64 yaşındaki küçük dev: Transistör
Yaklaşık 64 yıl önce, 16 Aralık 1947’de, Bell Laboratuvarlarında çalışan William Shockley, John Bardeen ve Walter Brattain dünyanın ilk transistörünü icat etti. Transistör; başta radyo ve televizyonlar olmak üzere, dönemin elektronik ciahzlarının hemen hemen tümünde fazlasıyla geniş yer kaplayan ve oldukça fazla güç tüketen vakum tüplerinin yerine daha az güç tüketen ve daha az yer kaplayan bir devre elemanı üretme çabaları sonunda ortaya çıktı. Bardeen, Shockley ve Brattain 30 Haziran 1948’de düzenledikleri basın toplantısında, dünyaya sadece transistörün büyük ölçekli bir modelini sunmakla kalmadılar, bunun yanı sıra vakum tüplerinin yerine transistörlerle çalışan bir televizyon ve bir radyo alıcısını da sundular. Bu ilk sunumun ardından oldukça hızlı bir gelişme süreci başladı: 1952’de ilk transistörlü radyo alıcısı piyasaya sürüldü. 1954’te transistörün seri üretimi için oksit maskeleme tekniği geliştirildi. 1956’da elektroniğin bu temel yapı taşını icat eden William Shockley, John Bardeen ve Walter Brattain Nobel Fizik Ödülü’ne layık görüldüler. 1958’de günümüz mikroçiplerinin atası sayılan ilk entegre devre duyuruldu. 1960’lara gelindiğinde transistör ve yarı-iletken endüstrisi 1 milyar dolarlık dev bir sektör haline gelmişti.
Transistörün icat edildiği 40’lı yıllar bilgisayarların da ilk yıllarıydı. 1946’da ENIAC vakum tüplü ilk bilgisayar olarak tarihe geçti. 17468 vakum tüpü içeren ENIAC, 63 metre kare yer kaplıyordu ve sadece askeriyenin basit balistik hesaplamaları için kullanılıyordu. Bir rivayete göre ENIAC çalıştırıldığı zaman güç tüketiminden dolayı şehrin ışıkları soluklaşıyordu. Herhalde o zamanlar ENIAC’ı bilen hiç kimse, hatta transistörü icat edenler bile bilgisayarların bugünkü kadar küçülebileceğine inanamazdı. Ancak transistör bu devasa yer kaplayan canavarlarda da ciddi değişimlere neden oldu. İlk transistörlü bilgisayar 1953’te çalışmaya başladı. ‘60’lı yılların sonlarına doğru ise Hewlett Packard’ın 911A modeli hesap makinesi ile ilk kez kişisel bilgisayar (PC ) kavramı gündeme geldi. İlk mikro işlemci olan ve 2300 transistör içeren Intel’in 4004 serisi 1971’de piyasaya sürüldüğünde artık birkaç santimetrekarelik bir alana ENIAC’ın gücünü sığdırmak mümkündü. Transistörün gelişimi hızını artırarak sürdürdü: 1978’de 8086 işlemci ile 29 bin, 1982’de 80286 işlemci ile 134 bin, 1989’da 80486 işlemci ile 1.2 milyon, 1997’de Pentium II işlemci ile 3.3 milyon, 1999’da Pentium III işlemci ile 9.5 milyon ve 2000’de ilk Pentium 4 işlemci ile 42 milyon transistör birkaç santimetre kareye sığdırıldı. Günümüzün modern işlemcileri bir milyarın hatta bazı uçuk fiyatlı modeller 2 milyarın üzerinde transistör barındırabiliyor.
Transistör, Facit gibi mekanik-analog cihazların rafa kalkmasına ve yerlerini daha küçük, daha kullanışlı ve daha az güç tüketen cihazların almasına yol açtı. Hesap makinesinden cep telefonuna, televizyondan bilgisayara, bugün kullandığımız istisnasız tüm elektronik aletler transistör ile mümkün oldu.
Carrier IQ skandalında ilk dava
Carrier IQ skandalının patlak vermesinin ve milyonlarca akıllı cep telefonunun kullanıcıların bilgisi dışında izlendiğinin ortaya çıkmasının ardından konu hakkındaki ilk dava Apple’ın da içlerinde bulunduğu sekiz firmaya ABD’de açıldı.
ABD’nin Delaware bölgesindeki bölge mahkemesinde cuma günü açılan dava Carrier IQ, üç servis sağlayıcı ve dört telefon üreticisini hedef alıyor. Firmalar Federal Dinleme Akti, Depolanan Elektronik İletişim Akti ve Federal Bilgisayar Sahteciliği Aktini ihlalden suçlanıyorlar.
Şikayet, telefonlarında Carrier IQ yüklü olduğu belirtilen dört kişi adına yapıldı. Apple ve Carrier IQ dışında listede AT&T, Sprint, T-Mobile, HTC, Samsung ve Motorola yer alıyor. Bütün bu şirketler telefonlarında Carrier IQ yazılımı olduğunu kabul etmiş; yazılımın ağ tanımlamada, ve iletişim kalitesini artırma amaçlı iyileştirmeler için veri toplamada kullanıldığını açıklamışlardı. Cep telefonu üreticileri ise, yazılımın cihaza yüklenmesinin operatörlerin talebi olduğunu dile getirmişti.
Evrensel'i Takip Et