21 Ekim 2016 01:00

Haritadaki noktalar

Haritadaki noktalar

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye’ye kültürel ve coğrafi yakınlığı olan bir bölgeden, Irak’ın Musul’undan yine savaş haberleri duyuyoruz.
Gazeteler yazıyor.
Televizyon kanallarında “sözde” uzmanlar konuşuyor.
Savaşa ilişkin bilgileri oradan buradan okudukları stratejik açıklamalardan ibaret olan gazeteciler Musul’da neler olup bittiğini anlatmaya çalışıyor.
Büyük ekranlara yansıtılan ve üzerinde noktalarla şehirlerin, bölgelerin işaretlendiği haritalar gösteriyorlar. Ellerindeki çubuklarla harita üzerindeki bazı noktalara işaret edip, akıllarınca bize savaş gerçekliğini anlatıyorlar.
Birilerinin önce işgal ettiği, sonra başka birilerinin o işgalcilerle savaşarak ele geçirdiği, şimdi de ilk işgalcilerin yeniden o ele geçirilmiş yeri ele geçirenlerden geri alacakları söylenen şehirlerden bahsediliyor.
Haberlerde ve yorumlarda kullanılan dil son derece militer ve soğuk.Amerika, İngiltere, onların müttefikleri, Irak ve Peşmergelerden bahsediliyor. Peşmergelerin Kürtler olduğu bilgisi bizim basında yok, dış basındaki haberlerde var. Bir de bu güçlerin karşısında İŞİD, İS, veya DAEŞ, ne diyeceksek bir türlü karar veremediğimiz “düşman” var. Bunlar savaşıyor. Müttefikler Musul’u İslam Devleti “canavarından” geri almak için kapıya dayanmış… Savaşın maliyeti şu kadar olacakmış… Destek birlikleri… Dağınık birlikler…Tanklar…Uçaklar… İngiliz ve Amerikalılar tarafından eğitilmiş olan askerler. Bunlardan söz ediliyor haberlerde. Sonra yine haritalar çıkıyor ortaya. Musul, Başika, Erbil, Kerkük…Bu şehirlerden bahsediliyor haberlerde. Türk ordusuna bağlı askerlerin Başika’da olduğu, Iraklı askerleri eğittiği anlatılıyor. Bizim medya değil, ama dış dünyadan yayın yapan medya “Türk askerinin Başika’da işi ne?” diye soruyor. Haritaların derinlerinde kaybolduğumuzdan yanıtı duyamıyoruz bile. Ülke gündemi zaten seçilmek mi, atanmak mı daha demokratik bir yöntemdir, onu tartışmakla dolu. Dibimizde yaşanmakta olan bir savaşın, içinde olsak da olmasak da ülkemize muhtemel getirileri konusunda bilgi sahibi değiliz. Daha kötüsü, bilgi sahibi olmak gibi bir isteğimiz de yok. Başına gelebilecek felaketlerden bu derece bihaber bir ulus az bulunur; bu ulusu doğru dürüst haberden mahrum bırakan basın da.  
Kifayetsiz bilgiyle gazetecilik yapıldığını sanan Türkiye medyası sayesinde, Musul’da gerçekten neler olup bittiğini, sonuç ne olursa olsun yaşadığımız ülkeye çıkartılacak faturayı bilmeden bir savaşın daha varlığından sadece haberdarız. Ama olan biteni sadece bir bilgisayar oyununu izler gibi soğuk, mesafeli ve bağlar kurmadan izlemeye devam ediyoruz. Belki de kim kazanacak, onu merak ediyoruz. Öyle ya, her savaşın bir kazananı olmalı. Peki ya kaybedenler? Sınırımızın az ötesinde, çok kalabalık bir meskûn alanda devam eden bu savaşın sivil kurbanlarını da, bu savaş oyununda rol alan kurgu karakterler olarak düşünüyoruz. İnsan hayatlarını kurtarmak için yapıldığı iddia edilen bir operasyonu haritadaki noktalara bakarak anlamaya çalışırsak başka ne olabilir ki? Oysa insan hayatları haritadaki noktalardan ibaret değildir. Savaşta ilk kurban hep hakikat olduğu gibi, en büyük zararı görenler de hep masum sivillerdir. Oysa Irak ve Suriye gibi ülkelerde yaşayan insanların hayatları, onları kurtaracakları iddiasındaki Batılılar için çoğunlukla tam da o haritalardaki noktalardan ibaret.  
Savaşta iki arada kalan siviller sorulduğunda, İngiltere Savunma Bakanı bir açıklamayı yapmış: “Kuşkusuz sivil kayıplar olacaktır,” demiş. Ne kadar kolay, nasıl da dirençsiz dökülüyor kelimeler ağızlardan. Suriye, Irak, Yemen söz konusu olduğunda “kayıpları kuşkusuz olan” insan kategorisi hep o noktalardan, virgüllerden, ibaret. Kuşkusuz siviller ölecek. Kimisi iki ateş arasında, kimi kaçmaya çalışırken. Can havliyle savaştan kaçmaya çalışan siviller bazen IŞİD askerleri bazen de Irak ordusuna bağlı askerler tarafından öldürülüyormuş. Uluslararası Af Örgütü’nün hazırladığı 71 sayfalık raporda anlatılıyor. O insanların yaşadıkları bunca acı yetmezmiş gibi, şimdi de bir kez daha savaştan kaçmaya şiddet, taciz, tecavüz ve işkencelere maruz kalıyorlar. Biz ise savaş oyununu o soğuk ekranlardan izlemeye devam ediyoruz.
İnsan hayatlarını haritadaki noktalardan ibaret olarak gördüğümüz sürece, haberci taklidi yapanlar bize sadece grafik ve rakamlarla savaşı anlatmaya devam edecek. Ta ki bir gün biz de o noktalardan biri haline gelene kadar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...