25 Ekim 2017 23:01

Cüneyt Çakır, Mete Kalkavan gerisi yalan…

Cüneyt Çakır, Mete Kalkavan gerisi yalan…

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Gezi günlerinde yayılmıştı sanırım “Aslında vatandaşı olmasak çok eğlenceli bir ülkede yaşıyoruz” kelamı. Sonradan sosyal medyada, memlekette artık neredeyse sürekli hale gelen “akıllara zarar” durumlar meydana geldikçe gençlerin en sık kullandığı metaforlardan biri oldu.

Hafta sonu oynanan “dünya derbimiz” medya verilerine göre 67 ülkede naklen yayımlanmış.

Bu maçı televizyonlarından seyreden 67 ülkenin futbolseverleri her hafta futbol maçlarında ne kadar eğlendiğimizi görüp bizi kıskanmışlardır her halde.

Beni en çok, Demirören Federasyonu ve kurullarının futbolu sürüklediği uçurumun farkında değilmiş gibi, yaklaşan maça dair normal analizler yapıp, maç sonrası beklentiler gerçekleşmeyince, “yine salak yerine konduk” muhabbeti yapan “romantik yorumcular” hayrete düşürüyor.

Yahu daha maça 3 gün kala Derbinin Hakemi Cüneyt Çakır olarak açıklandıktan sonra memleketin resmi bahis sitesi iddia oranlarını değiştiriyor. Medya yorumcuları sanki bir şey olmamış gibi takım analizlerine devam ediyorlar. Hani olur, Gomis sakatlanır, Valbuena sakatlanır oynayamayacakları açıklanır, oranları değiştirirsin. Cüneyt Çakır atanınca niye değişir oranlar? Hah işte onu anlamak için, “Salak yerine konmamak” için, yakınmak yerine cesaretle durumu anlatmak gerekiyor. 3 dakikalık görüntülere müdahale edilmiyormuş gibi, hakem tutanakları, gözlemci raporları değiştirilmiyormuş gibi davranarak, bir gün belki Demirören medyasında işe ihtiyacım olur mantığıyla yapılan her analiz “salaklık” olacaktır doğal olarak.

67 ülkeden Galatasaray-Fenerbahçe maçını seyretme tercihinde bulunan futbolseverlere ilk sürpriz herhalde maç öncesi yapılan koreografi olmuştur. Öyle ya sonuçta Rocky, Galatasaray ile özdeşleşmiş bir figür değil, kaldı ki ligde 8 puan önde olan bir takım taraftarları futbolcularına niye “ayağa kalk” der anlaşılmaz. Dedik ya eğlenceli ülkeyiz, vardır bir “şaka” tarafı, yakında çıkar ortaya.

Maça gelirsek, oldukça hızlı başladı Galatasaray golü çabuk bulmak için baskılı oynarken, daha 6. dakikada akıllıca yapılan bir karşı atakta Serdar Aziz’in ağır kalmasından yararlanan Janssen topu ağlarla buluşturdu. Herkes gol beklerken Cüneyt Çakır faul gerekçesiyle golü iptal etti.

Hadi biz alışığız, zaten iddia oranlarının değişmesinden Çakır’ın aktif bir “oyuncu” olacağı belliydi de 67 ülkenin futbolseverleri başladılar faul aramaya. Tabi Erman Toroğlu gibi bir ulemaları olmadığı için faulü de göremediler. Oysa büyük futbol dehası, nasıl açıkladı olayı memleket ahalisine, tamam Janssen rakibe temas etmiyordu ama ayağını topla Serdar Aziz’in ayağının arasına koyarak, “oynama alanına” müdahale ediyordu. Tahminen bu yorumu duyma şansına erişemeyen 67 ülkenin futbolseveri hâlâ faul arıyordur. Biz şanslı memleket vatandaşları öğrendik. Yayıncı kuruluşa rica etmek lazım maçları dışarıya satarken paketin içine Toroğlu’yuda koysunlar ki dünya futbol nasıl yorumlanır öğrensin, bir biz çekmeyelim bu eziyeti. Düşünsenize futbolun temel parametresi rakipten önce topa sahip olmak değil mi?

Değilmiş işte, öyle “oynama alanına” ayağını, kafanı sokmayacaksın değil mi Erman hocam?

Bundan sonrasını yazmaya gerek bile yok.

Cüneyt Çakır’ın bütün kararları oynanan futbolun adaleti için değil, Aykut Kocaman’ın maç sonunda haklı olarak altını çizdiği gibi “İki takımdan birinin öne çıkmasını” engellemek içindi.

İspatlamaya gerek var mı?

Maçın 60. dakikasında yabancı madde yağmuruna tutulan Yan Hakem Tarık Ongun yerde kaldı. Fenerbahçeli futbolcuların yardımıyla saha içine çekildi ve tedavi edildi. Bu arada 67 ülkenin futbolseveri hakem niye maçı tatil etmiyor diye düşünmüştür ama bilmiyorlar ki biz çok eğleniyoruz. Neyse, oyun 2 dakikadan daha fazla durduktan sonra başladı. İkinci yarıda 6 oyuncu değişikliği yapıldı ki FİFA talimatlarına göre her biri için 30 saniye maça eklemek gerekiyor. 90. dakikada uzatma süresi kalkıyor o ne 3 dakika. Yani Tarık Ongun yaralanmadı, tedavi edilmedi, öyle bir süre geçmedi. Zaten başkaca da oyun durmadı.

Çakır maç 0-0 bitsin diye sahaya çıkmıştı bunu da sağladı.

Maçtan sonra sosyal medyada Çakır’ın Fenerbahçe’yi kolladığını söyleyen, yazan memleket futbolseveri de ayrı bir eğlence konusu. Çakır, Fenerbahçe’yi kollamak isteseydi, Janssen’in 6. dakikadaki nizami golünü verir, 24. dakikada Denayer’e hak ettiği kırmızı kartı gösterirdi.

“Eee ikisini de yapmadığına göre nasıl Fenerbahçe’yi kolladı?” sorusunu “sözde” zeki, çevik, ahlaklı memleket futbolseverinin önüne koyup devam edelim.

Sahi siz hâlâ futbol konuşmak mı istiyorsunuz?

Demirören Federasyonu, kurulları, hakemleri, gözümüzün içine baka baka bizle dalga geçiyorlar. En başta söylenildiği gibi “dışarıdan seyretseydik çok eğlenceliydi de, içeriden bakınca hakikaten bezdiriyor, üzüyor”, keşke derbinin yayının yapıldığı 67 ülkedeki bu maçı tercih eden futbolseverlere bir de ertesi gün oynanan Beşiktaş-Başakşehir maçındaki Caner’i seyrettirebilseydik. Caner, Mete Kalkavan’ın arkasından küfür ederek, tükürerek koşarken, hakemin nasıl kaçtığını görselerdi, eminim çok eğlenirlerdi. Üstelik Kalkavan’ın o küfürleri hiç hak etmediğini de bilmeyeceklerdi.

Düşünsenize istatistik açıdan bakarsak, geçen seneki şampiyonluğa, Kalkavan’ın verdiği hatalı kararların katkısı, Caner’in olmayan katkısından daha fazlaydı.

Velhasıl bahis oynamak için hakem ataması bekleyenlerin ülkesinde, Demirören Federasyonu eşliğinde “eğlenceye” devam edelim…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...