18 Ocak 2014 00:04

Nagehan Salça 'pos-modern darbeye karşı!'

Nagehan Salça \'pos-modern darbeye karşı!\'

Fotoğraf: Envato

Paylaş

CNNTürk’te yayınlanan ‘Dürt Bir Taraf’ programının ‘kırmızı çoraplı’ kızı Nagehan Salça’nın literatürlük yorumunu hatırlıyor musunuz: “Devlet her türlü şeyden elini eteğini çekse, keşke bakanların alabileceği rüşvet minimuma inebilse. ”Bakın,‘yorumcu’ diye buna denir işte! Rüşvetin ‘işlevi’ önemli! Büyük veya küçük ne fark eder değil mi? Nagehan Salça da 17 Aralık’ı, ‘darbe sananlardan’ bir fani. Programda, tekrar Cemaate transfer olan Nazlı Ilıcak’ı, konuşturmuyor bile.

PLASTİK PARA

Başbakan, teşrif ettiği Malezya’daki bir hitabetinde, ‘Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu’ ile ilgili olarak Fethullah Hoca Efendi’ye gönderide bulunmuş, “ 28 Şubat post-modern darbeyse, 17 Aralık dost-modern darbedir” demişti. Her ne kadar, büyük bir ihtimalle ‘kayda geçer’ diye ‘kredi kartı’ kullanımını tasvip etmeyen Tayyip Bey’e karşın,  Amerikalılar gibi Pennsylvania’lı Hoca Efendi de ‘plastik parayı’ tercih ediyor, kasaya vasıl olduklarında ise müritleri, bu zat-ı muhteremin kredi kartını, ‘POS cihazına’ doğru uzatıyordur. Dolayısıyla, iki pehlivan arasında süregelecek bu ‘amonyak yarışının’ meali ‘POS-modern darbe’dir. (POS: Pennsylvania Of  Sale-Pennsylvania Satışı)

ERKÂN-I HARBİYYE

Erdoğan, Tokyo’da “Türkiye’nin bölgesel veya küresel güç olma gibi bir hedefi yok. Türkiye sadece üzerine düşeni yapıyor” dediğinde, tarihler 7 Ocak 2014’ü gösteriyordu.
Bu açıklama, Doğu Asya’da ‘askeri genişlemeye giden’ Japonya’nın Başbakanı Sinhzo Abe’ye bir rahat nefes aldırdı. Oysa Başbakan, 1 Ağustos 2013’de‘erkân-ı harbiyye’ ile ‘Anıtkabir’e uğradığında’ özel deftere şunları yazıyordu: “Türkiye, yaptığı büyük atılımlarla ‘bölgesel güç olma’ yolunda emin adımlarla ilerlerken, ‘küresel planda’ da etkili bir konuma hızla yükseliyor.” Recep Bey, din kardeşiz ama ‘bu ne diyet, bu ne niyet!’ diyecek oldumdu. Ancak usta, bu hafta, büyükelçilere, direktiflerini sıralarken “Fiziki sınırların içine dış politikayı hapsedemeyiz. Yüzyıl öncesine kadar, birlikte iç içe yaşadığımız ülke ve halklara karşı bigane kalamayız” demez mi?

TEK ADAM

Erdoğan’a ‘diktatör, otokrat, tek adam olma’ gibi yaftalar yapıştırıp, töhmet altında bırakanlar, ustanın daha önceki manevralarına da bakarak, bir kez daha kanaat getirmelidirler ki Tayyip Bey, asla ‘tek adam’ değil, şekilde görüldüğü gibi ‘çift adamdır.’ Zırt, pırt günahını almayalım lütfen! İçeride yatanlar günahsız da, dışarıdakiler günahkar mı yani?

HOCANIN KASETİ

Başbakanın, Doğu Asya’ya yönelirken, Bank Asya’yı da ihmal etmemesi, Gülen’i bir hayli telaşlandırmışa benzer. Bu arada hocanın finansal mütalaaları ile iş takibi, ihale aracılığı üzerine olan ‘hizmet hareketlerini’ naklettiği, Uganda bandrollü, ‘ekonomi kaseti’ bütün ‘D&R Mağazaları’ raflarında yerini aldı, tüm‘mudilerine’ acilen duyurulur! Tayyip Bey’in orman arazilerinin yapılaşmaya açılması münasebetiyle telefonda yaptığı ‘rant single’ı ise Adliye Saraylarındaki okunmuş ‘cüppe vestiyerlerinden’ temin edilebilir.

EMNİYET KEMERİ

Geçtiğimiz perşembe gününün ‘emniyet ve yargı durumuna’ bir bakalım. Emniyet, 50’yi aşkın personelin görev değişikliği ve el çektirmelerle‘tavan yaptı!’ Hükümet, hızını alamayıp, araçlarda takılması zorunlu ‘emniyet kemerlerini’ bile değiştirebilir. Yargı ise, aynı gün ‘1 hakim’, ‘19 savcının’ görev değişikliği ile de ‘seansı’ kapatmış oldu! Sıranın ‘mübaşirlere’ kadar uzanacağı tahmin ediliyor. Aslına bakacak olursak Başbakanın da ‘görev yeri’ değişti. Daha önce Silivri’de ‘Ergenekon Savcısı’ olan Tayyip Bey, artık kendini ‘Pennsylvania Savcılığına’ atadı!

PARKİNSON

HSYK, ‘duble yolsuzluklar’, ‘emniyet ve yargının şehirlerarası seyahatleri’ dışında gündemi, Başbakan Erdoğan ile Fethullah Hoca Efendi’nin ‘didişmeleri’ kilitliyor:
Başbakan: İhanetin hesabı mutlaka sorulur.
Cemaat cephesi: Adaletin keskin kılıcı inecek, bazı başlar düşecek.
Başbakan: Bunlar dış mihrakların ‘maşası’ olmuştur.
Hoca Efendi: Bize ‘maşa’ diyenler, dönsünler ‘taşa.’
Başbakan: ‘Virüs’ vücudu esir almak istiyor.
Hoca Efendi: Mahlûkat da Allah’ın bir çalışmasıdır.
Başbakan: Örgüt ‘Haşaşiler’ gibi.
Hoca Efendi: Tövbe tövbe… ‘Haşelillâh’ (Allah korusun), ‘hâşcularla’ (kavga arayanlar) bizim teşrik-i mesaimiz olmaz yani. Vaziyet ayan beyan ‘haşaşedir.’ (önemli birinin son demi) Taraflar arasındaki bu atışmalardan dolayı, Türkiye’de kafalar,‘tenis maçı seyreder gibi’ bir hocaya, bir ustaya, ustadan, yine hocaya, bir sağa, bir sola, tekrar sağa, tekrar sola çevrilmekten, son tahlilde, ‘parkinsonlulara’ benzeyecek.

FEZLEKE

Dört bakan hakkında hazırlanan 60 milyon dolarlık ‘fezleke’, Yeni yılda Adalet Bakanlığına gidebilmiş. Genel Kurul’a gelene kadar da ‘fez’i düşüverir yolda, ‘lekesi’ kalır geriye. Yeri gelmişken, ‘ince iş’ adamı İranlı Reza Zarrab’ın ‘devrik’ Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a ‘hatıra olarak’(!) hediye ettiği ‘700 bin liralık’ kol saati, ‘vakit, nakittir’ diye geçiştirilecek mi acaba? Kemal Kılıçdaroğlu da gözünde büyütmesin hiç! Bu kol saatiyle, başbakanın Çamlıca’da yaptıracağı ‘4.5 milyon dolarlık’, 5 villadan, sadece birinin ‘antresi’ alınabiliyor. Tayyip Bey de, ‘tamponunu telle tutturduğu ‘mobil Telli Baba’ arabasıyla, kafa bulan, MHP Milletvekili Meral Akşener’e ‘teselli ikramiyesi’ olarak, bu villalardan birinin ‘müştemilatını’ hediye eder artık!

MÜHiMMAT

Başka ülkelerin Dışişleri Bakanı Ahmet Avutoğlu(!), Reyhanlı’da aranmak istenen ‘devlet sırrı’ tIr için “Başbakan biliyordu” diyor. Peki, Adana’da 2 otobüste bulunan ‘mühimmata’ Erdoğan, ‘ne dedi?’ diye sorsak, Avutoğlu, herhalde şu karşılığı verirdi: ‘Sayın Başbakan, ‘mühim’ değil dedi.’ Mermi dolu bu otobüsler için ‘savuşturma’ ilginçti: “Otobüsler Suriye’den geldi.” Sanırsınız ki ‘otobüslerin önü’, Suriye istikametinde olup ‘geri geri’ Türkiye’ye giriş yaptılar!

CHP

Yerel seçimde CHP Adayı, MHP’li Mansur Yavaş Yavaş’ın sola karşı geçmişteki küfürleri, partinin başına bela açacak gibi. Kılıçdaroğlu, illa böyle bir ittifaka girecekse bu isim, ılımlı, olumlu, entelektüel, kent planlamacılığını iyi bilen, Mimar Prof. Ahmet Vefik Alp olabilirdi. İstanbul Adayı, Mustafa Sarıgül ise, yıllarını CHP’de geçirmiş, Şişli referanslı, dinamik, çalışkan, yaratıcı, her kesimi kucaklayan, istikbal vaat eden biri. Ancak CHP’yi ‘Cumhuriyetçi Hareket Partisi’ haline getirmek ise bir rizikodur.

ANANAS

Sizlere Fethullah Hoca Efendi’nin, Uganda Mutfağı’ndan, Bantu Kabilesi usulü ‘Ananaslı Antilop’ tarifini verecektim ama yerim kalmadı maalesef. Bir dahaki sefere inşallah…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa