Telif tekelleri teknoloji tekellerine karşı
Yapay zekâ alanında geçen haftanın iki önemli gelişmesi de birer dava haberi idi. Pazartesi günü Getty Images’ın Stability AI’a Getty’e ait görsellerinin izinsiz kullanımı nedeni ile İngiltere’de açtığı telif hakları ihlali davası görüldü. Çarşamba günü ise iki Hollywood devi Disney ve Universal’in Midjourney’e toplu telif hakkı ihlali nedeni ile dava açtığı haberi geldi. Telifli içeriklerin geniş dil modellerinin eğitiminde ne şartlar altında kullanılabileceği konusu hukuksal olarak henüz çözülmüş değil. Söz konusu iki dava bu sorunun yanıtının ne olacağını gösterebilir. Davaların teknoloji tekelleri aleyhine sonuçlanması halinde geniş dil modellerini üreten şirketleri zor günler bekliyor.
Davaların bir yanında erişebildikleri her türden içeriği sahibine ya da telifine bakmadan yağmalayarak tarihin en büyük gaspına imza atan teknoloji şirketleri duruyor. Diğer yanında ise film endüstrisi ve stok fotoğraf sektöründe ciddi miktarda ürünün telif hakkını elinde bulunduran büyük şirketler. Yanılsama olmasın ne Disney ne Universal ne de Getty geniş dil modelleri ve bunlara dayalı teknolojilerin kullanımına karşı değil. Söz konusu şirketlerin üçü de çeşitli işlerde bu araçları kullanıyor. Fikri mülkiyet gasbı konusunda ise teknoloji tekellerinin yaptığı şekilde otomatikleştirilmiş bir kitlesel gasp söz konusu değil elbette ama başkalarının telif haklarına ciddi şekilde saygı duyan şirketler değil bunlar. Biri kamu malı fotoğraflar nedeni ile telif ihtarı gönderecek kadar arsız, bir diğeri ise popüler hikayelerinden birini Osuma Tezuka’nın Kimba’sından araklayacak kadar telif haklarına saygılı(!) şirketler bunlar. Söz konusu şirketlerin esas dertleri kendi iş modelleri ve gelirlerinin riske girmesi.
Eğer teknoloji şirketlerinin fikri mülkiyet yağması farklı sektörlerde telif haklarının ciddi miktarını elinde bulunduran şirketler ile sınırlı bir yağma olsaydı bu kavgayı kimin kazanıp kimin kaybedeceği umurumuzda olmayabilirdi. O şartlarda “Bir davayı iki tarafın birden kaybetmesi mümkün mü?” sorusu da eğlenceli bir soru olurdu. Ancak söz konusu yağma sadece telif tekelleri ile sınırlı değil. Her alan ve her kalibreden içerik üreticisinin çevrimiçi olarak yayımladığı içeriklerin neredeyse tamamının yağmalandığını söylersek abartmış olmayız. Disney, Universal ya da Getty gibi avukat ordularına sahip olmayan ancak güncel modellerin eğitim veri setlerinde şirketlerin telifli materyallerinden daha büyük miktarda içeriğe karşılık gelen geniş bir kitlenin de ürünleri yağmalanmış durumda.
Telif tartışması meselenin önemli bir ayağı. Ancak tartışma bununla sınırlı değil. Geniş dil modelleri ve bunlara dayalı uygulamaların toplumsal etkileri ve sonuçları konuşulmuş, tartışılmış ve daha önemlisi geniş kitlelerce uzlaşılmış değil. Teknoloji şirketleri kendi kârları açısından gidiş yolunun buradan olması gerektiğine karar verdiler. Şimdi bu tepeden inme kararı dayatıyorlar. Söz konusu davalar teknoloji tekellerinin bu dayatmasının önündeki ciddi bir engel. Bu davalardan çıkabilecek emsal niteliğinde bir karar geniş dil modeli ekosisteminin ciddi şekilde değişmesine ve birçok şirketin yok olmasına yol açabilir. Küçük içerik üreticiler açısından en kötü sonuçlar ise bu davaların kaybedilmesi ya da kendi sektörlerinde küçük içerik üreticinin telifini umursamayan telif tekellerinin bu davaları mahkeme dışı bir uzlaşmayla bitirmesi olacaktır. Hem teknoloji tekellerinin hem de telif tekellerinin kaybetmesi ise maalesef uzak bir hayâl henüz.
Evrensel'i Takip Et