02 Temmuz 2014 00:05

Kahramanlar çağı

Kahramanlar çağı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dünya Kupası’nda üçüncülük maçını da sayarsak 10 maç kaldı. Çeyrek final, yarı final ve final; matematik gereği kaderi tayin edecek maçlar. Erken kaybeden Avrupalılar (İtalya-İspanya-İngiltere) tersten bir sürpriz yarattı,  Kosta Rika ve Kolombiya da tatlı bir Amerikan esintisi hissettirdi. Sürpriz kazanan ve kaybedenlerin ortak baş harfleri dışında henüz unutulmaz sahneler yaşanmadı. Ya da daha fazlasını istemekten; eldekiyle tatmin olmak zorlaşıyor. Bir oyun var gibime geliyor.
2006 ve 2010 Dünya Kupası’nda 5 gol atan gol kralı oluverdi.  Şimdi ise Kolombiyalı James Rodriguez çeyrek finale kadar 5 golü defterlere yazdırdı bile. 5’er gol atan 4 kral çıkan 2010’un dört valesi Müller, Forlan, Villa ve Sneijder toplam 20 golün 9’unu çeyrek final ve sonrasında attılar. Yani ilk 16 seviyesinde henüz Forlan ve Sneijder 2, Müller 3, Forlan 4 gol atabilmişti. 2006’nın gol kralı Klose grupta iki maçta duble çekmesine rağmen,  5. gole ancak çeyrek finalde ulaşıyordu. 2002’nin 8 gollü kralı Ronaldo dahi; 5. golünü Kolombiyalı Rodriguez gibi ancak ilk 16 müsabakasında atmıştı. 5 gollü Rodriguez’in ardından gelen 4 gollü Neymar, Messi ve Müller ve hatta 3’lük Benzema, Robben ve Van Persie gümbür gümbür ilerliyor. 1970’den beri gol kralı 7 golü bir kez geçebilmiş (2002 Ronaldo – 8 gol); bu yıl ikinciyi beklememek için bir sebep yok.
Gol ortalaması belirgin ölçüde artmış. Şu ana kadarki gol ortalaması 1958’den beri ulaşılamayan bir düzeyde. Sarı ve kırmızı kartlar düşme eğiliminde. Daha pozitif futbol oynanıyor. İyi oynayan kazanıyor ekseriyetle. 2010’da kulaklara yerleşen vuvuzelalı dip gürültüsü de yok. Ama yetmiyor işte. Puskas, Charlton, Pele, Cruyff, Kempes, Maradona, Schillaci, Romario, Ronaldo, Zidane gibi bir kahraman istiyor herkes. Yetmiyor. Schillaci’nin kulübe performansı, Tanrı’nın Eli, Milla’nın 42 yaşı, Zidane’ın kafası gibi efsaneler aranıyor.
Kahramanların çekip götürdüğü İbrahimoviç’li İsveç kupaya gelemedi; Ronaldo’lu Portekiz direnemeden eve döndü. Fildişi Sahili (biraz talihsiz olsa da) elenirken, tat bırakamadı damaklarda. Her şey bir kurtarıcının gelmesi için hazır, tüm şartlar olgunlaşmış ama çıkmıyor kahraman bir türlü.
Dünya Kupası şayet dünyaya rengini veren ekolün meydana çıktığı en üst platformsa artık kahramanlar çağının bittiğine ikna olmak gerekiyor. Messi’yi,  Neymar’ı küçümsemek saflık olur ama bir Maradona çıkar mı bu yıldızların içinden, bilmiyorum. Bu isimler Maradona’nın performansını gösteremeyeceği için değil ama biz izleyicinin maruz kaldığı beklentiden ötürü çıkmayacak bir kahraman.  Messi hakemin görmeyeceği sinsi bir el hamlesiyle gol atabilir, rakibin yarısını ipe dizip de atar. Atmışlığı da var. Ama biz yeterince deli, yeterince cesur, yeterince Don Kişot bulmayacağız hiçbirisini. Devir daha iyisini bekleme devri. 20 yıl unutulmayacak bir gol, 40 yıl hatırı olacak bir maç çıkmayacak. Çünkü futbolun yeni sahipleri, markalar ve sponsorlar kült film sahneleri istemiyor. Sürekli devamı çekilecek film serileri izleyiciyi daha güçlü bağlayacak oyuna. Kahramanları pazarlamaktansa, devamlı üst versiyonu gelen kahraman umudunun ekonomisi daha büyük. Bütün çocukların Maradona olduğu mahalle maçları değil, her çocuğun farklı formalar aldığı, ikinci üçüncü formayı arzuladığı oyun daha zevkli geliyor dev dünya ekonomisine. Üzgünüm paranın sahipleri öyle istediği için, kahramanlar çağı bitiyor. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...