02 Ocak 2018 00:50

‘Sanat yapım’

‘Sanat yapım’

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ankara’nın köklü sanat galerilerinden Sanat Yapım’ın 35. yılı dolayısıyla önceki hafta bu galeride bir araya geldik. Dostlar arası 60-70 kişinin katıldığı bir kokteyldi bu. Sanat Yapım’ın yöneticisi olan değerli fotoğraf sanatçısı arkadaşımız İbrahim Demirel, “Doğu Anadolu insanı”nın yaşam biçimine ilişkin gerçekleri, kompozisyona önem veren başarılı siyah-beyaz fotoğraflarıyla tanınmıştır. Demirel, 1980’li yıllarda Ankara’da Sanat Yapım adlı bir sanat galerisi kurarak burada sanatçı çevrelere doyurucu etkinlikler sunmuştur. “Etkinlikler” diyorum, çünkü bu iki katlı geniş mekânda, önemli eğitsel çalışmaların yanı sıra, söyleşilere de yer verildi. En önemlisi, 2015’te yaşamını yitiren değerli ressamımız Kayıhan Keskinok’un yönetimindeki resim kurslarıdır. Keskinok, burada yıllar içinde birçok ressam adayının yetişerek kişilikli sergiler açmasını sağlamış, onun sayesinde Türkiye, yeni ressamlar kazanmıştır.       

Önceki hafta “35. Yıl” buluşmasında bu kez duvarlar resimlerle değil, benim ilk kez rastladığım ilginç yazılı mesajlarla bezenmişti: Çerçeveli beyaz kartonlar üzerine bakla kadar büyütülmüş matbaa harfleriyle “Oku beni!” diye bağıran çok değerli belgesel yazılar, şiirler yer alıyordu bu kartonlarda. Ben önceleri işin belgesel ve sanatsal değerini fark etmemiştim; duvarlardan birine sırtımı vererek arkadaşlarla konuşuyordum. Bir ara, arkamdaki yazıya dönüp baktığımda, değerli şairimiz Arif Damar’ın (1925-2010) Gitme Kal adlı o müthiş şiiriyle karşılaştım. Bu şiir, “1951 Tevkifatı”nın hemen sonrasında, arkadaşlara yürek gücü vermek üzere hapishanede yazılmıştır: “… Gitme, beraberlik içinde / nasıl sevinirdik aklına getir / Yaktığımız ateşi aklına getir…” (…) gibi dizelerle giderek coşan ve coşturan bu şiiri okuyunca bir anda heyecanlandım, ama belli etmemeye çalıştım. Şiirin havasından çıkmak için yanındaki kartona göz attım; ne var ki yağmurdan kaçayım derken doluya tutulmuştum: Bu da bir şiirdi! Hem de nasıl bir şiir? Bu şiir, elli beş yaşında hayattan ayrılan sevgili dostum Ahmet Erhan’ın (1958-2013) Son Düello’suydu. Evet, son günlerini yaşamakta olduğunu duyumsayarak yazmıştı onu Erhan! Madımak Oteli katliamında can veren arkadaşımız Behçet Aysan’a adadığı bu şiiri okurken gözlerimden yaşlar akmasını engelleyemedim. N’apalım, bu gibi durumlarda bizim gibi “seksenlik”ler  pek dayanıklı değildir…

NOT: Kadıköy Belediyesi’nin düzenlediği Ulusal Beste Yarışması’nda başarı kazanan bestecilerimizin eserlerinden oluşan 4 BESTECİ 4 SÜİT başlıklı CD’nin üretimi dolayısıyla “lilamüzik”i bir kez daha kutluyorum. Bu çok değerli CD’de yer alan bestecilerimizin adları şöyle sıralanıyor: Cem Oslu, Orhan Veli Özbayrak, Ahmet Tamer Topuz, Artun Hoinic.  

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa