Gazi davası tarihsel bir belgeye dönüştürülememiştir" dedi. Sanık Adem Albayrak'ın emir almadığı koşullarda bir sivil gibi yargılanması gerektiğini belirten Kazmaz, Albayrak hakkında 49. maddeden indirim talep ediliyorsa, emir veren kişiler bulunduğunu ve bu emri veren kişilerin de yargılanması gerektiğini belirtti. Kazmaz, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü, Emniyet Genel Müdürü ve İçişleri Bakanı'nın da yargılanması gerektiğini dile getirdi.
Müdahiller idam istedi
Müdahil avukatlar, esas hakkındaki görüşlerinin sonunda sanıklar Mehmet Gündoğan ve Adem Albayrak'ın TCK'nın 450-5 maddesine, 10 çevik kuvvet polisinin TCK'nın 448. maddesine, panzerlerde bulunan 8 polisin ise 450-4. maddesine göre, idamla cezalandırılmalarını istediler. Avukatların ardından müdahil aileler de, katliam günü yaşananları anlattılar.
Ödül gibi ceza istemi
Esas hakkındaki mütalaasını sunan Savcı Süleyman Aras ise, tüm sanıkların beş yaralama olayından beraatlerini istedi. Adem Albayrak'ın, Fevzi Tunç, Dilek Sevinç, Reis Kopal ve Sezgin Engin'i, "faili gayri muayyen şekilde ve savunma sınırını aşarak" öldürdüğü gerekçesiyle toplam 16 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasını isteyen Savcı, sanık Albayrak'ın maktulleri öldürdüğüne dair mahkûmiyetine yeterli, inandırıcı ve kesin deliler elde edilmediği için beraatini ve tahliye edilmesini istedi. Savcı, Mehmet Gündoğan'a, Zeynep Poyraz ve Mümtaz Kaya'nın ölümüyle ilgili toplam 8 yıl ceza verilmesi ve diğer iddialardan beraat etmesi isteminde bulundu. Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının esas hakkındaki savunmalarını yapmaları için duruşmayı 3 Mart 2000 tarihine erteledi.
Mütalaa, iddianamenin gerisinde
Duruşmanın ardından adliye binasının önünde müdahil avukatlar adına basın açıklaması yapan Avukat Cemal Yücel, duruşmadaki gelişmeler konusunda bilgi verdi. Yücel, savcının esas hakkındaki mütalaasının iddianameden bile geri olduğunu dile getirdi.
Bu arada müdahillerin yanı sıra, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Genel Başkanı Turgut Öker, Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu Genel Başkanı Servet Demir, Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu İkinci Başkan Yardımcısı İzzet Şahin ve Pir Sultan Abdal Kültür Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Cemal Özşahin ile ÖDP, HADEP, KESK yöneticileri de duruşmaya katılarak, destek verdi.
ÖNCEKİ HABER

Özelleştirme sağlığı bitirir

SONRAKİ HABER

'POAŞ halkındır, sattırmayız'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...