08 Mart 2015 04:12

Bizim Nobelimiz

Yaşar Kemal, Anadolu’da yaşanan kırımları anlatırken geçmişle hesaplaşır. O yüzden değilmidir Fırat’ın kan aktığı; günümüze gönderme yapması.

Paylaş

 Adnan ÖZYALÇINER

 “Bir, benim kitaplarımı okuyan katil olmasın, savaş düşmanı olsun. İki, insanın insanı sömürmesine karşı çıksın. Kimse kimseyi aşağılayamasın. Kimse kimseyi asimile edemesin. İnsanları asimile etmeye can atan devletlere, hükümetlere olanak verilmesin.
Benim kitaplarımı okuyanlar bilsinler ki, bir kültürü yok edenlerin kendi kültürleri, insanlıkları ellerinden uçmuş gitmiştir.
Benim kitaplarımı okuyanlar yoksullarla birlik olsunlar, yoksulluk bütün insanlığın utancıdır. Benim kitaplarımı okuyanlar cümle kötülüklerden arınsınlar.”

Yaşar Kemal
Bilgi Üniversitesi, Kasım 2014

Yaşar Kemal bizim Nobelimizdir. Gerçek Nobel’imiz. Uzun boylu düşünmemize gerek yok.O, iki kültürü birbiriyle kaynaştırmış bir yazarımızdır. Çocukluğunda dengbejlerden dinlediği Kürt söylenceleriyle masallarını / mesellerini  Dede Korkut diliyle, Karacaoğlan söyleyişiyle yazmıştır. Onun dili  tekmil Anadolu’nun dilidir. Bu yönüyle bir destan yazarıdır o. Dolayısıyle , tıpkı Nâzım Hikmet gibi, has bir şairdir.Yazdığı bütün roman, öykü hatta röportajlarının şairi.

ÇUKUROVA YANA YANA

“Çukurova Yana Yana” onun bir kitabının adıdır. Bir röportajının adı. Gerçekten de Yaşar Kemal sıcaktan buram buram yanan Çukurova’yı yazmıştır. Sıcağın kavurduğu düzüyle, pınarlarının serinlettiği Toros yükseltisinin, ağaları, ırgatları, işçisi, yoksuluyla  bütün bir Çukurova’yı yazdı. Doğasıyla , insanıyla bütünleşen bir Çukurova. Ağıtları, düğünleriyle derin acılarla mutlulukların yaşandığı bir Çukurova.
Çukurova, Yaşar Kemal’in yarattığı bir dünyadır. Onun için de Çukurova bir yanıyla bütün bir memleket, bir yanıyla da bütün bir dünyadır. Yaşar Kemal’in “Her yazarın bir Çukurovası vardır” demesi ondandır.

ALLAH’IN ASKERLERİ

“Allah’ın Askerleri” de onun bir kitabının adıdır. Allah’ın Askerleri Yaşar Kemal’in çok sevdiği çocuklardır. Kimsesiz sokak çocuklarıyla bütün yoksul çocuklar. İşçi çocuklar. Horlanan, dövülen, sövülen, sömürülen ama sevilmeyen, sevgi nedir bilmeyen bütün o çocuklar. Yaşar Kemal onların izini Florya kırlıklarında, Menekşe denizinin kıyılarında sürmüştür. Onların eşleğinde Menekşe denizinin uçsuz maviliğini , yoksul balıkçılarını da anlatmıştır. Bu yüzden onun yazışında uşsuz bir maviliğin içindeki balıkların kıvıl kıvıllığını, aynı mavilik içinde uçuşan kuşların kanat çırpışlarını duyarsınız. Ne yazık ki bugün kentsel dönüşümle Florya’nın artık kalmayan kırlıklarının, Menekşe denizinin uçup giden maviliğinin hüznü kaplayacaktır içinizi. Kıyıda köşede kalmış olanlar varsa da Yaşar Kemal gittikten sonra ne işe yarayacaktır. O yazmadıktan sonra.

GAZETECİ YAŞAR KEMAL

Yaşar Kemal roman, öykü, denemelerinin yanısıra iyi bir gazeteci, usta bir röportaj yazarıdır. Gazetecilikle röportaj yazarlığı onun ilk işidir. İlk göz ağrısı. O, yaptığı sayısız röportajlarla doğa ile insanı içiçe konuşturmuştur. Onun yaptığı her röportaj bir öykü, bir roman değerindedir. Röportaj yazarlığını öykü, roman yazarlığından ayırmaz.

GÖÇTÜR KIRIMDIR

“Bir Ada Hikayesi” alt başlıklı dörtlemesinde göçü anlatmıştır Yaşar Kemal. Mübadelenin bitmez tükenmez acılarının göçüdür döne döne anlattığı. Ege doğasının güzelliğidir. Ege insanının karşı taraf bu taraf bilmeden; karşı taraf bu taraf demeden birbirlerine olan sevgilerinin yüceliğidir.
Göç kendi içinde kırımları da barındırmıştır elbet. Yaşar Kemal, Anadolu’da yaşanan kırımları anlatırken geçmişle hesaplaşır. O yüzden değilmidir Fırat’ın kan aktığı; günümüze  gönderme yapması.
Yaşar Kemal’de geçmişle gelecek içiçedir. Acıyla umudun içiçe olduğu gibi.

ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI

Yaşar Kemal aynı zamanda bir özgürlük savaşçısıdır. Romanlarıyla öykülerinde, dilinde bitenecek savunduğu barış, özgürlük, demokrasi düşüncesini deneme ve eleştiri yazılarıyla pekiştirir. Bunlar romanlarıyla öykülerinde savunduklarının tuzu biberidir.

TUZDAKİ BAL

O, bir deneme kitabına adını verdiği gibi hep tuzdaki balı aramış onu söylemiştir. İnsan sevgisi ve sıcaklığıyla acıyı bal eylemektir onun işi.
Sonuçta Yaşar Kemal bir güzelleme ustasıdır. Doğayı da insanı da güzellemiştir. Bu yüzden umudu diri tutmamızı, hep diri tutmamızı ister.

ÖNCEKİ HABER

Yaşar Kemal soğumaz, sönmez

SONRAKİ HABER

Berkin Çocuk için

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...