Süreç, Newroz ve beklentiler

Diyarbakır Newroz meydanından okunan Öcalan’ın tarihi manifestosunun üzerinden tam olarak bir yıl geçmiş bulunmaktadır. Türkiye’nin barış ve çözüm süreci bir yılını geride bırakmasına rağmen yeterince bir ilerlemenin olduğu söylenemez. Kürt tarafının tüm çabalarına karşın maalesef siyasi iktidar gözle görülür, elle tutulur bir adım atmadı. PKK gerillalarının önemli oranda sınır dışına çekilmesi, PKK’nin elindeki esir kamu görevlilerini serbest bırakması ve belki de en önemlisi bu savaştan kaynaklı olarak süreçte gençlerimizin toprağa düşmesinin engellenmiş olmasına karşın siyasi iktidar Türkiye’nin demokratikleşmesine ve Kürt sorununun çözümüne katkıda bulunacak dişe dokunur tek bir şey yapmadı.
Siyasi iktidar sadece sürecin ilerlemesini engellemedi aynı zamanda kamplaştırıcı, kutuplaştırıcı siyaset tarzıyla ezilenlerin, mazlumların, emekçilerin ve aydınların çözüm lehine bir ittifak oluşturması, önünde engel oluşturdu/oluşturmaktadır. Berkin Elvan’ın ölümü sonrası aileye yönelik siyasi iktidarın tutum ve söylemi anlaşılır, kabul edilebilir olmanın ötesinde son derece inciticidir, can sıkıcıdır. Bir bütün olarak bir mezhebe karşı tutum alınmış izlenimi verilmektedir. Yine son dönemde uzun tutukluluk nedeniyle Ergenekon ve Balyoz davası sanıkları hatta cinayet işlediklerinden kuşku olmayan Malatya  Zirve Kitapevi, Danıştay saldırısı gibi davaların faili katiller salı verilirken çoğu seçilmiş KCK sanıklarının içerde tutulmaya devam etmesi kesinlikle Kürt kamuoyunda sürece karşı siyasi iktidarın bir tıkacı olarak algılanmaktadır. Bu algı siyasi iktidarın süreci zamana yaydığı ve aslında kendisini seçimler sonrasına atmanın manevrası gibi değerlendirmelere yol açmaktadır. Anadilinde eğitim hakkının verilmemesinden tutunda Kürtlerin tüm temel talepleri hâlâ orta yerde durmaktadır. Bu sürecin oldukça zorlu geçmesi beklenen bir durumdu ve Öcalan bunu bir bisiklet sürüşü olarak değerlendirdi. Bisiklet sürüşünde pedallar daima çevrildiğinde düşmeden yürütür, kaza yapmazsınız. Pedalların çevrilmesi durdurulduğunda ise o bisiklette düşmeden duramazsınız.
Ancak yinede sürecin tamamen heba olduğu iddia edilemez. Tüm eksikliklerine, yetmezliklerine rağmen Kürtler sürecin en fazla kazanan tarafı oldular. Kürtler belki de kendilerini, Kürt meselesini Türkiye ve dünya kamuoyuna en iyi bu dönemde ifade etme fırsatı buldular. Dünya ve Türkiye kamuoyu Kürtleri yıllarca sadece devletin tek taraflı dezenformasyon politikalarının etkisiyle ne kadar yanlış tanıdıklarını görme fırsatını bu dönemde buldular. Daha düne kadar bebek katili, cani, bölücü olarak kendilerine tanıtılan kişinin sorunun çözümünde en aklı selim davranan ve onun sebatkar çabasının olmazsa olmaz önemde olduğu, bu dönemde görüldü. Bu sürece kadar sadece devletin değil herhangi bir merciin Öcalan’la görüşmesi, Türkiye’de fırtınanın kopmasına yeterliyken bugün onunla görüşmenin olmama ihtimali fırtınanın kopacağına delalet olarak düşünüldüğü günlere gelindi.
Bunun sonuçlarının 30 Mart yerel seçimlerinde görüleceğini tahmin etmek zor olmayacaktır. Sürekli içe büzüşen Kürdistan coğrafyası ilk kez bu dönemde dışa doğru genleşme sürecini yaşamaktadır. Başta Kürt sınır illeri Urfa, Bingöl, Bitlis ve Serhat illeri olmak üzere İstanbul, Mersin gibi metropollerde de BDP/HDP’nin oylarını bu sürecin bir kazanımı olarak önemli oranda artıracağını söylemek kahinlik olmayacaktır. Kürt siyasi hareketinin Türkiye’nin en önemli itici gücü olarak ortaya çıkacağı ve ülkenin geleceğinde rol sahibi olacağı iddiası bir ütopya olmayacaktır.
Böylesi bir dönemde tarihi önemde görülen 2014 Newroz’una giriyoruz. Newroz ateşi yaklaşık bir hafta önce bölgede yakılmış bulunmaktadır. Final 2 milyon kişinin katılımının beklendiği Amed Newroz’uyla olacaktır. Yine başta Kürtler olmak üzere Türkiye ve dünya kamuoyunun  gözü, kulağı Öcalan’ın meydanda okunacak mesajındadır. Sürecin başarısında ve devam etmesinde Öcalan’ın mesajının siyasi iktidarda karşılık bulması tüm Kürtlerin beklentisidir. Siyasi iktidar bunu ertelediği oranda kendi sonunu yakınlaştıracaktır.
Başta Kürtler olmak üzere tüm Ortadoğu halklarının Newroz’u kutlu olsun.