26 Şubat 2011 22:10

Bir kurultayın ardından

Birincisi 2004 yılında yapılan kadın kurultayından 7 yıl sonra 9-10 Şubat 2011 tarihlerinde Ankara Başkent Öğretmen- evinde Eğitim Sen 2. Kadın Kurultayı yapıldı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün 101. yılı öncesinde, Türkiye’de “aşk, namus, töre” adı altında “kadın cinayetleri”nin işlen

Bir kurultayın ardından
Paylaş
Hilal Arslan*

Eğitim Sen’li kadınlar kendi şubelerinde aylar öncesinden konu başlıklarını belirlemiş, çalışmalar yürütmüşlerdi. Kurultayda da iki gün boyunca bir araya gelip sorunların nedenlerini ve çözüm önerilerini 81 ilden gelecek 260 delegeyle ortaya koyacaklardı ve “dönemsel ihtiyaçlara” yanıt bulacaklardı… Ne yazık ki katılım beklendiği gibi olmadı, kurultaya katılan 170 delegenin ancak 120-130’u atölye çalışmalarına katıldı.

ATÖLYELERDE TACİZ VURGUSU

Birinci gün altı ayrı atölye çalışması yapıldı. Atölyelerde belirlenen konu başlıkları şöyleydi:
Kadının toplumdaki yeri ve konumu; İstihdamdaki dönüşüm, bu dönüşümün eğitim alanına yansımasının kadınlar açısından sonuçları ve çözüm önerileri; Cinsiyete dayalı iş bölümü, ev ve aile hayatından kaynaklanan sorunlar ve çözüm önerileri; Sendikalardaki erkek egemenliği ve çözüm önerileri; Sendikal katılım ve temsil konusunda kadınların özeleştirel yaklaşımları, sendikada kadın dayanışmasının önündeki engeller; Eğitim alanında toplumsal cinsiyet temelli şiddet.
Atölyelere katılan kadın emekçilerin bir kısmı daha önce şubelerinde yapılan çalışmalara hiç katılmamışlardı. Konu başlıklarının içeriğinden haberdar olunmaması bazı sıkıntılar yaşattı. Eğitim Sen’li kadınlar atölyelerde bolca tartıştı. Hemen her atölyede kadına yönelik cinsel taciz, tecavüzün nedenleri ve çözüm önerileri tartışıldı. İkinci gün her atölyeden bir kişi tarafından atölye sunumu yapıldı ve çözüm önerileri tüm delegelerle paylaşıldı. Ortaklaşılamayan öneriler delegelerin oylarına sunuldu. Nerdeyse tüm atölyelerde yüzde 40 kadın kotası ya da eşit temsil çözüm önerisi sunuldu.

EMEKÇİ KADINA RET

Kurultayda 43 önerge sunuldu. Bunlardan biri sendikanın broşür, afiş ve diğer yayınlarında 8 Martın “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak belirtilmesi talebini içermekteydi. Önerge oy çokluğuyla reddedildi. Görüş bildiren bir konuşmacı, “emekçi” sözcüğüyle sadece çalışan emekçi ya da işçi kadınlarla sınırlı kalındığı, ev kadınlarını ve “diğer” kadınları kapsamadığı gibi ilginç bir ifade kullandı.
Oysa bizler çok iyi biliyoruz ki, kadının ev içinde görünmeyen emeğinin görünür kılınması için mücadele verenler, sınıf sendikacılığını savunanlardır. Önergenin reddi, 8 Martın tarihini unutup kadının sınıfsal, ulusal, cinsel sömürüsüne sınıfsal bir perspektifle bakılmamasının bir sonucu.

MÜCADELEYE DEVAM

Kadın kurultayına ilk defa katıldım ve yürütülen tartışmaların önemli bir bölümü bende hayal kırıklığı yarattı. Birinci kurultaya katılanlar bu kurultayın sönük geçtiğini satır aralarında ifade ediyorlardı. Bence iş yerlerinde örgütlenmemiş, yukarıdan aşağıya belirlenmiş bir kurultayın sönük geçmesi çok doğal. Tüm olumsuzluklara rağmen, Eğitim Sen üyesi olan biz kadınlar, daha nitelikli tartışmaların yürütüleceği bir dahaki kurultaya kadar, kadınların örgütlenmesi önündeki engellerin kaldırılması yönünde, emek, barış, eşitlik ve demokrasi mücadelesi yürütmeye devam edeceğiz.

*Kahramanmaraş Şube delegesi

ÖNCEKİ HABER

Üçüncü kurultaya daha örgütlü

SONRAKİ HABER

Her gün 6 milyon Kürt çocuğu asimile ediliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...