500 bin dolarlık gazeteci

Liberal gazeteciliğin çok gelişmiş olduğu ABD’de ticari medya son 10-15 yıldır ciddi sorunlar yaşıyor. Günümüzde haber içeriğinden para kazanmak giderek güçleşirken, bağımsız gazeteciler için durum daha zorlaşıyor. Amerika’da, bağımsız gazeteciler ve internet siteleri, değil büyük medya gruplarından, kendi zengin babalarından bile destek alamıyor. Yaşamak ve alternatif haber üretmek için okurlarından kuruşla hibe/destek toplamaya çalıştıkları yetmezmiş gibi, mesela Glenn Greenwald gibi büyük devlet suçlarını ortaya çıkartan araştırmacı gazeteciler sürgünde yaşamaya mahkum bırakılıyor; bir paralı Amerikalı da çıkıp “Gel sana destek olalım, bağımsız gazetecilik yap” demiyor.    
Meramım ABD’deki gazeteciliği anlatmak değil, ama Amerikan medya gruplarının Türk internet medyasına yatırım yapmak istediğine ilişkin duyumlar var, o nedenle az çok konu hakkında bir giriş yapmak gereğini hissettim.
Gazetecilik akademisyeniyim, yıllarca gazetecilik yaptım, dünyada gazetecilik pratiklerini ve medya sahiplik yapılarını izlerim, Amerikalı medya devlerinin Türkiye’deki herhangi bir internet sitesine yüz binlerce dolarlık yatırım yapmak isteyeceğine 40 yıl düşünsem inanmazdım. Ama bu olmuş. Şaka değil. Ben 50 yaşımda, bir yaşıma daha girdim.
Ülkemizde Said Sefa isimli bir gazeteci var. Herkes tanımıyor; çünkü büyük bir gazetecilik başarısı yok. Ama entelektüel çevrelerde son birkaç yıldır adı duyulan bir medya girişimcisi bu kişi. Ben bu gazetecinin ismini ilk kez 17-25 Aralık sürecinden sonra duydum. Meğer yıllardır bu ülkede gazetecilik yaparmış, ben bilmiyorum. AKP-Cemaat dalaşından sonra bu kişi Haberdar.com adında bir site kurdu. Bu sitede Ahmet Altan gibi bazı eski Taraf yazar çizeri yanında, sol tandanslısından liberaline, çok değişik çevrelerden insanlar köşe yazıları yazmaya başladı.
Böyle aniden bir şey söylediğinde, yazdığında dikkat edilen gazeteciler belli bir medyada toplanınca insan merak ediyor. Ben de kimdir bu sitenin sahibi, necidir, kimlerdendir, nasıl oluyor da bu yazarları bir araya topluyor, yazarlara para ödüyor mu, ödüyorsa nereden buluyor bu parayı gibi sorular sorduğumu hatırlıyorum. Hatta azıcık araştırdım, karşıma hep “le Jemaat” bağlantısı iddiası çıktığı için, özellikle bu siteye yazı veren solcu arkadaşlara “Yahu, emin misiniz bu adamın kim olduğundan?” diye sorduğumu bile hatırlıyorum. “Çok düzgün adam. Evini arabasını satıp bu işe girdi; bağımsız gazeteci” gibi yanıtlar aldım.
Efendim, meğerse Said Sefa’nın sessiz sedasız çıkardığı Haberdar.com sitesine ABD’li medya grupları (evet, çoğul) 500 bin dolar destek teklif etmişler. Bu site o derece önemliymiş, o derece önemliymiş ki, hatta sadece 500 bin dolar değil, bir insanın aklının havsalasının almayacağı miktarlarda para teklifleriyle kapısına dayanmışlar Said Sefa’nın. Şimdi, normal şartlar altında herhangi bir Amerikalı yatırımcının Türkiye’de, Türkler için, Türkçe içerik üreten bir haber sitesine 5 lira bile vermeyeceğini tahmin edersiniz. Ama Haberdar.com’u “yakından izlediklerini” ve “çok takdir ettiklerini” belirten bu ABD’li medya grupları sıraya girip Said Sefa’nın kendilerine izin vermesi için yalvarmışlar. Saçmalığın dik alası.
Bu para gerçekten teklif edildi mi? Neden teklif edildi. Alındı mı? Alındıysa nereye kullanıldı bilmiyoruz. Said Sefa bu teklifleri reddettiğini ve bağımsızlığını korumak için bir lokma bir hırka yazarlarına para ödemek için elinde ne var ne yok sattığını söylüyor.
Said Sefa enteresan bir kişilik olarak son dönemde ortaya çıktı. 15 Temmuz sonrasında bu Said Sefa isimli gazetecinin Twitter’daki Fuat Avni fenomenini başlatan kişi olduğu iddia edildi. Fuat Avni’yi yakalama operasyonu kapsamında 22 Temmuz’da Said Sefa’nın evini polis bastı, Haberdar.com editörleri sorgulandı. Said Sefa’nın 19 Temmuz’da arkadaşlarına “Ben kaçıyorum, siz de kaçın, bir süre ortalarda görünmeyin” diyerek sırra kadem bastığı Haberdar.com editörleri tarafından anlatıldı. Şu anda nerede olduğu bilinmiyor.
Sosyal medyada bu ABD’li medya gruplarının Haberdar.com’a “500 bin dolar ve üzeri” ilgisi ortaya döküldüğünde, Said Sefa’ya ben de iki üç soru sordum.
1- Amerikalı medya grupları (Hangileri olduğu meçhul) Türkiye’de henüz kurulmuş bir internet sitesine neden 500 bin dolar yatırım yapmak ister?
2- Bu Amerikalı medya grupları Haberdar.com’u yakından takip ettiklerini söylemişler. Bu insanlar Türkçe mi biliyor? Siteyi nasıl takip ediyor ve ona yatırım yapacak kadar içeriğine hayran oluyorlar?
3- Türkiye’de bir web sitesine yatırım yapmak isteyen bu ABD’li medya devleri kimler?
4- Son olarak, kendisine sormadığım, ama aslında en önemli olduğunu düşündüğüm şey: Acaba bu haberdar.com sitesi (veya Said Sefa’nın kendisi), ABD’li medya devlerinin en az 500 bin dolar yatırım yapacakları hangi büyük gazetecilik başarısına imza atmış?  
Said Sefa kendisi de bir gazeteci olarak bu soruları sormuş olmalı diye düşünerek sorularımı sosyal medya hesabından kendisine direkt yönelttim. Henüz bir yanıt alabilmiş değilim.
Bu işte bir iş var. Ya Said Sefa yalan söylüyor, ya da benim dünya gazetecilik trendleri ve içerikten para kazanma yöntemlerine ilişkin gelişmelerde atladığım bir şeyler var. Ülkemizde iyi-kötü gazetecilik, bağımlı-bağımsız gazetecilik, yandaş-muhalif gazetecilik gibi kavramların da içi boşaltıldı ve bunlar yeniden tarif edilir oldu. Pek çok değerli gazeteci ve yazarın da bu anlam karmaşasında nerede duracaklarını şaşırdıkları, yanlışlar yaptıkları bir süreçten geçiyoruz. ABD’li medya devleri de anlaşılan bu karışık ortama az da olsa neşe katmaya çalışıyorlar. Herkese hayırlı işler diyelim.