Ecevit kontrgerillayı saklıyor

Ecevit kontrgerillayı koruyor
1974'te kontrgerillanın suikast düzenlediği Başbakan Bülent Ecevit, Ahmet Taner Kışlalı suikasti ile ilgili olarak kontrgerillayı koruyan bir tutum takınarak, "artık kontrgerillanın olmadığını" söyledi. Ecevit, katıldığı televizyon programlarında kendisine yöneltilen, Kışlalı cinayeti ile Susurluk bağlantısı olup olmadığı yönündeki sorulara kesin yanıtlar vererek, "kontrgerillanın olmadığını" iddia etti.
Susurluk sürecinde kontrgerillanın varlığının kesin kanıtlarla ortaya çıkmasına ve Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kulu Savaş'ın Susurluk Raporu'nda açıkça belirtmesine rağmen Başbakan Ecevit, Kışlalı cinayeti konusundaki sorulara ısrarla "kontgerilla döneminin kapandığı" yanıtı verdi. Oysa Kutlu Savaş, dönemin Başbakanı'na sunduğu Susurluk Raporu'nda, devlet eliyle bu tür eylemlerin gerçekleştirilebileceğini, temel sorunun bu eylemlerin devlet ciddiyeti içinde gerçekleştirilmesi olduğunu açıkça söylüyordu. Raporun bu konuları içeren bölümleri ise "devlet sırrı" adı altında halktan gizlenmişti.
'Kontrgerilla geride kaldı'
Önceki akşam, televizyonların haber bültenlerine çıkan ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetine ilişkin soruları yanıtlayan Ecevit, önce atv ana haber bülteninde Ali Kırca'nın sorularını yanıtladı. Ecevit, 1970'li yıllarda kendisine karşı düzenlenen bazı suikast girişimlerinde de adı geçen "kontrgerilla" ya da "gladio" gibi devlet içindeki güçlerden hâlâ söz edilip edilemeyeceği sorusu üzerine, "Ben o dönemde düşüncelerimi açıklamıştım, kaygılarımı belirtmiştim. Artık o dönem geride kaldı kanısındayım" dedi. Ancak, o döneme ilişkin bilgilerini, daha önce olduğu gibi açıkça ortaya koymaktan kaçındı.
'Devlet içinde böyle bir yapı yok'
Ecevit, Kırca'nın "O dönemle birlikte o tür yapılaşmalar da geride kaldı mı demek istiyorsunuz?" sorusuna ise, "Evet" dedi. "Devlet içinde şimdi böyle bir yapıdan söz edilemez mi?" diyerek sorusunu yineleyen Kırca, Ecevit'ten "Hayır. Benim kanımca söz edilemez. Yani bu hevese kapılanlar her zaman olabilir, her ülkede de olmuştur. Ama Türkiye'de artık o tür olaylar, o tür gelişmeler olabileceğini sanmıyorum ve ihtimal vermiyorum" dedi.
Ecevit, NTV haber bülteninde de Gazeteci Murat Yetkin'in, "Kışlalı suikastinin arkasında devlet mekanizması içinden bazıları olabilir mi?" şeklindeki sorusunu yanıtlarken, "O tür gelişmelerin kapıları büyük ölçüde kapanmıştır. Toplumda o tür gelişmelere karşı tepkiler çok belirgin hale gelmiştir. Aslında devlet milletin, millet devletin etkisi altında olumlu gelişmeler olmaya başlamıştır" dedi.
'Kesin konuşmak zor'
Hükümetin küçük ortağı ANAP'ın Genel Başkanı Mesut Yılmaz ise, bu konuda biraz daha temkinli konuşmayı tercih etti. Başbakan olduğu dönemde Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı olan Kutlu Savaş'ın hazırladığı Susurluk Raporu'nu teslim ettiği kişi olan Yılmaz, "kesin bir şey söylemenin zor olduğunu" belirtti. CNN Türk televizyon kanalında Gazeteci-Yazar Taha Akyol'un sorularını yanıtladı. Akyol'un, "Kışlalı'nın öldürülmesi olayı faili meçhul mu kalacak, yoksa aydınlatılabilecek mi?" şeklindeki sorusuna Mesut Yılmaz, bu konuda şu an bir şey söyleyebilmenin mümkün olmadığını kaydetti. Yılmaz, İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ile sürekli temas halinde olduğunu belirterek, en son aldığı bilgilere göre olay yerinden toplanan delillerin laboratuvarda incelenmesinin tamamlanmakta olduğunu kaydetti.
Yılmaz, "Kışlalı'nın Susurluk tipi bir cinayete kurban gidip gitmediği" yolundaki bir soruyu yanıtlarken, şu an kesin bir şey söyleme durumunda olmadığını söyledi. Yılmaz, "Vehimlere dayanarak konuşmak yanlış. Türkiye'nin '80 öncesinde yaşadıklarına benzer büyük bir oyunun, komplonun bir parçasının bu olayda yaşandığı endişesini taşıyorum" dedi. Cinayetlerin aydınlatılamaması nedeniyle devletin zan altına girdiğini ve vatandaşın gözünde olayların sorumlusu olarak görüldüğünü belirten Yılmaz, devletin bu zandan kurtulabilmek için Kışlalı suikastini çözmek zorunda olduğunu bildirdi.