11 Mart 2016 00:58

Neden üzülemiyoruz?

Neden üzülemiyoruz?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Zaman gazetesine kayyum atanmasına ilkesel olarak karşı çıkıyoruz. Yapılan büyük bir yanlış, iktisadi suikast  ve politik hata. 

Ama Zaman gazetesinin başına gelen bu felaketle manevi bir yakınlık da kuramıyoruz.  Onlar için gönül rahatlığıyla üzülemiyoruz.  

Bu gönül rahatlığıyla üzülememe haline yol açan bazı nedenlerimiz var: 

Zaman gazetesi ve onun ideolojik olarak bağlı olduğu Gülen Cemaati, bu ülkede bugün kendi başlarına gelen siyasi suikastlar zincirinin kitabını yazdılar. 

Bugüne kadar pek çok gazete ve gazeteciyi töhmet altında bırakan, işlerini ya da mal varlıklarını kaybetmelerine neden olan siyasi, iktisadi, polisiye, adli süreçlerde ideolojik aygıt olarak rol oynadılar. 
Suçsuz insanların hapse atılmasını destekleyen, onları suçlu gibi gösteren yalan haberler yaptılar. 
Ülkede belli bir çıkar grubunun devletin hemen her kademesinde etkili olması ve kendi yandaşlarını kayırarak politik/bürokratik kıyam yapmasına zemin hazırladılar. 

Çok masum insana acı çektirdiler. 

Hiçbirine acımadılar. 

Acımadıkları için kendilerinden utanmadılar. 

En çok izlenen televizyon kanallarında her gece millete yalan söylediler. Masum insanlara kumpas kurdular. Bu kumpasları medyaları aracılığıyla hakikatmiş gibi halka aktardılar. 

Bugün ise, kendileri bir kumpasın kurbanı. 

O şimdi acı çeker oldu. 

Acı, yas, felaket, haksızlık, doğru, yanlış gibi kavramlar bizden olan/olmayan ikileminde farklı anlamlar kazanmaz. Zaman için ise öyleydi. Kendilerinden olan haklıydı. Kendilerinden olmayan ise her türlü kötülüğe müstahaktı. Bu büyük bir ilkesizlik ve fenalıktı. Bu ilkesizlik ve değersizlik din ve inanç kisvesi altında sunulunca ülkenin ve toplumun tüm değerler sistemini bozdu. 

Ben olaya ilkesel bakıyorum. Cemaat gazetesi Zaman’ın başına gelen ticari suikastı tasvip etmiyorum. Diğer basın kurumlarının, mesela geçmişte Uzanların, Doğan Grubunun, Odatv’nin başına musallat edilen haksız davalarda olduğu gibi. Bir haksızlığa teknik ve ilkesel olarak karşı çıkmak, bizi siyasal ve kültürel olarak o haksızlığa maruz kalanla aynı ideolojik veya manevi düzleme oturtmaz. 

Zaman gazetesi ve Feza Yayın grubuna (Gülen Cemaati) bağlı herhangi bir yayın organının sansürlenmesi, kapatılması, ekonomik olarak çökertilmesi veya işleyemez hale getirilmesi Türkiye’yi daha demokratik bir ülke yapmayacağı gibi, tam tersine, içinde bulunduğumuz pislik çukurunun ne derece derin olduğunu göstermekten başka işe yaramaz. 

Lakin, zamanında bu pislik çukurunu çok derin kazanlardan biri olmaları hasebiyle, Zamancıların başına gelenin de “Kötülük yap kötülük bul” atasözünü hatırlattığını görüyoruz. 

İşte bu yüzden, kötülüğe maruz kaldıklarını görüyoruz, olan bitene elbette karşı çıkıyoruz, “olmamalı” diyoruz, ama itiraf edelim, onlar için gönül rahatlığıyla üzülemiyoruz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa