Terör karşısında Almanya, ABD ve biz
Geçen hafta sonunda, 19 mart cumartesi günü öğleden önce, bir canlı bombanın Taksim tarafında ve Alman Başkonsolosluğu’na yakın bir yerde patlaması olayını televizyondan öğrenince çok şaşırdım. Çünkü Almanya, olaydan iki gün önce, yani perşembe günü, Ankara ve İstanbul’daki temsilciliklerini saldırı tehdidi uyarısıyla kapatmıştı. İstanbul’daki Alman Lisesi de eğitime ara verdiğini velilere SMS mesajıyla iletmişti. İstanbul’daki Alman Başkonsolosluğu ise kentteki Alman yurttaşlarının konsolosluk çevresine, hatta Beyoğlu’na pek yaklaşmamasını istemişti. Bütün bunları düşününce heyecanlanarak cumartesi günü kaleme sarılıp bu yazıyı yazdım.
Peki bu Alman yetkililer müneccim mi? Patlamadan iki gün önce Başkonsolosluğu’nun kapısına “Almanya Başkonsolosluğu tedbir amacıyla kapalıdır” yazısını neden asmıştı? Yurttaşlarımızı velveleye vermek için mi? O günlerde Almanya’nın Dışişleri Bakanı Bay Steinmeier Berlin’de yaptığı açıklamada, “Saldırı ihtimaline yönelik somut bilgiler vardı” demiş ve eklemişti: “Dün akşam güvenlik birimlerimize, Türkiye’deki Alman temsilciliklerine yönelik saldırı ihtimali konusunda somut ve ciddiye alınması gereken bilgiler ulaştı. Bunun üzerine Ankara’daki Büyükelçilik, İstanbul’daki Başkonsolosluk ve iki kentteki Alman okullarının kapatılması kararını verdim. Bu gerekli bir önlemdi. Çünkü Alman vatandaşlarının ve çalışan insanların korunması öncelik taşıyor.”
İstanbul Valiliği ise aynı gün bir açıklama yayımlamıştı. Gazetelere göre, güvenlik birimleriyle irtibata geçilmeden yapılan açıklamaları eleştiren Valilik, şu görüşü ileri sürmüştü: “Ülkemizde bulunan bazı yabancı ülke temsilciliklerinin ‘teyide muhtaç duyumlarına’ dayalı olarak ve yetkili kurumlarla irtibata geçmeden tedbirler geliştirmeye çalıştığı ve kamuoyumuzu olumsuz etkileyebilecek tasarruflarda bulunduğu görülmektedir. Halkımızın sadece yetkili mercilerin yapacağı resmî açıklamalara itibar etmesini, kaynağı ve amacı kuşkulu sansasyonel ve gayri ciddi haber ve söylentileri dikkate almamalarını kamuoyuna saygı ile duyururuz.”
Valiliğin, son aylarda karşılaştığımız terör olayları dolayısıyla kamuoyunda oluşan ve yaygınlaşan tedirginliğe karşı halkımızı yüreklendirmeye çalışması yerindedir. Ancak, terör saldırıları karşısında, ABD ve Almanya gibi istihbaratı güçlü devletlerin uyarılarını dikkate almak gerektiği de açıktır. Örneğin 13 Mart 2006 günündeki Ankara saldırısı öncesinde ABD elçiliği, vatandaşlarını uyarmıştı. Aynı şekilde Alman Dışişleri Bakanı da İstanbul’daki 19 Mart saldırısı öncesinde önlemler aldı.
Biz ise hep olduğu gibi, saldırılarda hayatını kaybeden yurttaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara ise acil şifalar dileyen klişe sözleri yinelemekle kalıyoruz.
Evrensel'i Takip Et