26 Eylül 2014 00:09

Yavaş gazetecilik

Yavaş gazetecilik

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Habercilikte hep tartışılan bir konu var: Gazetecilik yaparken harcadığımız zaman, ürettiğimiz haberin kalitesini etkiler mi?
Hızın ve el çabukluğunun her şeyden önemli kılındığı, 7/24 haberciliğin tüm medya atmosferine hakim olduğu bir çağda,  haber için biraz daha fazla zaman ayırmak, araştırma yapmak, birkaç tanıkla daha konuşmak, farklı görüş alacağız diye ulaşılması zor kaynakları zorlamak manalı bir eylem mi?
Bu çaba, sonuçta, daha yüksek kaliteli ve güvenilir gazeteciliğe yol açacaksa neden olmasın.
Geçmişte Reuters, the Guardian gibi kurumlarda muhabirlik yapmış ve halen İngiltere’de gazetecilik akademisyeni olan Susan Greenberg 2007’de “yavaş gazetecilik”diye bir kavram atmıştı ortaya. Greenberg, açıkça haber üretiminde harcanan daha uzun zamanın daha kaliteli, daha iyi araştırılmış ve etik standartları ihlal etmeyen işlere olanak tanıdığını savunuyordu. Aynı hamburger-patatesten oluşan hızlı (kötü ve pis) yemekle, bizim mutfakta saatler harcayarak hazırladığı yavaş (temiz-iyi-makul) yemek arasındaki fark gibi… Bilen bilir, gazetecilik dilinde haber merkezlerine de “mutfak” denir zaten.
İşte aynı hızlı yemek gibi, hızlı haber de güvenilmez, anlık, besleyiciliği tartışmalı ve sonuçta bünyeye zararlı olabilecek bir şey. Dünya üzerinde olmakta olan olayların çok hızlı, çok tek taraflı, çok üstü kapalı, detaylandırılmadan, çok az sayıda kaynağa dayandırılarak kamusal alana yayılması hız çağının gereğiymiş gibi sunuluyor. Oysa her gün çok sayıda doğrulanmamış, yeterince araştırılmamış haberin kamusal alana yayılması ciddi sorunlar yaratıyor. Gerçeklerin üstü hızla kapatılıyor, insanlar olmakta olan olaylara ilişkin doğru bilgi edinemiyor, eksik ve yanlı habercilik nedeniyle pek çok mağdur, bir kez de gazeteciler tarafından mağdur ediliyor. Bunu bilerek yapanlar var, bilmeden, tembellikten ya da rekabetten dolayı yapanlar var. Kamunun dikkatini dağıtan, hakiki gerçeğe ulaşmasını engelleyen bu şuursuz habercilik pratiği gazeteciliğin hem üretim, hem de tüketim aşamasını problematik hale getiriyor. Bir yandan gazeteciliğe güven gerilerken, parayla satılan gazetecilik ürünlerine talep azalıyor. Onun yerine, daha şeffaf, daha katılımcı, daha etik, daha rekabetsiz, daha kâr amacı gütmeyen ama habere derinlemesine bakan, araştırılmış, soruşturulmuş, detaylandırılmış, yurttaş katılımına açık bilgiye olan talep artıyor.
Susan Greenberg’in “yavaş haber” kavramına blogcular, medya eleştirmenleri ve bazı akademisyenler destek vermişti. Gazetecilik yaparken harcadığımız zaman önemlidir. Hız her şey değildir. Bu yavaş gazetecilik meselesi önemlidir, demişlerdi.
Geçenlerde uluslararası akademik yayınlar arasında ayrıcalıklı bir yeri olan “Gazetecilik Pratiği” adlı dergiden bir çağrı geldi. Yeni sayılarında “yavaş gazetecilik” kavramını konu edeceklermiş. Yavaş gazetecilik acaba gittikçe daha çok güvenilmez hale gelen habercilik mesleğine olan güveni yükseltir mi? Yavaş gazetecilik hızlı gazeteciliğin alternatifi mi? Yavaş gazetecilik eski değerlere dönüş mü? Haber tüketicisinin derinlemesine araştırılmış, şeffaf, çok kaynaktan beslenen, devlet değil kamu odaklı habere talebi var mı? Dijital haberciliğin ve sosyal medyanın kısa-öz anlatımına dayalı medya atmosferinde, edebi, uzun haber anlatıları okunur mu? Gazetecilik akademisyenleri bunlara kafa yoracak, vaka çalışmalarını anlatacak, karşılaştırmalı analizler yapacaklar.
En sıradan bir haberi bile hazırlarken yapıp ettiğimiz şeyler, içerikte kullandığımız olgular ve sayılar, konuştuğumuz kaynakların konuyla ilgisi ve uzmanlığı, haberin çok yönlü ve derinlemesine araştırılmış olması o haberin kalitesini belirgin şekilde etkiler. Bu anlamda, habercilikte harcanan zamanın tartışmaya açılmasını çok önemli bir çaba olarak görüyorum. Hele de Türkiye gibi doğrulanmayan bilgilerin her dakika farklı medyalardan kamusal alana yayıldığı bir ülkede bu çabanın daha da anlamlı olacağını düşünüyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...