25 Haziran 2014 00:02

Dik dur

Dik dur

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Galatasaray Liv Hospital basketbol takımı, Fenerbahçe Ülker ile oynadığı Beko Basketbol Ligi final serisinin son maçı için Ülker Arena’daki maça çıkmayınca 20-0 yenik ilan edildi.
Bugün sadece bu cümle etrafında yazmaya çalışacağım başarabilirsem. Belki basketbolseverlerin unutamayacağı bir final serisi olma ihtimali varken, son maçı oynanmayan bir seri olarak yine unutulmamayı başardı. Galatasaray yönetimi günahı sevabı kendisine ait bir karar aldı ve kendilerini deplasmanda güvenli hissetmediklerini söyleyerek maça çıkmadı. Kıyamet de o noktada koptu.
Çünkü bu güne kadar “Gerekirse ligden çekiliriz” söylemleri, “Federasyon aklını başına alsın” yaklaşımları (En azından tepedeki takımlar tarafından yapıldığında) arkası gelmeyen bir güç gösterisi olarak algılanıyordu. O yüzden Ünal Aysal’ın demeci oldukça net olmasına rağmen maç saatine kadar Galatasaray basketbol takımının sahaya çıkabileceğini düşünenler vardı. Hele ki şimdilerde Galatasaray’la adı yeniden cümle içinde geçen Mustafa Denizli felsefesiyle kazanma ihtimalinizin yüzde 49 ila yüzde 51 arasında olduğu bir final maçından çekilmek, bu topraklarda alışık olmadığımız bir racondu.
Bu kararı beğenmeyenleri anlamaya çalışıyorum. Herşeye rağmen spor diyorlar, çıkıp kazanmayı denemeliydi diyorlar. Kim ne şartlar altında ne maçlar oynadı, siz neden bu kadar kolay pes ettiniz diyorlar. Bunun altında çok şık bir spor etiği var. Ancak Galatasaraylıların çoğu böyle düşünmüyor. “Çıkasydınız oynasaydınız” demiyor. Kiminin içine sinmese de, sessizce kabulleniyorlar yönetimin bu kararını. Çıkıp oynasaydınız diyenler Galatasaray’dan hazzetmeyenler. Maç oynansaydı spor durmasaydı diye düşünmüyorlar aslında, Galatasaray çıksaydı da dersini alsaydı diye düşünüyorlar. İşte burası ürkütücü.
Büyüteci Galatasaray’ın beyanatına tutunca da benzeri mesajlar çıkıyor. Ünal Aysal’ın Fenerbahçe’nin federasyon üzerindeki tahakküm kurduğunu öne sürdüğü açıklamasındaki “..Bu maçın mutlaka şaibesiz bir hakem kadrosuyla ve seyircisiz oynatılması gerekirdi.” cümlesi de eninde sonunda bir tahakküme çıkıyor. Fenerbahçe’ye şike imasında bulunuyor Galatasaray. Fenerbahçe’nin Galatasaray’a karşı yanıtında da çeşitli şike-yolsuzluk suçlamaları ve milliyetçi imalar var.  Bir İnternet forumu ya da sözlüğünde dönse admin’in iki kullanıcıyı da “ban”layacağı beyanatlar yapıyor milyonları temsil eden yönetimler.
İki tarafın açıklamasının ortak özelliği üslup olmayışı. Bir hakkaniyet değil hakimiyet talep etmesi. Karşı tarafın duygularını umursamayışı. Kısacası sporda taraflar herkes için adalet değil, kendi kazanacağı adaletten bahsediyor.
Galatasaray asaletten bahsediyor, Fenerbahçe cesaretten. İkisi de başka sesi duymuyor.
Çok cesur ve asil olabilecek bir karşılıklı duruşla dünyaya örnek olabilecekken, ağızların tadı hiç olmadığı kadar bozuluyor. Tüm iyimserliğimle bu maça çıkmama kararı spordaki şiddet sarmalını kırar mı diye umarken, sarmalı geriye doğru döndürüyor yönetim ve taraftarlar. Siz bize bunu yaptınız o yüzden kirlisiniz cümleleri haykırılıyor hep bir ağızdan. Unutulan geçmiş defterler hoyratça fırlatılıyor karşılıklı. Sert mesajlar sosyal medyadan, alelacele üretilip resmi mağazadan satılan tişörtlerle veriliyor.
Bir hafta kadar önce, bu yazının ilk cümlesindeki sponsor çokluğunun basketbola uzun vadede bir katkısı olup olmadığını yazmayı planlıyordum. Olağanüstü bir final serisinden bahsederim diyordum. Final serisi alternatif bir bakışla olağanüstü sayılabilir ama bize yadigar kalan artan karşılıklı öfke, bilenmiş dişler oldu. Sporun içindekilerin şiddet ve öfke sarmalından rahatsız olduğunu sanacak kadar saf olduğum için kendime kızıyorum. Gezi direnişi ve sonrasında oluşan alternatif kültürün tribünlerdeki, yönetimlerdeki statükoları değiştireceğini umacak kadar hayalperest olduğumu kabul edemiyorum. Üslupsuzluğun geri dönülmesi zor sonuçlarını görüyor ve tek başarı ölçütü dik durup eğilmemek olan bir yaklaşımın her alanda kitleleri getirdiği ruh halinden giderek korkuyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa