28 Nisan 2017 01:00

Çöp TV

Çöp TV

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Televizyon kanallarının halkı bilgilendirici, eğitici ve kaliteli programlarla eğlendirici olması için kurgulandığı kamu hizmeti yayıncılığı tarih olalı çok oldu. Sadece devlet televizyonu TRT’nin değil, ama neredeyse ülkedeki tüm özel TV kanallarının çok bariz bir şekilde iktidar borazanına dönüşmeleri de son on yılın fenomeni. Ama televizyon yayıncılığında gözlenen kalitesizlik başlı başına ayrı bir sorun. Türkiye’deki televizyonculuk anlayışı, haberciliği, programcılığı ve yayıncılığı hiçbir zaman bu derece banal, vülger, basit ve seviyesiz olmamıştı. 

Türkiye’de televizyonculuğun bir zamanlar geldiği az çok iyi noktadan bu geri seviyeye düşmesi kolay olmadı. Bu bir süreçti ve önce özel kanalların sahiplik yapıları değiştirilip, “iktidarlaştırıldı.” Arkasından, zaten hiçbir zaman tümüyle kaliteli olamamış olan eski televizyon yayıncılığı dünyasındaki deneyimli yayıncılar, iyi gazeteciler, programcılar, metin yazarları, editörler kanallarından uzaklaştırıldı. İşin ehli olan, işini hakkıyla ve etik ilkelere bağlı yapan yayıncılar bugünün vahşi terminolojisiyle televizyonlardan “temizlendi.” Onların yerine deneyimsiz, televizyonculuktan anlamayan, ama ekranlarda görünmenin iyi ve hoş bir şey olacağını düşünen; üstelik ekranda göründükleri süre zarfında kamusal alana yaydıkları saçmalıklar için yüz binlerce lira para alan kifayetsiz muhterisler geldi. 

Bu kifayetsiz muhterisler içeriklerinde iktidar yalakalığı, şiddet, korku, erotizm, banalite olan, ama asla barışa, adalete, toplumsal gelişmeye ve sosyal hayatın gerçeklerine dair bir şey barındırmayan söylemlerini televizyon ekranlarından halka boca ettiler. Bunu yaparken, ilk başlarda mesleğin duayenlerinin yanında yancı gibiydiler; sonra o duayen gazetecileri vatan hainliğinden hapse tıktırıp aynı pisliklerin daha denetimsizini bu sefer tek başlarına üzerimize boca etmeye başladılar. 

Bu kifayetsiz muhteris yeni televizyoncuların arasında ciddi, siyasi programlarla başladıkları medya maceralarına yemek tarifi programıyla devam edenler var; futbol tartışma programlarında bol küfürlü ve kavgalı taraftar fanatiğine dönüşen de; saçma sapan gün sonu programlarında millete kalitesiz habercilik nasıl yapılırın en güzel örneklerini verenler de. Bu insanlar, hiç hak etmeden başladıkları televizyonculuk maceralarında edindikleri tecrübelerle, bir gıdım ilerlemek yerine, Türkiye televizyonculuğunu her zamankinden daha beter bir cahillik ve banallik seviyesine indirmeyi başarıyorlar. 

Geçenlerde tesadüf ATV’de bir programa denk geldim. Adı: Son Durak. Yine AKP Türkiye’sinde iktidara güzellemeler düzerek, medyanın yazılı ve görsel tüm kanallarında kendisini maaşa bağlatabilecek kapasitedeki düzeysizliğiyle tanıdığımız bir yeni medya starı sunuyor programı. Merak edip izledim. Çünkü programın açılışında “Türkiye’den ve dünyadan son gelişmeler”in aktarılacağı söyleniyordu. 

Türkiye’de referandum bitmiş, tartışmalar devam ediyor. Halk sokaklarda, referandum iptal olsun diye yürüyüşler yapmakta. Muhaliflerin, referandum gözlemcilerinin ve ülkedeki okumuş etmiş milyonlarca insanın Yüksek Seçim Kuruluna yönelik itirazları söz konusu. Hadi, ATV AKP kanalı, muhalif görüşlere yer vermez, diyelim. Peki ya dünyada olan bitenler? Türkiye AB ilişkilerinde dönüm noktasındayız. Fransa’da Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. İngiltere’de Brexit süreci başladı ve bunun tüm Avrupa’da yansımaları oluyor. Sınırlarımızın ötesinde devam eden savaş(lar) var. Bir gün sonu programında televizyon izleyicisine aktarılabilecek yüzerce dış olay var yani. Ama bakın yeni Türkiye medyasının bu yeni televizyon starının sunduğu programın haber akışında neler var?:

- Havalar bozdu, aşırı fırtınadan yurtta kazalar oldu.

- Feraceli bir kadın bebeğini sokak arasında terk etti. 

- Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde yaşanan motosiklet kazasının görüntüleri. 

- ABD’de bir Pitbull küçük kıza saldırdı. 

- Faizler düştü, tapu harcı azaldı, ey vatandaş, tam ev alma zamanı (uzmanlar öyle diyor). 

- İstanbul Ataşehir’deki maket UFO’yu bulduk. 

- Emniyetten dev adım: Turizm polisi. 

- Yerli kuru fasulye mi daha güzel, yoksa yabancı mı? (Tabii ki yerli) 

- Diyet içecekler zararlı mı? 

- Ankara kedileri koruma altında. 

- Sosyal medyanın minik aşçısı. 

- Bir yabancı ülkede (Hangisi olduğu söylenmiyor bile, ama görüntülerden Çin olduğunu tahmin ediyoruz) bankada rehine olayı yaşandı. 

- Dünyanın en yavaş koşulan maratonu Los Angeles’ta. 

- Zeka küpünü en kısa zamanda tamamlama yarışmasına katılan çocuk canlı yayında. 

- Erdoğan, Avrupalı profesör için suç duyurusunda bulundu. 

- Cumhurbaşkanı mayısta Başbakan. 

- Fikri Sağlar CHP’yi eleştirdi. 

- Döviz düştü, Borsa tarihi rekor kırdı, favori Türk Lirası. 

Yeni Türkiye’de televizyon yayıncılığının geldiği nokta bu. Akşam haberciliğinin kalitesi bu. Süper programcıların yurt ve dünyadan son gelişmelere ilişkin öğrenmemiz gerektiğini düşündükleri haberlerin düzeyi bu. 

Zavallı, habersiz, bilgisiz, cahil bırakılan Türkiye televizyon izleyicisi.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...