15 Ağustos 2014 00:37

Anketçilerin at yarışı bitti sıra araştırmacılarda

Anketçilerin at yarışı bitti sıra araştırmacılarda

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bir süredir ülke gündemi cumhurbaşkanlığı seçimine endekslendiği için, kendilerine kamuoyu araştırmacısı diyen bazı anketçiler haber içeriklerinde popüler oldu. Ülkemiz basınında deprem olunca yer bilimciler, ekonomik dalgalanma olunca ekonomistler, dış ilişkilerde sorun yaşanınca emekli büyükelçiler, iç sorunlar depreşince strateji uzmanları, seçimler olunca da kamuoyu araştırma şirketlerinin temsilcileri kanal-kanal dolaşırlar. Bir rüzgardır bu ve gelir, geçer. Her seçim dönemi birçok tahmin ve teori üretilir. Çoğu da temelsizdir bunların. Bir araştırmacı çıkıp 6 ay önceki sonuç ne ise şimdi de aynısı çıkacak, bu hep böyledir diye ahkam keser, kimse de o halde son 6 aydır neden araştırma yapıyorsun diye sormaz? Sonuç telaşı ve merakı her şeyin önüne geçer. Araştırma şirketleri seçim-toto oyununun içinde kaybolur gider. İletişimci diliyle söylersek sanki bir “at yarışı” vardır ortada. Hangi at başı çekecek? Hangi at geride kalacak? Gazeteciler ve anket şirketleri bir araya gelmiş, altılı ganyan oynamaktadırlar adeta.
Son seçim dönemine de kamuoyu araştırması yapma iddiasındaki bazı şirketlerin ve medyanın “güdümlü” ve “desteksiz atışları” damga vurdu. Seçim yasakları başlamış olmasına rağmen “Erdoğan yüzde 57 oy alacak” diye anket sonucu açıklayanlardan tutun da, bulgularının hiçbirine güvenilmez olduğu anlaşılan şirketlere kadar, sektör ciddi bir darbe aldı.
Uzun yıllardır pazar araştırmaları ve sosyal araştırmalar sektöründe çalışmış deneyimli bir arkadaşımla konuştum. Bana sektörün içinden bilgi vermesini istedim. Söyledikleri çok önemli ve dikkate alınması gereken şeyler. Bakın neler anlattı:
“Bu seçim dönemi de gösterdi ki sektörümüz ikiye ayrılmakta:
1- Anketçiler
2- Araştırmacılar
Anketçi sözüne alerjim olmasına rağmen artık böyle bir sektörün varlığını kabul etmiş bulunmaktayım. Seçim dönemlerinde popüler ve gözde olan araştırmacılar değil, anketçilerdir.
Peki, anketçi ile araştırmacı arasındaki fark nedir?
Anketçi doğrudan sonuca odaklanır. Merak ettiği tek şey kimin ne kadar oy alacağıdır. Eğer doğru bir örneklem seçmiş ve ülke konjonktürü açısından da şansı yaver gitmişse, sonucu doğru bulur. Seçim biter bitmez hemen bir sidik yarışı başlar. Ben daha doğru bildim o bilemedi ve benzeri söz düelloları alır başını gider. Herkes kendi sonucunu doğru göstermek için yeni teorik yaklaşımlar üretir. Bu yarışta hata payları bile hatalı hesaplanır! Algılarla alay edilir. Oysa ülkemizde herkes kendi çapında anketçidir. Yarışma programlarında halkımızın yüzde bilmem kaçı bu soruya ne demiştir diye sorular sorulur. Tartışma programlarında SMS ile anketler düzenlenip, yaptığımız ankete göre halkımız şu konuda böyle düşünüyor diye sonuçlar açıklanır. TV’de kanal kanal dolaşıp sonuç yarıştıran anketçilerin de kanımca bundan bir farkı yok. Araştırmacı için ise, seçim sonucu,araştırmasının sadece parametrelerinden biridir ve asla tek ve en önemli parametresi değildir. Araştırmacı zaten seçim sonucunu söyleyemez, ancak araştırmayı yaptığı anın fotoğrafını çeker ve ileriye dönük projeksiyon yapabilir. Araştırmacı için; ‘‘Ne? Ne zaman? Nerede? Nasıl? Neden? Kim?” sorularının yanıtını aramak çok daha önemlidir. Bilimsel yöntemleri kullanarak bu soruların peşine düşen ve yanıtlarını arayan kişiye araştırmacı denir. Anket, bu soruların yanıtını bulmak için araştırmacının kullandığı yöntemlerden birisidir.Bu ayrım artık çok net benim için ve bu nedenle artık anketçi sözüne de kızmıyorum hatta hoşlanmaya bile başladım. Başka türlü ayrışamıyordu araştırmacılar... Ama popüler kültür ve reyting canavarı medya organları için anketçiler daha cazip.”
Haksız mı? Nitekim cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, basında çıkan anket şirketlerinin isabetli tahminler yapamadığına yönelik haberlere ilişkin Türkiye Araştırmacılar Derneği de (TÜAD) bir açıklama yaptı. TÜAD Başkanı Vural Çakır, kamuoyunda seçim tahminleri ile ilgili olarak adı geçen firmaların çoğunun TÜAD üyesi olmadıklarını,  araştırma şirketleri ile veri toplama şirketlerinin anket şirketleriyle karıştırılmaması gerektiğini söyledi.
Durum böyle. Şimdi seçim sonrası çalışmalar, araştırmalar, analizler önemli. Ancak bu araştırmaların da seçim öncesinde başlayıp, karşılaştırmalı analizlerle desteklenmiş olması gerekiyor. Nasıl pazar araştırmalarında reklam etki hesaplamaları için öncül-test, son-test yöntemleri uygulanıyor ise siyasi araştırmalarda da aynısı uygulanmalı. Bilimsel ölçüm yapmak sokağa çıkıp gazeteci gibi halka soru sormaktan çok farklı bir şey çünkü.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa