18 Şubat 2015 00:52

Her şey

Her şey

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Her şey ziyadesiyle birbirine bağlı. Bunu derken 21. Yüzyılda diyalektiği yeniden keşfetmeyi ummuyorum. Sadece olup bitene dair gözlemimi söylüyorum.

Düğümün en sonu. En korkunç son hem de. Olabilecek en feci şiddet, işkence ve tecavüz içeren bir vahşetle 20 yaşındaki Özgecan öldürülüyor. Öldürenler, bu şiddeti algılayanlar, lafı dolandırarak da olsa kadına karşı şiddeti savunanlar için sıradan bir cinayet. Çünkü daha önce 3-5-15-30-50-70-80 yaşlarındaki kadınların cinayetine de kulp taktılar. Alışkın ve soğukkanlılar. Sözleri, cinayet mahallindeki izleri temizleyen özel deterjanlar kadar uzmanlaşmış.

Toplumun büyük çoğunluğu için ise tüyler ürpertici bir soğuklukta bir vahşet bu. Dolmuşa binen bir kadının vahşice katledilmesi. Hiçbir şeyden doğan kara, kahredici, pis bir şiddet. Bugünden sonra ne söylesek, o şiddete bulanmış olacak. Erkekliğini kadınları yutarak ispat etmeye çalışan dünya, artık asla Özgecan’ın başına hiçbir şey gelmemişçesine dönemeyecek. 

Bu köşenin bahsi spor. Spor, kadınlara dünyanın geri kalanından daha mı az şiddet uyguluyor? Tribünlere giren kadınların uğradığı sözlü ve fiziksel taciz, tribün dışından daha mı az? Kadınları hapsetmekten, şiddeti normal kabul etmekten başka bir işe yaramayacak pembe otobüs tasarıları, Futbol Federasyonunun “Sadece kadın ve çocukların izleyebildiği maç” cezalarıyla hayata geçmedi mi? Taraftar grupları pankartında, tezahüratında kadın vücuduna saldırmadı mı?  Kadınlar, kazanma odaklı spor yüzünden ilaçlarla, hormonlarla erkekleştirilmiyor mu? Aynı branşın kadın dalındaki sporcu erkek meslektaşından (genelde) daha az kazanmıyor mu? Sporun hangi anında kadın hakkından söz edebilmişiz ki, sokakta edebilelim. Spordaki ayrımcılık, sokaktaki ayrımcılıktan ayrı düşünülebilir mi? Pembe otobüs ile cezalı takımın maçını sadece kadınların izlemesi aynı bağnazlığın tasarımı değil mi? 

Özgecan’ın ardından tüm ülkede oluşan bilinci küçümsememek lazım. Bu duyarlılık, bir çok ayrımcılığa set çekebilecekbir anlayış inşa edecek kadar güçlü. Hatta tribünlere, sahalara, salonlara da yansıdı bu hassasiyet. Bu hafta müsabakası olan çoğu takım ve taraftarları pankartları, çiçekleri, saygı duruşları, marşlarıyla andı Özgecan’ı. Ancak bu tepkilerin çoğu yine erkek dilinden, şiddetten sıyrılamadı.Nasıl ki siyasiler kadına şiddet üzerinden idamı geri getirmeye çabaladıysa, tribünler de katillere tepki gösterirken kadınların karşı çıkacağı başka söylemler üretti. Muhalif grupların Özgecan için yaptığı pankartlar stada alınmazken, katiller idam edilsin pankartlarıyla şiddet savunulabildi. Kadınların karşı çıktığı erkek eksenli dünya tribünde “Kadınlar Allah’ın size emanetidir” pankartıyla canlandırıldı.

Tribünlere kadınları ve toplumun duyarlı kesimlerini daha çok çekmenin önü e-bilet uygulamasıyla kesilmişti zaten. Herşey birbirine buradan da bağlıydı. E-bilet, fişleme demekti. Polis şiddetine dayanaktı. Havadan alınan bir ranttı. Yolsuzluk suçlamalarında adı geçen bir bankanın ihalesiz aldığı bir işti. Şiddet ve ayrımcılığa karşı duran insanların alamayacağı kadar antipatik bir hikayeydi. 
Tribünlere girenler arasında birkaç ay önce Münevver Karabulut’un katili Cem Gariboğlu’ya selam gönderen pankartlar hazırlayanlar, Hrant Dink’in katillerine öykünenler, asanlar, kesenler, koyanlar, geçirenler, şiddet yanlıları, ayrımcılar çoğunluğu ele geçirdi. Sistem tribün gruplarının renkli, duyarlı ve öncü bir toplumsal güç olmasını engelledi. Kendi milliyetçi muhafazakar gruplarını yoktan var etti, olanları güçlendirdi. 

Sokaktaki ayrımcılık, kadının sporda kendisini var edemeyişiyle ilişkili. Spordaki şiddet ve ayrımcılık, toplumdakiyle göbekten bağlı. Tribünde üretilen sığ tepki, duyarlı grupların e-bilet aracılığıyla statlardan uzaklaştırılmasıyla bağlı. Özgecan’ın katilleri toplumdaki yoz, muhafazakar kurgudan destek görüyor. Adaletsizlik ve cezasızlıktan besleniyor. Dertlerimiz küçük ve münferit dertlerimiz değil. Her şey birbiriyle fazlasıyla ilişkili ve hepsi topyekün bir karşı duruşu hak ediyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...