16 Şubat 2017 00:15

Beşiktaş ve Bursa'da Demirören'in 'İstenen taraftarları'

Beşiktaş ve Bursa'da Demirören'in 'İstenen taraftarları'

Fotoğraf: Envato

Paylaş

E-bilet adı altında passolig uygulaması başladığından beri statlarda seyirci ortalamaları düzenli olarak düşmeye devam ediyor. 2016-17 sezonunun ilk yarısının verilerine göre, Kasımpaşa, Akhisar, Karabük, Gaziantep, Rize, Başakşehir, Osmanlı, Alanya, Kayseri, Adana yani tam 10 Süper Lig takımının seyirci ortalamaları üç bin kişinin altında kaldı. Üstelik bu takımların ortalamalarını üç büyüklerle yaptıkları maçlar arttırıyor yoksa kendi aralarındaki maçlar sadece yüzlerle ifade edilen seyirciyle buluşabiliyor. 

Zaten yayıncı kuruluşun geç saatlerde verdiği geniş maç özetlerinde, itinayla boş tribünler gösterilmek istenmese de, seslerden tribünlerde inler ile cinlerin top oynadığını anlamak için uzman olmaya gerek yok.

Daha iki hafta önce canlı yayında memleket futbolunun sorunları üzerine iki saate yakın konuşup, anlamlı hiçbir şey söylememeyi başaran Federasyon Başkanı Demirören, passolig uygulamasının başarılı olduğunu ve seyirci ortalamalarının düşmesinin aslında olumlu olduğunu, tribüne gelmeyenlerin “istenmeyen seyirciler” olduğunu bir kez daha vurgulamıştı. Bir kez daha diyorum, çünkü Demirören bu garip argümanı 2014 yılından beri sık sık kullanıyor. Biz de defalarca sormuştuk madem tribünlere gelenler sizin istediğiniz taraftarlar, TFF sitesinde her hafta yayımlanan disiplin kurulu kararlarında, niye hâlâ olumsuz ve kötü tezahürattan dolayı binlerce liralık cezalar kesiyorsunuz? Doğal olarak bir yanıt alamadık.

Geçtiğimiz iki hafta içinde Demirören’in “istenen taraftarları” seviye atladı. 

Kupada Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi hepimizin aklında. Şifresiz kanaldan yayınlandığı için milyonların gözü önünde gerçekleşti olaylar. Bir kez daha altını çizeyim, çünkü renk gözlüğüne göre olayları farklı anlayanlar var. Van Persie mi hatalıydı, Oğuzhan mı yoksa Tosic mi tufaya geldi burada oyunun içinde olanları ve hakem rezaletini tartışmıyorum.

Her şeye rağmen bir futbol maçının salimen oynanması için koyulan kurallardan söz ediyorum. Nedir bunlar dakikalarca sahaya yaralayıcı sert yabancı cisimler atamazsın mesela, böyle bir durumda futbolcuların sağlığı için hakemin maçı durdurması gerekirse tatil etmesi gerekir. Kırmızı kart alan bir oyuncunun oyun sahası kenarında maç seyretmesine izin veremezsin. Bu kural atılan futbolcuyu da korumayı düşünerek konulmuştur. Tosic’in atıldıktan sonra nasıl sinirlendiği nasıl bir adrenalin patlaması yaşadığını hepimiz gördük. Kendine hakim olamayıp kenardan oyuna müdahale etse ne olurdu? Ve daha önemlisi oyun alanına seyircinin girmesi bütün dünyada en ağır cezalardan birini gerektirir.

Peki, birçoğu Demirören Holdingde görevli disiplin kurulunun sözde hukukçuları ne ceza verdi bu ihlallere. Bütün bu olaylara, yabancı madde atılmasına, sahaya 3 seyircinin ayrı ayrı girmesine, Tosic’in oyun sahasının kenarında maçı izlemeye devam etmesine, yedek oyuncuların sahaya dalmasına 1, yanlış okumadınız yazıyla bir maç seyircisiz oynama üstelik o da gelecek sezondaki ilk kupa maçında.

Güzel, demek ki “istenen seyirci” korunuyormuş.

Peki, bir hafta sonra ne oldu?

Bursaspor-Fenerbahçe maçı, daha maç başlamamış. Volkan Demirel kaleye geçmek istiyor ama mümkün değil. Maç başlamadan neden “tahrik” oldularsa artık kale arkasındaki Bursa seyircisi sahaya yabancı madde yağdırıyor. Normal şartlar altında futbolcu sağlığını düşünen bir hakemin maçı başlatmaması gerekir ama memlekette öyle hakem bulmak zor. Güç bela 5 dakika gecikmeyle maç başlıyor. Her korner atışında yabancı madde yağmuru sürüyor, hakem Halil Umut Meler, buna bir çözüm bulacağına madde yağmuru nedeniyle korner noktasından ayrılan Alper’e sarı kart gösteriyor.

Ne güzel değil mi?

Sonra sahaya atlayan bir taraftar neredeyse Volkan Şen’in boğazına sarılıyor. Eh ne de olsa bir hafta önceden mesaj alınmış, ne yaparsan yap 1 maçtan fazla saha kapanmayacak.

Maç bitiyor, sonradan öğreniyoruz ki sahaya atlayan taraftarı akşam Bursaspor yönetiminden bir avukat karakola giderek çıkartmış.
İşte passolig ile temizlenen tribünler, işte Demirören’in “istenen taraftar” profili, artık hakem skandallarını yazmıyorum bile.
İster misiniz şimdi çıkıp passolig olmasaydı daha beter olaylar olurdu desinler?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...