04 Ağustos 2017 01:01

Terim kovuldu sıra Demirören’de mi?

Terim kovuldu sıra Demirören’de mi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Terim’in kovulması aslında satır aralarında çok ilginç gelişmeleri saklıyor.

Boyalı medyada hiç kimse doğrudan yazmıyor ama Terim’in kovulmasıyla, Federasyon içindeki güç dengelerinin yerinden oynadığı, yeni federasyon başkanlığı için mücadelenin başladığı artık görülür hale geldi.

Medyanın büyük çoğunluğu kendilerine verilen senaryo üzerinden, aldıkları pozisyona göre “masal” anlatıp duruyor, üstelik anlattıkları senaryonun sosyal medyadaki “ergen zekalarda” alıcısı da var ama görünen köy artık pek kılavuz istemiyor.

Terim’in gidişinin şifrelerini çözmek için gelişini hatırlamak gerekiyor.

Dört yıl önce, yine bir Ağustos ayıydı. Abdullah Avcı istifa etmiş, milli takım için Denizli TFF’nin adayı olarak öne çıkmıştı. Ama ne olduysa ibre bir anda Terim’e dönmüştü. Ünal Aysal ile “maaşlı eleman” söylemi sonrası soğuk savaş yaşayan Terim, Ankara’nın siyasal koridorlarını da harekete geçirerek Federasyona gönderdiği haberler sonrasında Denizli seçeneğini ortadan kaldırmıştı.Nitekim kısa süre sonra Türkiye Futbol Direktörü gibi ucube bir unvan ve bol sıfırlı maaşlamilli takım Terim’e emanet edilmişti. Hepiniz yaşananları hatırlıyorsunuz değil mi?

O gün açılan son Terim dönemi, başarısı yok skandalı çok bir dört yıl sonrasında Alaçatı olayı ile sona erdi.

Şimdi, medyanın geneli Terim’i Demirören’in kovduğuna bizi ikna etmeye çalışıyor.

Çok net altını çizmek gerekir, Demirören Alaçatı baskınından sonra 10 gün boyunca Terim’in kovulacağını bilmiyordu. 

Bunu söylemek için müneccim olmaya gerek yok,deneyimli memleket yurttaşı olmak yeterli.

Geçen haftada bu sütunda yazdık. Sosyal medyada bütün görüntüleri yayılmasına ve bağımsız medya organlarınca haberleştirilmesine rağmen Alaçatı olayı Milliyet gazetesinde haber değeri görmedi. Federasyon başkanının patronu olduğu gazeteye göre, milli takım direktörünün kebapçı basması olayı adeta yaşanmamıştı.

Bu kadarla kalsa iyi. 5 yıldır Milliyet’in internet sayfasında spor yazıları yazan, medyanın az sayıdaki dürüst kalemlerinden Turgut Çelik’in Fatih Terim’i eleştirdiği yazısı basılmayarak, yazılarına son verildi ve 5 yıldır yazdığı bütün yazılar internet arşivinden kaldırıldı. Ne güzel değil mi? Aynı günlerde gazetenin “duayen” spor yazarlarından Atilla Gökçe olayın vahametini küçülten yazıları yazmaya başlamıştı bile.

Ne demeye çalışıyorum. Memlekettin biraz tecrübeli medya okurları için, TFF başkanının sahibi olduğu gazeteninhaberleri veriş/vermeyiş biçiminden, köşe yazarlarının konuya yaklaşımından, aykırı köşe yazarlarının tasfiye edilmesinden, Terim’i kovmayı düşünmediğini, olayı kapatmaya çalıştığını,anlamak zor değildi.

Demirören’in anlamadığı ise Fatih Terim’in ipinin çok önceden çekildiğiydi.

Milli takımdaki prim krizinden sonra, Arda ve arkadaşlarının kadro dışı bırakılışı hepimizin hafızasında.

Peki, Arda ve arkadaşları nasıl dönmüşlerdi kadroya?

Ankara’nınderin siyasal koridorlarından kimler Arda ve arkadaşlarının yeniden kadroya alınmasını “rica” etmişti? Bu ricaya kimler aracılık etmişti? Artık futbolu yakından takip eden herkesin bildiği olaylar. 

Fatih Terim’in bu “ricayı” kırması mümkün değildi ama her zamanki egosu ve kibiri susmasını da mümkün kılmıyordu. Arda ve arkadaşlarının dönüşünün “içine sinmediği” açıklaması kendisi açısından sonun başlangıcını oluşturdu.Alaçatı olayı bardağı taşmasını sağlayan fırsatı verdi sadece.

Demirören’in hala anlamadığını, Terim milli takıma geldikten sonra genel koordinatörlük görevini bırakmak zorunda kalan Rüştü Reçber anlamıştı. Olaydan nerdeyse 1 hafta sonra Hürriyet’te yazdığı yazıda Terim’i istifaya çağıran Reçber, istifa etmezse görevden alınması gerektiğini söylüyor, eğer federasyon almayacaksa “talimat verecek makamın belli olduğunu” söylüyordu. 

Hadi bakalım kim bu makam? Sakın Terim’i 4 yıl önce GS’nin başından alıp milli takımın başına getiren makam olmasın?

Nitekim Terim’in son bir çırpınışla Rüştü’ye verdiği yanıt sonuçsuz kaldı ve tıpkı Rüştü’nün dediği gibi “gecenin hükmü sabaha kadar” sürdü. Rüştü’nün son yazısının basılmasının ertesi günü Terim milli takımdan kovuldu.

Demem o ki, söylenenin,bize anlatılanın aksine Terim’in kovulacağını en son öğrenen “özerk” Federasyon Başkanı Demirören oldu.

Şimdi yeni bir denklem kuruluyor. Göksel Gümüşdağ’ın kulüpler birliği başkanlığını bırakması yeni kurulacak denklemin önemli habercilerinden biri aslında.Önümüzdeki dönemde yeni federasyon yapılanması için birçok isim duyacağız ama görünen o ki o denklemde artık Demirören olmayacak.

Aman federasyon değişecek, futbol içine düştüğü bataklıktan kurtulacak diye sevinmeyin, şu anda yapılan bilek güreşi bile gösteriyor ki sistem filan değişmeyecek,  sadece sistemde rol alacak aktörler ve büyük rakamlı bordrolardayer alacak isimler değişecek.

Sıradan futbolseverler ise “adil bir futbol düzeni” beklentisini başka bahara taşıyacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...