22 Aralık 2015 00:50

Tek cümle

Tek cümle

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İlber Ortaylı’yı 1960’lı yılların ortalarından başlayarak tanırım ve uzaktan da olsa izlerim. ’68 kuşağının en bilgili, donanımlı gençlerindendi. Henüz yirmi yaşındayken benim de ara sıra yazdığım Yön dergisinde yazılar yayımlardı. Doğan Avcıoğlu onun için, “Siyasetçi olursa Türkiye’de çok şeyi değiştirir, bilim adamı olursa bütün dünyada saygın bir yer edinir” derdi. 

Ben, Ortaylı kadar öğrenme tutkusuna sahip bir insana rastlamadım. Üstelik, öğrendiğini belleğine öyle bir düzenle yerleştirir ve gerektiğinde o bilgiyi belleğinden öyle olgun biçimde, bir kitap paragrafı gibi çıkarıp kullanır ki, böyle üstün bir belleği ben yalnızca, çaldığı piyano eserlerinin toplam tuşe sayısının dört milyon dolayında olduğu 16 yaşındaki bir piyanistimizde gördüm. Hemen belirteyim: Bellek üstünlüğünde asıl aranan, nicelikten çok, niteliktir, anlamdır. Çağımızın en üstün bilgisayarları, bilginin derinindeki teori değerini ve sanatsal anlatımın derinindeki anlamı ayırt edemez.

Geçenlerde, gecenin geç vakitlerine kadar uzayan bir televizyon programında İlber Ortaylı ile değerli bir bilim adamı (jeolog) olan Celâl Şengör’ün konuşmalarını izledim. Ortaylı, konu kapsamında sergilediği bilgilerden çıkarılması gereken sonuçları ayrı bir özenle belirtiyor, Şengör ise bildiklerini coşkuyla söylüyor, ama o sözlerden ne gibi bir sonuç çıkarılacağını umursamıyordu. Bana öyle geldi ki, cerbezeli bir aydın görünümündeki Şengör’ün yarattığı gerilimli hava olmasa, onu televizyon programlarına çağıran pek çıkmaz. Çünkü televizyonda izlediğim kadarıyla Şengör, bilginin derinindeki anlama önem veren bir konuşmacı değildi. Ondan alıntılayacağım tek bir cümle, bu gerçeği ortaya koymaya yeter:

Sayın Şengör, konuşmasının bir yerinde “Sosyalist düşüncenin dogmatik” olduğunu söyledi. Oysa doğru olan, bu yargının tam tersidir. Dogmatizmin karşısında olan tek teorik ve ideolojik kavrayış, sosyalizmin özü sayılan diyalektik mantıkta yer alır: Sosyalist teori, gerçekliği yansıtan yöntemin ancak TEZ ve ANTİTEZ karşıtlığından doğan SENTEZ olduğunu belirtir. Ve kullandığı bu mantık yöntemiyle dogmatizmin sadece TEZ’den oluşan ısrarcılığını boşa çıkarır.

Bay Celâl Şengör hakkında benim yargıda bulunmama gerek yok: O, yukarıdaki tek cümleyle kendini tanıttı.  

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...