26 Haziran 2018 00:17

Önceden yazılmış bir seçim yazısı

Önceden yazılmış bir seçim yazısı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Değerli okurlarım, bu yazıyı okurken kendinizi benim yerime koyun lütfen: Seçimin yapıldığı gün oy verip eve döndüğünüzde, benim gibi bir seçim yazısı yazmak zorunda olduğunuzu varsayalım. Üstelik bu yazı, seçimden iki gün sonra yayımlanacak… Tahminler tutsun ya da tutmasın, bu yazı yazılacaktır! Olabilir mi böyle bir zorunluluk? Ben işte böyle gibi zorunlulukla yazıyorum: Pazar günü, yani seçimin yapıldığı gün, sonuçlar hakkında henüz hiçbir kesin bilgiye ulaşmadan, her hafta olduğu gibi yazımı yazıp göndermek zorundayım! Ne zaman yayımlanacak bu yazım? 26 Haziran Salı günü! Söyleyin lütfen: Benim yerimde olsanız nasıl bir yazı yazardınız? Ya da “Cumhurbaşkanlığı seçimini kim kazanacak?” sorusunu önceden nasıl cevaplardınız?

Cumhurbaşkanı adaylarından hiçbiri, babamın oğlu değil, ahbabım da değil! Ama özellikle televizyon ekranında gördüğümüz gibi, milyonlarca insanı bir araya getiren meydan toplantılarına bakarsanız tahmin yapılabilir. Ancak, koskoca Türkiye’nin miting yapılan üç büyük kentimizle sınırlı olmadığı unutulmamalıdır: Köyleri ve kasabalarıyla; doğusu, güneydoğusu, Akdeniz, Karadeniz, Ege bölgeleriyle ve Trakya’yı da içine alan Marmara Bölgesi’yle “Kaplan postu” gibi yayılan geniş bir coğrafyadaki insanlarımızın “Kim kazanacak?” sorusuna nasıl bir cevap vereceğini neye dayanarak bilebilirsiniz?

Televizyon kanallarında gösterilene bakarsanız, seçim öncesinde ibre, yurttaşlara sevimli görünen yeni bir adaya yakın duruyordu. Ama bu, hiçbir şekilde “kesin sonuç” anlamına gelemezdi. Gerçekleri yansıtmayı görev bilen, sağduyulu hiçbir gazete yazarı, böyle bir “Yazı-tura” bahsine girmez, giremez.

Çektiğim sıkıntıyı bilemezsiniz! Pazar günü seçimler yapılıyor ve yine Pazar günü yazımı yazıp göndermem gerek!

Gel de yaz bakalım!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa