06 Ağustos 2018 23:00

Dikkat! Binalar göçüyor...

Dikkat! Binalar göçüyor...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Önceki hafta, televizyonda defalarca gördük ve yandık yakındık: İstanbul’un Beyoğlu ilçesindeki Sütlüce Mahallesinde dört katlı bir bina çökmüş, daha doğrusu uçurumdan aşağı göçüp un ufak olmuştu! Bu olay sonrası, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin “Teknik Değerlendirme Raporu” üzerine televizyonda yapılan açıklamaları birkaç satırla özetlemek istiyorum:

Basın toplantısı düzenleyerek rapor üzerine konuşan İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, binanın çökmesinin “Üretim ve denetim sistemindeki zaaflardan kaynaklandığını” açıkladı. Türkiye’de yapı stokunun içler acısı olduğunu söyleyen Suna, “Ülkemizde yaklaşık 20 milyon yapı bulunmaktadır. Bunların 13 milyonu kaçak ve ruhsatsızdır. İstanbul’daki 2 milyon yapının da en az yarısı kaçak ve ruhsatsızdır. Önlem alınmazsa benzer olaylar yine gerçekleşecek” dedi ve şunları ekledi:

“Ne yazık ki İstanbul, büyük trajediye adım adım yaklaşmakta ve ne yazık ki merkezi ve yerel yönetimler daha çok rant yaratmak amacıyla geliştirilen kentsel dönüşüm projeleri dışında iç rahatlatacak, kaygıları giderecek adımlar atmamaktadır.”

*

Yazılarımın birinde herhalde Fenerbahçeli olduğumu yazmıştım. Neden Fenerbahçeliyim? İki nedeni var: Birincisi, çocukluk ve gençlik yıllarım Fenerbahçe’yi de içeren Kadıköy ilçesinin mahallelerinde geçti; arkadaşlarım hep Fenerbahçeliydi, onlardan da etkilendim; ikincisi, 15-16 yaşlarına geldiğimde (1950-51 yılları), atletizme merak salmıştım ve çalışmalarımı sabahları erken saatte o dönemin Fenerbahçe Stadyumu’nda yapıyordum. Bu iki gerekçe, gençlik döneminde neden Fenerbahçeli olduğumu açıklamaya yetmez mi?

Ama ben eskisi kadar olmasa bile, bugün de Fenerbahçeliyim. Oysa benim “Fenerbahçeli” tarafım, artık öteki takımları küçümsemeye uzanmıyor. Onları “rakip” olarak görmediğim gibi, “Üç Büyükler”in yanı sıra, “iyi oynuyorlar” dediğim öteki takımlarımızın da bazılarını beğendiğim için tutuyorum. Yeter ki yurdumuzda futbolun biraz daha geliştiğini göreyim… Benim bu yaklaşımımdan da anlaşılmalı ki, Türkiye’de futbol, henüz tam anlamıyla “profesyonel” düzeye gelmemiş!

N’apalım? “Eksiğimiz bu olsun..” deyip geçelim. Tamam mı?       

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...