18 Mayıs 2018 00:29

Seçimleri TRT değil Youtube kazandıracak

Seçimleri TRT değil Youtube kazandıracak

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hepimizin vergileriyle ayakta duran ve içerik üreten TRT seçimlerde adil ve çok sesli yayıncılık yerine sahibin sesi yayıncılığına devam ededursun, muhalefet partileri alternatif kanallardan halka seslerini duyurmanın farklı yollarını buluyor.

Bu hafta CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin annesi Zekiye Hanım’la telefonda konuşma videosu izlenme ve paylaşım rekoru kırdı. Zekiye Anne pek sevildi, içten ve bizden biri olarak sahiplenildi. HDP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş da eşiyle ilgili haberleri ve açık görüşlerde ondan aldığı mesajları sosyal medyada sesli ve görüntülü olarak paylaşıyor; bu videolar da kamusal alanda çokça izleniyor, paylaşılıyor. Başak Hanım güler yüzü, metaneti, eşine karşı sevgisi ve zeki tavırlarıyla beğeni topluyor. Haksız, hukuksuz bir şekilde hapiste rehin tutulan Selahattin Demirtaş’ın Twitter hesabı da aktif ve 1 milyondan fazla kişi tarafından takip ediliyor. Lakin anneler gününde Demirtaş’ın Twitter sayfasında yazdığı şu satırlar 1 milyondan çok daha fazla kişi tarafından okundu ve paylaşıldı: “Cumhuriyet gazetesinin bugünkü eki, annemle fotoğrafımız ve annemin demeci var diye bana verilmedi. Sanırım annemin sözlerinden etkilenerek benim kendime oy vermemden çekiniliyor. Annem ne demiş acaba? Annelerin mesajından değil, terliğinden korkun bence.”

Demirtaş’a anneler gününde uygulanan bu acımasız sansür, Sözcü gibi HDP alerjisi olan bir gazetenin yazarları dahil, pek çok CHP’li, MHP’li köşe yazarı tarafından eleştirildi ve lanetlendi. Şahsen benim 84 yaşındaki sosyal medya kullanmayan annem bile bu satırlardan haberdar olmuş ve etkilenmişti. İktidar annelerin sözlerine ve hatta görüntülerine bile sansür uyguluyorsa, ortada ciddi bir yanlışlık var demektir. Bu yanlışlık artık ciddi rahatsızlık veriyor ve bu rahatsızlık seçim sonuçlarına yansıyacak gibi. Masum anneler, eşler ve sosyal medya… Bu üç gücün birlikteliği çok dehşetengiz sonuçlar yaratabilir. O terlik nihayet kafaya inecek gibi.

Youtube’u etkili kullanmak

Bu seçim kampanyası döneminde muhalefet adayları sosyal medyayı, ama özellikle de Youtube’u çok daha etkili kullanmalı. Çünkü seçimde TRT’nin tek yanlı propagandası yerine Youtube’da yaratılan içerik çok daha etkili olacak. Çünkü Youtube herkese konvansiyonel (tek sesli) medyayı baypas ederek kendi kanalını kurma ve özgürce içerik üretme şansını veriyor. İnce ve Demirtaş’ın yanı sıra, İyi Parti’nin Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener’in de Youtube’u aktif olarak kullanması da bundan.

Dünyada Youtube’u seçim kampanyalarında etkili olarak kullanan ilk lider Barack Obama’ydı. Obama’nın 2006’da açtığı Youtube hesabından yayımlanan videolar, 2012 seçimlerinde 200 milyondan fazla kişi tarafından izlendi. ABD’de 2008’deki seçimlerine de Facebook seçimleri adı verilmişti. Çünkü Facebook üzerinden paylaşılan seçim manifestoları ve videolar seçimlerin sonucunda etkili olmuştu. Gerçi Facebook şimdilerde dünyanın dört bir yanında seçmenler hakkında topladığı verileri partilere ve devletlere satmakla suçlanıyor, ama yine de bu arkadaşlık zinciri üzerinden paylaşılan seçim propagandası videoları kuşkusuz seçim sonuçlarında az çok etkili olacaktır. Çünkü Facebook Türkiye’de en yaygın kullanılan sosyal medya ağı ve kullanıcılar paylaşımları nedeniyle gözaltına alınıp tutuklanmadıkları sürece, seçim propagandası için en çok gönderi paylaşılan alanlardan biri olamaya devam ediyor. Sosyal medyada yazıp çizdikleri ve paylaştıkları şeyler nedeniyle gözaltına alınıp tutuklanan insanların başına gelenler de muhalefet partilerinin iktidar karşıtı söylemlerini güçlendiriyor: Bu şuursuz gidişata bir dur demek lazım.

Seçim kampanyalarında çok izlenen ve reklam kokmayan videolar üretmek kolay değil ve bu iş için doğru içerik üreticilerle çalışmak çok önemli. Muharrem İnce’nin annesi Zekiye İnce’nin videosu bu anlamda çok doğru ve başarılı bir örnekti. Her şeyden önce, bu video bir hikaye anlatıyordu, samimiydi, abartılı değil, doğaldı ve anne-oğul arasındaki diyaloglar seçmeni kalbinden yakalayacak mesajlar taşıyordu. Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın sosyal medyadan paylaştığı videolarla Demirtaş’ın Twitter paylaşımları da benzer bir doğallığı ve samimiyeti taşıyor.

Oturma odası değil cep telefonu

Eskiden seçmen kime oy vereceğine oturma odalarında izlediği televizyonun karşısında karar verirdi. Bugünün seçmeni ise mobil telefonlarında deneyimlediği mikro zamanlarda oy verme biçimine karar veriyor. Ekonomik gidişat, eğitim, hukuksuzluklar, özgürlük kayıpları ve düşmanca politikalar hakkında üretilmiş bilgi-belge içeren videolar halkın oy verme eğilimini değiştirebiliyor. Öte yandan, liderlerin bir insan olarak portreleri, aile ilişkileri, burada sergiledikleri tutumlar da seçmeni duygusal açıdan etkiliyor.
Sosyal medya ağırlıklı olarak gençler tarafından kullanılıyor diyenler de yanılıyor. Evet, akıllı telefonlar ve bilgisayarlar belli bir yaş grubunun kullandığı medyalar olabilir, ama unutmayın bu gençlerin de aileleri var ve onlar gördüklerini, duyduklarını aileleriyle paylaşıyorlar ve oturma odaları da artık TRT sansüründen muaf Youtube videolarıyla şenleniyor.

Kapı kapı dolaşma yöntemi

Kanımca bu seçimlerde sosyal medya eski seçimlere oranla çok daha büyük rol oynayacak. Ancak seçim sürecinde asıl propaganda günlük hayatta, kulaktan kulağa, yüz yüze sohbetlerle yapılacak. Partilerin Youtube yanında kapı kapı seçmen ziyaretlerini önemsemesi ve AKP’yi her zaman başarıyla kullandığı kendi yöntemiyle ters köşeye yatırması gerekiyor. Özellikle kararsız seçmen sayısının çok olduğu seçim dönemlerinde, seçmene dokunmak, onunla göz göze gelmek ve ona bu şekilde vaatlerini anlatmak en doğrusu. Bunun için ciddi bir emek, kadro ve zaman gerek tabii. AKP bu kapı kapı dolaşma, her mahalleye, her köye, bucağa ulaşma yöntemini yıllarca kullandı ve iyi sonuçlar elde etti. Nitekim Erdoğan geçen seneki bir konuşmasında 2019’da yapılması planlanan seçimlere dair şöyle demişti: “Biliyorsunuz, bizim kapı kapı dolaşma geleneğimiz var. Kapı kapı dolaşmaya da devam edeceğiz. Gerek hanım kardeşlerim, gerek gençler, gerek ana kademe, çok çalışacağız. Üzerimizdeki spekülasyonları, sandıktan cevabını vererek yine yok edeceğiz.”
Kadınlar ve gençlerin kapı kapı dolaşarak siyasal İslamcı partiler için oy istemesi, seçmene vaatlerde bulunması ve hatta onlara masum rüşvetler sunması Tayyip Erdoğan’ı ilk kez belediye başkanı yapan 1994 seçimlerinden beri bir gelenek haline geldi. Bakalım bu seçimlerde bu yöntem  ne kadar işe yarayacak ve bakalım diğer partiler sosyal medya ile bu geleneksel kapı kapı ziyaretlerle iletişim yöntemini ne kadar etkili kullanacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...